YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ

Tarih: 20.05.2019 Esas: 2018/2500 Karar: 2019/3862

Eserden Doğan Telif Hakkına Tecavüzün Önlenmesi Ve Maddi Tazminat

Özet:

Dava eserden doğan telif hakkına tecavüzün önlenmesi ve maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davacıya ait fotoğrafın FSEK 2, 4, 6 ve devamı maddeleri kapsamında işleme suretiyle oluşturulmuş fotografik bir eser mahiyetinde mi, yoksa FSEK 84. maddesi kapsamında bir işaret ve resim tespiti mahiyetinde mi olduğu, eser mahiyetinde olması halinde FSEK 68.maddesine göre, bu mahiyette değil ve bir görüntü tespiti mahiyetinde ise haksız rekabet hükümlerine göre izinsiz çoğaltma ve yayma konusu yapılan ürün adedi itibariyle tazminatın belirlenmesi hususunda alanında uzman bilirkişi kurulundan denetime elverişli rapor alınarak değerlendirme yapılması gerekirken hatalı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış ve hükmün bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir.

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

(FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ SIFATIYLA)

TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada Rize 3. Asliye Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 28/11/2017 tarih ve 2017/194-2017/370 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı, davalının tümüyle kendi eseri olan grafik tasarım ürünlerini izni olmadan kullandığını ve bundan gelir elde ettiğini, eserleri kendisine sadece bir kez kullanması için dijital baskı yapılmak üzere CD içinde verdiğini, buna karşılık davalının dava konusu eserleri birçok kez ve bir çok yerde kullanarak kendisini maddi ve manevi zarara uğrattığını ileri sürerek tecavüzün önlenmesini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000 TL tazminatın tarafına ödenmesini istemiştir.

Davalı vekili, davacının tasarımının kendisine ait olmadığını, başkasına ait fotoğrafların kullanıldığını, davacının kendisine verdiği tasarımın Rize Ticaret Borsasına ait olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

Mahkemece dairemiz bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, eserin işleme – derleme eser olduğu, davacıya tek başına hak sahipliği bahşetmediği, davacının kendi eseri olarak kabul edilemeyen dava konusu ile ilgili olarak tecavüzün kaldırılması ve tazminat talep edemeyeceği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.

Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.

1-Dava eserden doğan telif hakkına tecavüzün önlenmesi ve maddi tazminat istemine ilişkindir. Eser türleri, 1951 tarih ve 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 2 ve devamı maddelerinde sahibinin hususiyetini taşıması ön koşuluyla ve sınırlı sayıda olmak üzere düzenlenmiştir. Kanunda sayılan eser türleri arasında, 2/3. maddesinde “bedii vasfı bulunmayan teknik ve ilmi mahiyetteki fotoğraf eserleri”, 4/5. maddesinde ise “güzel sanat eseri mahiyetindeki estetik değere sahip fotoğrafik eser ve slaytlar” ilim eseri mahiyetindeki eserleri de bulunmaktadır. Öte yandan anılan Kanunun 6.maddesi uyarınca, daha önceki bir eserden yararlanmak suretiyle, bu eserle bağlantısını devam ettirecek surette “işleme ve derleme” şeklinde yeni bir eser oluşturulması da mümkündür.

FSEK 21.madde uyarınca bir eserden işleme hakkı münhasıran eser sahibine aittir.

Bu itibarla işleme eser sahibi, asıl eser sahibinden izin almadan eseri oluşturmuş ise anılan eserden iktisadi maksatla çoğaltma, yayma ve benzeri yollarla iktisadi kazanç elde edemez (Ernst Hirsch, Fikri Say II, s. 92). Bununla birlikte işleme eserin oluşturulması münhasıran işleme eserin sahibinin iznine tâbi olmadığı gibi, izinsiz oluşturulmuş olsa bile işleme eserin sahibi, yararlanılan önceki eser sahibi de dahil olmak üzere, başkalarının kendisinden izinsiz olarak işleme eseri çoğaltma ve yayma eyleminde bulunmaları halinde eserden doğan maddi ve manevi haklara tecavüz nedeniyle, tecavüzün ref’i, maddi ve manevi tazminat davaları açmasına da bir engel bulunmamaktadır (L.Yavuz, Alıca, Merdivan FSEK Yorumu, C. I, s. 745-748). O halde mahkemece, davacıya ait fotoğrafın FSEK 2, 4, 6 ve devamı maddeleri kapsamında işleme suretiyle oluşturulmuş fotografik bir eser mahiyetinde mi, yoksa FSEK 84. maddesi kapsamında bir işaret ve resim tespiti mahiyetinde mi olduğu, eser mahiyetinde olması halinde FSEK 68.maddesine göre, bu mahiyette değil ve bir görüntü tespiti mahiyetinde ise haksız rekabet hükümlerine göre izinsiz çoğaltma ve yayma konusu yapılan ürün adedi itibariyle tazminatın belirlenmesi hususunda alanında uzman bilirkişi kurulundan denetime elverişli rapor alınarak değerlendirme yapılması gerekirken hatalı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış ve hükmün bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerde, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 20/05/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.