YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ

Tarih: 26.02.2018 Esas: 2016 / 12441 Karar: 2018 / 2624

Boşanma – Nafaka – Kural Olarak Ön İnceleme Aşaması Tamamlandıktan Sonra İddia ve Savunma Genişletilemez ve Değiştirilemez.

Özet:

Dava, boşanma ve nafaka istemine ilişkindir. Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra iddia veya savunma genişletilemez yahut değiştirilemez. İddia ve savunmanın genişletilip değiştirilmesi konusunda ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati hükümleri saklıdır. Somut olayda, davacı kadın ön inceleme duruşmasından sonra yoksulluk nafakası talebinde bulunmuştur. Yoksulluk nafakası talebi hakkında usulüne göre yapılmış bir ıslah işlemi de bulunmamaktadır. Bu durumda, karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması hatalıdır. 

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı-davalı kadın tarafından reddedilen tedbir ve yoksulluk nafakası talepleri ile lehine hükmolunan tazminatların miktarı yönünden; davalı-davacı erkek tarafından ise kusur belirlemesi ve tazminatlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacı erkeğin tüm temyiz itirazları yersizdir.

2- Davacı-davalı kadının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

a- Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK m. 186/1), geçimine (TMK m. 185/3), malların yönetimine (TMK m. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK m. 185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (resen) almak zorundadır (TMK m. 169). Davacı-davalı kadın yararına tedbir nafakası koşulları oluşmuş olup, Türk Medeni Kanunu’nun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyannca, tarafların ekonomik ve sosyal durumlan da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere ve Uşak 1. Aile Mahkemesinin 2013/956 Esas – 2014/421 karar sayılı ilamı kadın yararına hükmolunan tedbir nafakası (TMK m. 197) ile tahsilde tekerrür oluşturmayacak şekilde, davacı-davalı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.

b- Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı-davalı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat azdır. Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50 ve 52. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi (TMK m. 174/1) ve manevi (TMK m. 174/2) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır.

c- Davacı-davalı kadın yoksulluk nafakası talebini ilk kez ön inceleme duruşmasından sonra verdiği 27.11.2015 tarihli dilekçesi ile ileri sürmüş, mahkemece kadının düzenli geliri bulunduğu gerekçesiyle yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 141. maddesi “Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe; ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia veya savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Ön inceleme duruşmasına taraflardan biri mazeretsiz olarak gelmezse, gelen taraf onun muvafakati aranmaksızın iddia veya savunmasını genişletebilir yahut değiştirebilir. Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra iddia veya savunma genişletilemez yahut değiştirilemez. İddia ve savunmanın genişletilip değiştirilmesi konusunda ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati hükümleri saklıdır” hükümlerini düzenlemiştir.

Bu yasal düzenleme gereğince davacı-davalı kadının ön inceleme duruşmasından sonra verdiği dilekçesinde yer alan yoksulluk nafakası talebi hakkında usulüne göre yapılmış bir ıslah işlemi de bulunmadığı gözetilerek karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, hükmün bu sebeple de bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2/a, 2/b ve 2/c bentlerinde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, hükmün temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda l. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın …’e yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna ve 143.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatıran Yeliz’e geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 26.02.2018