YARGITAY 14. HUKUK DAİRESİ

Tarih: 02.05.2016 Esas: 2015 / 12770 Karar: 2016 / 5286

Çaplı Taşınmaza El Atmanın Önlenmesi – Temliken Tescil – Taşınır Niteliğindeki (Kulübe, Büfe, Çardak, Baraka vb) Yapılar Temliken Tescile Konu Olamaz.

Özet:

Davacı, çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi ve eski hale getirme talebinde bulunmuştur. Davalı, savunma yoluyla TMK’ nın 725. maddesi uyarınca temliken tescil talebinde bulunmuştur. Temliken tescile konu olacak taşınmaza yapılacak binanın sürekli, esaslı ve mütemmim cüz niteliğinde olması gerekir. Taşınır niteliğindeki kulübe, büfe, çardak, baraka vb yapılar temliken tescile konu olamaz. “Sundurma” ve “tel örgü” vasfındaki yapılar taşınmazın tamamlayıcı parçası niteliği taşımadığından temliken tescile karar verilemez. Açıklanan hususlar dikkate alınmaksızın, temliken tescil isteğinin kabulüne karar verilmesi hatalıdır. 

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 04.06.2012 gününde verilen dilekçe ile müdahalenin men-i ve eski hale getirme, karşı dava ile TMK’nın 725. maddesine dayalı temliken tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; müdahalenin men-i talebinin kabulüne, eski hale getirme talebinin reddine, temliken tescil talebinin kabulüne dair verilen 30.06.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava, çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi ve eski hale getirme talebine ilişkindir.

Davacı, maliki bulunduğu 53 parsel sayılı taşınmaza davalının tuğla duvar örmek suretiyle yaptığı el atmanın önlenmesini ve eski hale getirme talebinde bulunmuştur.

Davalı, maliki bulunduğu 43 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki yapının davacının maliki bulunduğu 53 parsel sayılı taşınmaza 25 m2 tecavüzde bulunduğu kısım için savunma yoluyla TMK’ nın 725. maddesine göre temliken tescil talebinde bulunmuştur.

Mahkemece, davacının el atma davasının kabulüne, ancak TMK 725. maddesinde belirtilen şartlar oluştuğundan 06.11.2013 tarihli fen bilirkişi raporunda A harfi ile gösterilen 17.29 m2’lik alanın 53 parsel sayılı taşınmazdan ayrılarak davacı adına olan tapu kaydının iptali ile davalı adına tesciline, davacının eski hale getirme talebinin reddine karar verilmiştir.

Hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.

TMK’nın 684 ve 718. maddeleri hükümleri gereğince yapı, üzerinde bulunduğu taşınmazın mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) haline gelir ve o taşınmazın mülkiyetine tabi olur. Ancak, kanun koyucu somut olaydaki taşınmazların durumunu genel hükümlere bırakmamış, bu konumdaki taşınmazların maliki ile yapıyı yapan kişi arasındaki ilişkiyi TMK’nın 722, 723. ve 724. maddelerinde özel olarak düzenlemiştir. Uyuşmazlığın bu kapsamda değerlendirilmesi gerekecektir.

TMK’nın 724. maddesinde yapı sahibine tanınan bu hak, kişisel hak niteliğinde olup, bina sahibi ve onun külli halefleri tarafından, inşaat yapılırken taşınmazın maliki kim ise ona ya da onun külli haleflerine karşı ileri sürülebilir. Hemen belirtmek gerekir ki, taşınmaza sonradan malik olan kişiye karşı da bu kişisel hak ancak yapı sahibini bu haktan mahrum bırakmak amacıyla arsa sahibi ile el ve işbirliği içinde olduğu iddiasıyla ileri sürülebilir.

Malzeme sahibinin TMK’nın 724. maddesine dayanarak tescil talebinde bulunabilmesi için öncelikli koşul, malzeme sahibinin iyi niyetli olmasıdır. İkinci koşul, yapı kıymetinin taşınmazın değerinden açıkça fazla olması; üçüncü koşul ise yapıyı yapanın (malzeme sahibinin), taşınmaz malikine uygun bir bedel ödemesidir. Bu üç koşulun yanısıra, yapının bulunduğu arazi parçası davalıya ait taşınmazın bir kısmını kapsıyor ise tescile konu olacak yer, inşaat alanı ile zorunlu kullanım alanını kapsayacağından mahkemece iptal ve tescile karar verebilmek için bu kısmın ana taşınmazdan ifrazının da mümkün olması gereklidir.

İyi niyet koşulunun gerçekleşmediği durumlarda diğer koşulların gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılmasına gerek bulunmamaktadır.

Somut uyuşmazlıkta mahkemece, davalı lehine 11.11.2013 tarihli bilirkişi raporunda davalıya ait sundurmanın 6m2 si ile 3m yüksekliğinde tel örgü olmak üzere tecavüze konu toplam 17.29 m2 yerin tesciline karar verilmiş ise de temliken tescile konu olacak taşınmaza yapılacak binanın sürekli, esaslı ve mütemmim cüz (tamamlayıcı parça) niteliğini taşıması gerekir. TMK’nın “taşınır yapılar” başlıklı 728. maddesinde kulübe, büfe, çardak, baraka ve benzeri yapıların taşınır yapı kapsamında bulunduğu belirtilmektedir.

Fen bilirkişinin raporuna ekli krokide (A) ile ve kırmızı renkle gösterilen 17.29 m2 lik alanda “sundurma” ve “tel örgü” vasfındaki yapılar taşınmazın tamamlayıcı parçası niteliği taşımadığından temliken tescil istemine konu edilemez. Bu itibarla mahkemece asıl davanın yanında eski hale getirme talebinin de kabulüne, temliken tescil isteminin reddine karar verilmesi gerekirken belirtilen hususlar gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 02.05.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.