YARGITAY 15. HUKUK DAİRESİ

Tarih: 20.07.2005 Esas: 2004 / 7112 Karar: 2005 / 4421

Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi Resmi Şekilde Yapılmamış da Olsa Edimler Karşılıklı ve Büyük Ölçüde İfa Edilmişse Geçerli Kabul Edilmelidir.

Özet:

Davacı yüklenici, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı olarak tapu iptali ve tescil talebinde bulunmuştur. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde bedel olarak taşınmaz devri kararlaştırıldığından geçerli olabilmesi için resmi şekilde yapılması zorunludur. Ancak geçersiz düzenlenen sözleşme uyarınca taraflar karşılıklı ve büyük ölçüde edimlerini yerine getirmişse sözleşmenin geçersizliğini ileri sürmek iyi niyet kuralları ile bağdaşmaz. Eldeki davada da taraflar büyük ölçüde edimlerini yerine getirmişlerdir. Açıklanan ilkeler nazara alınmadan davanın tümden reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

Hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat K.D. ile davalı vekili Avukat M.S.Ö., müdahil Z. vekili Avukat H.D.D. geldi. Müdahil V. gelmedi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kerre dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR

Dava, arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesi, devir sözleşmeleri ve taahhütnameler uyarınca davacı yükleniciye iş bedeli olarak verilmesi gereken bağımsız bölümlerden bakiye 2 adet villa ile ticari ve turistik alanların verilmemesi nedeniyle tapu kayıtlarının iptali ve davacı adına tescili istemine ilişkindir.

Yerel mahkemece yapılan yargılama sonucunda davacı yüklenici edimlerini tam olarak yerine getirmediği ve koşulların oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, verilen karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.

1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş reddi gerekmiştir.

2- Dava dışı Ö. Mimarlık Mühendislik Ltd. Şti. ile davalı arasında 11.04.1991 tarihinde imzalanıp, bilahare 10.09.1992 tarihinde dava dışı Ö. İnşaat ve Ticaret Ltd. Şti’ne devredilen ve 24.12.1992 tarihli davacı davalı ve dava dışı önceki yüklenici arasında düzenlenen ek sözleşme ile davacının davalıya ait Ayvalık’ta su basmanı tamamlanmış 147 adet villanın kaba inşaatı ile teknik şartnameye göre alt yapı işlerini, 9 adet villa ile ticari ve turistik alanlar karşılığı yapıp tamamlamayı devralarak üstlendiği ihtilafsızdır. Bu sözleşmelerin tamamı da adi yazılı şekilde düzenlenmiştir.

Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde bedel olarak arsa payı veya taşınmazın bir bölümünün devri öngörüldüğünden geçerli olabilmesi için MK. 706, BK. 213, Tapu Kanunu’nun 26. ve Noterlik Kanunu’nun 60. maddelerine göre resmi şekilde düzenlenmesi gerekir. Ancak geçersiz olarak düzenlenen sözleşmeye göre tarafların karşılıklı ve büyük ölçüde edimlerini ifa etmeleri halinde sözleşmelerin geçersizliğini ileri sürmek iyi niyet kurallarıyla bağdaşmaz. Doktrin ve dairemizin yerleşmiş içtihatları ile bu halde adi yazılı sözleşmelerin geçerli olduğu kabul edilmektedir. Eldeki davada sözleşmeler ile devir sözleşmeleri ve taahhütname adi yazılı şekilde düzenlenmiş ise de, eser kooperatifçe teslim alınıp kullanıldığı ve taahhüt edilen villalardan 7 tanesi yükleniciye devredilmiş olduğundan sözleşmeler ve taahhütname geçerli hale gelmiştir.

Eser sözleşmelerinde yüklenicinin temel borcu eseri sözleşme hükümleri ile fen ve sanat kurallarına uygun olarak meydana getirip iş sahibine teslim etmek, iş sahibinin borcu da kararlaştırılan bedeli ödemektir. Meydana getirilen eserde eksik ve ayıplar varsa kural olarak yüklenici bunlardan sorumludur. BK.’nun 360. maddesine göre eser iş sahibinin kullanamayacağı ve nısfet kaidesine göre kabule icbar edilemeyeceği derecede kusurlu ve mukavele şartlarına aykırı olursa o şeyi kabulden kaçınabilir veya bedelin tenzilini isteyebilir.

Somut olayda 07.07.1994 tarihli tutanağa göre eser reddedilmeyip açık ve gizli ayıplar nedeniyle ihtirazı kayıtla teslim alınmış olduğundan bedelin ödenmemesi söz konusu edilemez. Davalı arsa sahibi teslim tutanağında ayıplara karşı ihtirazı kayıt koyduğu ve bakiye iş bedeli olan tapu devrine yanaşmadığından muayene ve ihbar mükellefiyetini yerine getirmiş sayılır ve ancak BK.’nun 360. maddesinin ikinci fıkrasına göre eksik ve ayıplı imalât nedeniyle bu oranda bakiye iş bedeli olan tapu devrini vermekten kaçınabilir.

Bu durumda mahkemece yapılması gereken iş, kaba inşaat ve alt yapı işi ile ilgili tüm sözleşmeler, taahhütname ve teknik şartnameye göre meydana getirilen eserdeki eksik iş ve ayıplı imalâtın, yapılması gereken tüm imalâta oranı saptanıp bu orandaki iptal ve tescil talebinin reddedilmesi, bunun dışında kalan kısım için daha önceden devredilen 7 adet villanın tapu payları da dikkate alınarak tapu iptali ve tescil talebinin kabulüne karar verilmesi olmalıdır. Bu hususlar üzerinde durulmaksızın eksik inceleme ve yanlış değerlendirme sonucu davanın tümden reddi doğru olmamış kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda (1.) bentte yazılı nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, (2.) bent uyarınca kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, 400,00 YTL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 20.07.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.