YARGITAY 8. HUKUK DAİRESİ

Tarih: 06.12.2018 Esas: 2018/15147 Karar: 2018/19877

Ecrimisil – İntifadan Men Koşulu İstisnaları

Özet:

Men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, … yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali ve davaya konu taşınmazın kamu malı olması halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

DAVA TÜRÜ : Ecrimisil

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

K A R A R

Davacı vekili, vekil edeni ile davalının murisinin dava konusu 5963 ada 10 parsel sayılı 6 numaralı bağımsız bölümde 1/2’şer malik olduklarını, davalının 1995 yılından beri hiçbir bedel ödemeden dava konusu daireyi kullandığını, davalıya çekilen ihtarnameye rağmen herhangi bir ödeme yapılmadığını belirterek 1995-2012 yılları arası ecrimisil miktarının tespit edilerek davacının hissesine isabet eden miktarın belirlenmesi ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla dönem sonlarından itibaren işleyecek faiziyle birlikte 1.000,00 TL ecrimisil bedelinin ödenmesini talep etmiştir.

Davalı vekili, davalının dava konusu dairede davacının bilgisi ve isteği ile oturduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, intifadan men şartının yerine getirildiğine dair hiçbir belge ya da tanık beyanı sunulamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.

Dava, ecrimisil istemine ilişkindir.

Hemen belirtilmelidir ki, paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenilmesini ve ecrimisil isteyebilir.

Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa ve maddi zararı yoksa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur.

Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, … yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali ve davaya konu taşınmazın kamu malı olması halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.

Yine paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belli bulunması durumunda, davacı paydaş tarafından davalı paydaş aleyhine bu taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri dava açılması hallerinde yine intifadan men koşulu aranmaz.

Bu nedenle, davaya konu taşınmazlar yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası, her türlü delille kanıtlanabilecektir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2002 gün ve 2002/3-131 E, 2002/114 … sayılı ilamı).

Somut olaya gelince; dava konusu 5963 ada 10 parsel sayılı taşınmazda bulunan 6 numaralı bağımsız bölümün davacı … ve davalının murisi İbrahim Coşkuner adına ½’şer hisse ile kayıtlı ve hisselerin satın alma tarihinin her ikisinin de 06.08.1996 olduğu anlaşılmaktadır. Davacı tarafından keşide edilen … 11. Noterliğinin 13.07.2012 tarihli ve 18694 yevmiye numaralı ihtarname ile 1995 yılından bu yana aylık 400,00 TL’den toplam 84.000,00 TL’nin ihtarnamenin tebliğinden itibaren 7 gün içinde ödenmesinin talep edildiği ve ihtarnamenin davalı …’e 16.07.2012 tarihinde tebliğ edildiği anlaşıldığına göre intifadan men şartının gerçekleşmiş olduğunun kabulü gerekmektedir. O halde; 24.07.2012 tarihinden dava tarihine kadar hesap edilecek ecrimisile hükmedilmesi gerekirken, intifadan men şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.

SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve yasaya aykırı bulunan hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 06.12.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.