YARGITAY 10.HUKUK DAİRESİ

Tarih: 30.12.2004 Esas: 2004 / 9088 Karar: 2004 / 12739

Birden Fazla İşe Giriş Bildirgesi Kesintili Çalışmaya Karinedir.

Özet:

Dava, hizmet tespiti talebine ilişkindir. Tespiti istenen dönemde davacı için iki ayrı işe giriş bildirgesi verilmiştir. Birden fazla işe giriş bildirgesi verilmesi kesintili çalışmaya karinedir. Başka bir anlatımla, ne kadar çalışılmışsa o kadar çalışma süresinin kuruma bildirildiği sonucuna varılır. Bu karinenin aksi eşdeğerde yazılı delillerle ispat edilebilir. Açıklanan nedenle kuruma bildirilmeyen sürelere ilişkin yazılı delil bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır.

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 15.08.1995 – 31.05.2003 tarihleri arasında geçen ve Sosyal Sigortalar Kurumu’na bildirilmeyen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme, ilâmında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar vermiştir.

Hükmün, davalılar avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi O.B. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okundu. Temyiz konusu hükme ilişkin dava Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbirine uymadığından, Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

Davanın yasal dayanağı 506 Sayılı Kanunun 79/10. maddesi olup, bu tür sigortalı hizmetlerin saptanmasına ilişkin davaların, kamu düzeni ile ilgili olduğu ve bu nedenle de özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğu açıktır.

Tespiti istenen dönemde davacının 15.02.1999 ve 08.06.2001 tarihlerinde olmak üzere iki ayrı işe giriş bildirgesi verilmiştir. Birden fazla işe giriş bildirgesi kesintili çalışmaya karinedir. Bu durumda davacı ne kadar çalışmışsa o kadar çalışma süresinin kuruma bildirildiği sonucuna varılır. Davacı ancak bunun aksini eşdeğerde yazılı delillerle ispat edebilir. O nedenle davacının iddia ettiği dönemde kuruma bildirilmeyen sürelerle ilgili olarak yazılı delillerinin bulunup bulunmadığı kesin bir şekilde araştırılıp incelenmelidir. Kuşkusuz bu kural işe giriş bildirgelerindeki imzaların davacı sigortalıya ait olduğu araştırılıp saptanmışsa veya sigortalıca hata-hile-ikrah durumu iddia ve ispat edilmişse geçerli olacaktır. Sigortalı tarafından imzaların kendisine ait olmadığının iddia edilmesi halinde uzman bilirkişiden rapor alınarak imza incelemesi yaptırılmalıdır.

Keza ancak öncelikle davalı şirketin kurulduğu 20.01.1998 tarihi öncesi davacının hangi işyerinde çalıştığı, işvereninin kim olduğu araştırılmalı, şayet davalı şirketten başka bir işverenin varlığı tespit edilirse bu kişiye de husumet yöneltilmesi için davacıya mehil verilmeli ve eksik bildirilen kayıtlarda gözükmeyen çalışmaların da hangi nedenlerle kayıtlara geçmediği ya da bildirim dışı kaldığı hususları gereğince araştırılmalı, yazılı belge ibraz olunmayan süreler yönünden o dönemde sigortalıya birlikte çalışan ve işverenin bordrolarında kayıtlı kişiler ile aynı yöre komşu ve benzeri işleri yapan başka işverenler ile bu işverenlerin çalıştırdığı bordrolara geçmiş kişiler saptanarak bilgi ve görgülerine başvurulmalı, yargılamada dinlenen tanık anlatımlarının değerlendirilmesinde işyerinin kapsamı kapasite ve niteliği göz önüne alınmalı, böylece bu konuda yeterli ve gerekli tüm soruşturma yapılarak uyuşmazlık konusu husus hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak şekilde çözümlenip deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.

Mahkemece, açıklanan bu maddî ve hukukî olgular göz önünde bulundurulmaksızın eksik inceleme ve araştırmaya göre hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

O halde, davalı tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 30.12.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.