YARGITAY 14. HUKUK DAİRESİ

Tarih: 24.11.2015 Esas: 2015 / 10834 Karar: 2015 / 10730

Eylemli Paylaşım Bulunan Taşınmazla İlgili Önalım Hakkı Kullanılamaz.

Özet:

Davacı, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil talebinde bulunmuştur. Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, bu yerde hak iddia etmeyen paydaşın tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması dürüstlük kuralına aykırıdır. Dava konusu taşınmazda eylemli paylaşım bulunduğu dosya kapsamı ile sabittir. Bu durumda, önalım hakkı kullanılamayacağından davanın reddi gerekirken, kabulü yönünde karar verilmesi hatalıdır. 

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 05.10.2012 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 05.11.2014 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle tayin olunan 24.11.2015 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Av. F…Y… geldi. Karşı taraftan gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

_ K A R A R _

Davacı, paydaşı olduğu 8 sayılı parselin dava dışı önceki paydaşının payını satış yoluyla davalıya devrettiğini, bildirim yapılmadığını ileri sürerek önalım nedeniyle payın adına tescilini istemiştir.

Davalı, payı gerçekte 100.000,00 TL bedelle edindiğini, taşınmazdaki iki katlı binanın alt katının davacı üst katının payını edindiği paydaş tasarrufunda bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.

Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.

Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK.’nun 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmaz. Kötü niyet iddiası 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.

Somut uyuşmazlıkta, dava konusu 8 sayılı parsel iki katlı ahşap ev ve arsası niteliğindedir. Fen bilirkişinin 09.11.2013 günlü raporunda da taşınmazda iki katlı ahşap ev bulunduğu tespit edilmiştir. Talimatla dinlenen davalı tanıkları ile keşif sırasında dinlenen mahalli bilirkişi ve davalı tanıkları taşınmaz tespit ve tescil malikinin taşınmazı çocukları arasında bölüştürdüğünü alt katı davacının, üst katı davalının mirasçılardan edindiğini, davacı ile davalıya pay devreden paydaşın taşınmazda ayrı ayrı tasarrufları bulunduğunu söylemişlerdir. Kök malikin Feke Noterliğinde düzenlenen vasiyetnamesinden de dava konusu 8 parselin 1/2 payının davacının pay edindiği, 1/2 payın davalının pay edindiği mirasçılara bırakıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, davalıya çekişme konusu payın mülkiyetini nakleden paydaşın taşınmazdaki binanın üst katını kullanımı sırasında hak iddia etmeyen davacının payın davalıya satışı ile önalım hakkını kullanması TMK.’nun 2. maddesinde açıklanan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmamaktadır. Başka bir deyişle, taşınmazda eylemli paylaşım bulunduğundan önalım hakkı kullanılamayacağından davanın reddi gerekir.

Mahkemece, taşınmazda fiili taksim bulunduğu gerekçesiyle davanın reddi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.100,00 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 24.11.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.