YARGITAY HUKUK GENEL KURULU

Tarih: 12.12.2007 Esas: 2007 / 1-968 Karar: 2077 / 976

Çaplı Taşınmaza El Atmanın Önlenmesi Talepli Davada Yerinde Keşif Yapılmadan Sadece Tanık Beyanlarına Göre Karar Verilmesi Hatalıdır.

Özet:

Çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi talepli davalarda, öncelikle çap kayıtları getirtilerek tarafların tüm delilleri toplanmalıdır. Dosya keşfe hazır hale geldiğinde yerinde keşif yapılarak uyuşmazlık konusu yer ile tarafların ellerindeki bulunan kısımların sınırları açıklığa kavuşturulmalıdır. Gerektiğinde taşınmaz başında tanıklar da dinlenmelidir. Kadastral yöntemlere uygun olarak ölçüm yaptırılmalıdır. Bilirkişilerden uygulamayı yansıtan, infazı sağlamaya yönelik, yeterli ve davacının taşınmazına tecavüz bulunup bulunmadığını, varsa miktarını gösteren kroki ve rapor alınmalıdır.

Taraflar arasındaki “el atmanın önlenmesi ve ecrimisil” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kadıköy 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce davanın reddine dair verilen 02.11.2006 gün ve 115-313 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 1. Hukuk Dairesi’nin 19.03.2007 gün ve 1373-2747 sayılı ilamı ile, (…Dava, çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.

Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.

Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişme konusu 2298 ve 2300 parsel sayılı taşınmazların davacı adına kayıtlı olduğu, davalının kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Ne var ki, mahkemece sadece tanık beyanlarına itibar edilmiş, yerinde keşif yapılarak davacı taşınmazlarına bir müdahale olup olmadığı saptanmamıştır.

Bilindiği üzere; çaplı taşınmaza el atmanın önlenilmesi davalarında öncelikle çap kaydının ya da kayıtlarının getirtilerek tarafların tüm delilleri toplanılmalı, dosya keşife hazır hale geldikten sonra yapılacak uygulamada çekişmeli yer ile yanların ellerinde bulunan kısımların sınırları tarafların ortak beyanlarına göre açıklığa kavuşturulmalı, gerektiğinde bu yön taşınmaz başında dinlenecek yerel bilirkişi ve tanık sözleri ile kuşkuya yer bırakmayacak biçimde saptanmalıdır. Daha sonra belirlenen bu durum göz önünde tutularak hazır bulundurulan kadastro fen memuru veya mühendisi sıfat ve yeteneğini taşıyan uzman bilirkişi veya bilirkişilere kadastro sırasında konan nirengi noktalarından, bunlar yoksa hem paftada, hem arazide mevcut sabit noktalardan yararlanılarak takometrik aletlerle kadastral yöntemlere uygun biçimde ölçüm yaptırılmalı; bilirkişilerden uygulamayı yansıtan, infazı sağlamaya yeterli ve özellikle davacı tarafın taşınmazına bir tecavüzün bulunup bulunmadığını, varsa miktarını açıkça gösteren kroki ve rapor alınmalıdır.

Somut olaya gelince; mahkemece yukarıda değinilen ilkeleri kapsar şekilde ve hükme elverişli olacak nitelikte bir araştırma yapılmış değildir.

Hal böyle olunca, yerinde keşif yapılarak çekişmeli taşınmazların davalı tarafından kullanılıp kullanıllmadığı duraksamaya yer verilmeyecek şekilde saptanılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulması isabetsizdir…) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Temyiz Eden: Davacı vekili.

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen özel daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının özel daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 12.12.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.