YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ

Tarih: 13.02.2019 Esas: 2017/9469 Karar: 2019/3455

Emeklilik Nedeniyle Fesih – Kıdem Tazminatı

Özet:

Davacı şirket emeklilik nedeniyle davalı işçiye ödemiş olduğu kıdem tazminatının davalı işçinin daha sonra yeniden işe girmesi nedeniyle iadesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı işçinin davacı şirketteki işinden ayrılmasının ardından aynı veya farklı iş kolunda faaliyet gösteren bir iş yerinde çalışmaya başlaması Anayasa ile güvence altına alınan iş ve çalışma hürriyeti kapsamında bir hak olup, şirketteki çalışmasından ayrılmadan önce başka bir işyeri ile iş sözleşmesi imzaladığına dair dosyada delil yer almadığı, bu hususun davacı işveren tarafça ispat edilemediği, davalı işçinin yıl ve prim gün sayısını tamamlanmasından sonra kendi isteğiyle işten ayrılıp başka bir yerde yeniden işe girmesinin yukarıda izah edilen nedenlerle kıdem tazminatının iadesini gerektirmeyeceğinden, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.

MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

YARGITAY KARARI 

A)Davacı İsteminin Özeti: 

Davacı şirket vekili, davacının yaşlılık aylığı için prim gün sayısını doldurduğunu, yaş şartını sağlayamadığını, bundan sonra çalışmak istemediği gerekçesiyle kıdem tazminatının ödenmesini talep ettiğini, sigortalılık süresinin 16 yıl 5 ay 18 gün, prim ödeme gün sayısının ise 5180 gün olduğunun anlaşıldığını, davalının çalışmasını sürdürmesinin istendiğini, davalı müvekkile ait hastanede ya da başka bir yerde çalışmayacağını bildirdiğini, bunun üzerine davalıya diğer haklarından ayrı olarak 18.318,28 TL kıdem tazminatı ödemesi yapıldığını, davacıya ait işyerinin 30/11/2012 tarihinde emeklilik tarihini ve aylık tahsis tarihini çalışmayarak beklemek amacıyla ayrıldığını, davalının 2 hafta sonra … Hastanesinde çalışmaya başladığını öğrendiklerini, davalının kötüniyetli olduğunu, davacının bu durumu öğrenmesi üzerine davalıya noter vasıtasıyla göndermiş olduğu ihtarname ile kıdem tazminatının iadesini talep ettiğini, davalının ise noter vasıtası ile göndermiş olduğu ihtarında ise taleplerine olumsuz cevap verdiğini belirtmiş, bu nedenlerle 18.318,28 TL ödemenin 31/01/2013 tarihli ihtarnamenin 7 günlük ödeme süresinin hitamından itibaren başlayacak yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

B)Davalı Cevabının Özeti:

Davalı vekili, davanın süresinde açılmadığını, davalının ayrıldığı tarih itibariyle başka bir işte çalışması gibi bir düşüncesinin olmadığını, çocuklarına daha çok zaman ayırabilmek ve bakımlarını daha iyi yapabilmek için davacıya ait işyerinden 11/09/2011 tarihinde istifa ettiğini, ihbar süresi kadar çalıştıktan sonra ayrıldığını, aradan geçen zaman ve değişen şartlar karşısında 14/12/2011 tarihinde başka bir işyerine girerek çalışmaya başlamak zorunda kaldığını, davalının yeni bir işe giriş tarihi ile önceki işyerinden ayrıldığı tarih arasında 14 günün bulunduğunu, iddia edildiği gibi davalının işe girmeden önce yeni işyeriyle anlaşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

C)İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:

İlk derece mahkemesince, “Dava ve cevap dilekçesinden eki belgelerden, beyanlardan bilirkişi raporundan, sunulan içtihatlardan ve tomar dosya kapsamından, davacının değişik hastanelerde nitelikli personel olarak çalıştığı en son davacı Medical Park hastanesinde çalışırken prim ödeme gününü ve yıl şartını tamamlayıp sadece yaş şartını tamamlamadığından dolayı SGK’da işlemlerini yaptıktan sonra mevcut işyerinden kıdem tazminatını alarak ayrıldığı bu noktada yasanın diğer şartları tamamlayıp yaş şartını tamamlayamadığı için emekli olmayanlara sağladığı tazminat alma kolaylığından yararlandığı tazminatını aldığı iş bu davanın ödenen bu kıdem tazminatının geri alınması davası olduğu ancak davalının eyleminin kanun koyucunun bu yasayı düzenleme düşüncesine uymadığı kanun koyucunun “Ratio legis” amacının bu olmadığı davacının iş akdini yeni bir iş bulup iş sözleşmesi imzalaması üzerine kendi işverenini de yanıltarak iş akdini sonlandırdığı hususunun açık olduğu hakkın kötüye kullanılması hususunun hukukça korunmaması gerektiği bir hakkın varlığının mevcudiyeti karşısında hakkın kötüye kullanılmayacağının söz konusu olmayacağı noktasındaki aksi içtihada itibar etmemek gerektiği zira; hak olmadan kötüye kullanmanın zaten söz konusu olamayacağı hakkın varlığı halinde iyi niyet ve kötü niyet kavramının devreye gireceği, m.k. mad.2 deki dürüstlük kuralının bir anahtar olduğu hatta kötü niyetin varlığının hakkı bile ortadan kaldırabileceği Davacının Yasal kayıtlardaki iki iş arasındaki sürenin arasındaki dönemde ve hatta çalışırken yeni işyerindeki işyeri ile bağlantı kurduğu hususunu kabul etmenin hayatın olağan akışı prensibinin doğal sonucu olduğu, diğer taraftan 4857 S.Y. 23. mad. Açıkça “ süresi belirli olan veya olmayan sürekli iş sözleşmesi ile bir işverenin işine girmiş olan işçinin sözleşme süresinin bitmesinden önce yahut bildirim süresine uymaksızın işini bırakıp başka bir işverenin işine girer ve bu nedenle iş sözleşmesini feshederse doğrudan yeni işverenin de bazı koşullarda işçi ile birlikte sorumlu olacağı” hususunu açıkça düzenlediği görülerek davanın kabulüne karar verilmiştir.”

D)Temyiz başvurusu : 

İlk derece Mahkemesi’nin kararına karşı davalı işçi vekili tarafından süresinde temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

E)Gerekçe:

1- Mahkemece karar başlığında davacının soyadının “KIVIRCI” olmasına rağmen “ KIVILCI” olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir maddi hata kabul edilmiştir.

2- Davacı şirket emeklilik nedeniyle davalı işçiye ödemiş olduğu kıdem tazminatının davalı işçinin daha sonra yeniden işe girmesi nedeniyle iadesine karar verilmesini talep etmiştir. Dosyada yer alan davalı işçinin şahsi sicil dosyasının incelenmesinde; Samsun Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü’nün 07.10.2011 tarihli yazısında; sigortalılık süresinin 16 yıl 5 ay 18 gün, prim ödeme gün sayısının 5180 gün olduğunun belirtildiği, davalının iş çıkışının 30.11.2011 tarihli ibraname ve SGK Hizmet döküm cetveli uyarınca “ kod: 14- Emeklilik için yaş dışında diğer şartların tamamlanması” nedenine dayalı yapıldığı, davalı işçinin daha sonra 14.12.2011 tarihinde … SGK sicil numaralı iş yerinde çalışmaya başladığı, davalı işçinin davacı şirketteki işinden ayrılmasının ardından aynı veya farklı iş kolunda faaliyet gösteren bir iş yerinde çalışmaya başlaması Anayasa ile güvence altına alınan iş ve çalışma hürriyeti kapsamında bir hak olup, şirketteki çalışmasından ayrılmadan önce başka bir işyeri ile iş sözleşmesi imzaladığına dair dosyada delil yer almadığı, bu hususun davacı işveren tarafça ispat edilemediği, davalı işçinin yıl ve prim gün sayısını tamamlanmasından sonra kendi isteğiyle işten ayrılıp başka bir yerde yeniden işe girmesinin yukarıda izah edilen nedenlerle kıdem tazminatının iadesini gerektirmeyeceğinden, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.

F)SONUÇ:

Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 13.02.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.