YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ

Tarih: 15.12.2016 Esas: 2016 / 1261 Karar: 2016 / 22196

Feshin Geçersizliği ve İşe İade – Hak Düşürücü Süre – Hizmet Akdi veya İş Sözleşmesine Dayalı Olarak İşçilerin Açacakları Davalar Adli Tatile Tabi Değildir.

Özet:

Dava, feshin geçersizliği ve işe iade talebine ilişkindir. Fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içerisinde feshin geçersizliği ve işe iade istemi ile dava açılması gerekir. Bu süre, hak düşürücü süredir. HMK’nun 104. maddesine göre, adli tatile tabi olan dava ve işlerde, bu kanunun tayin ettiği sürelerin bitmesi tatil zamanına rastlarsa, bu süreler ayrıca bir karara gerek olmaksızın adli tatilin bittiği günden itibaren bir hafta uzatılmış sayılır. Hizmet akdi veya iş sözleşmesine dayalı olarak işçilerin açacakları davalar ise adli tatile tabi değildir. Açıklanan nedenlerle, 104. maddedeki süre uzatımının mevcut davada uygulanması usul ve yasaya aykırıdır.

Davacı, feshin geçersizliğine, işe iadesine ve yasal sonuçlarına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.

Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.

Hüküm süresi içinde davalılar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y      K A R A R I

A) Davacı İsteminin Özeti:

Davacı vekili, müvekkilinin 15/09/2012 – 08/08/2014 tarihleri arasında davalılara ait işyerinde şoför olarak çalıştığını, müvekkilinin iş akdinin ekonomik sebepler gerekçe gösterilerek haksız ve geçersiz olarak feshedildiğini, bunun usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı işverenin öne sürdüğü gerekçelerin gerçekçi olmadığını, davalılar arasında alt üst işveren ilişkisi mevcut olduğunu beyan ederek, müvekkilinin işe iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

B) Davalı Cevabının Özeti:

Davalı … AŞ vekili; müvekkili ile diğer davalı arasında taşeronluk sözleşmesi mevcut olduğunu, davacının müvekkiline dava yöneltmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının diğer davalının kadrosunda çalıştığını, müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğu olmadığını, ayrıca davalı … şirketinin davacıyı işe geri almak için talepte bulunduğunu, ancak davacı adresini değiştirdiği için tebligat yapılamadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı … AŞ vekili; davacının iş akdinin geçerli nedenlerle feshedildiğini, müvekkili şirketin, diğer davalı şirketten aldığı işe göre işçi çalıştırdığını, müvekkili şirketle diğer davalı arasında yapılan sözleşme kapsamında nakliye işlerinde düşüş yaşadığını, davacının iş akdinin haklı nedenle feshedildiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:

Mahkemece bilirkişi heyeti ve davalı taraf davanın süresinde açılmadığını beyan etmişlerse de, 1 aylık hak düşürücü süre sonunun adli tatile denk geldiği, son günü adli tatile denk gelen davaların adli tatilin bitiminden itibaren 5 gün içinde açılabileceği kabul edildiği gerekçesiyle davanın hak düşürücü süre içerisinde açıldığı, davalılar arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunduğu, davacının iş sözleşmesinin ekonomik sebeplerle feshedilmişse de fesih dönemi ve sonrasında davalı …’ın çok sayıda araç alarak üzerine tescil ettirdiği davacıdan sonra işçiler alındığı, feshin geçerli nedene dayanmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

D) Temyiz:

Kararı davalılar vekilleri temyiz etmiştir.

E) Gerekçe:

1- 4857 sayılı İş Kanunu’nun 20. maddesi uyarınca iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan feshedildiğini ileri süren işçinin, fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içerisinde feshin geçersizliği ve işe iade istemi ile dava açması gerekir. Bu süre hak düşürücü süre olup, resen dikkate alınması gerekir.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 104. maddesine göre “Adli tatile tabi olan dava ve işlerde, bu Kanunun tayin ettiği sürelerin bitmesi tatil zamanına rastlarsa, bu süreler ayrıca bir karara gerek olmaksızın adli tatilin bittiği günden itibaren bir hafta uzatılmış sayılır.”

Öncelikle mahkemece son günü adli tatile denk gelen davaların adli tatilin bitiminden itibaren beş gün içinde açılabileceği, bu sürenin beş gün olduğu yönündeki değerlendirmesi kanuna aykırıdır. Bu süre 104. maddeye göre bir haftadır.

Ayrıca 104. maddedeki düzenleme adli tatile tabi olan dava ve işler için getirilmiş düzenlemedir. Aynı Kanun’un 103. maddesinde adli tatilde hangi işlerin görüleceği hüküm altına alınmıştır. Söz konusu maddenin birinci fıkrasının “ç” bendinde “Hizmet akdi veya iş sözleşmesi sebebiyle işçilerin açtıkları davalar”ın adli tatilde görüleceği düzenlendiğinden 104. maddedeki süre uzatımının mevcut davada uygulanması usul ve yasaya aykırıdır.

Davacı, 03.09.2014 harç tarihli dava dilekçesinde iş sözleşmesinin 08.08.2014 tarihinde feshedildiğini iddia etmiştir. Dosyaya sunulan yazılı fesih bildiriminin sonunda “31.07.2014” tarihi yazmaktadır. Ayrıca dosyaya sunulan ibraname belgesinde işten çıkış tarihi “04.08.2014” olarak gösterilip ibranamenin altında 01.08.2014 tarihi bulunmaktadır. Buna göre davacıya söz konusu belgeler gösterilerek beyanının alınması, fesih bildirimi altında tanık olarak belirtilen kişilerin dinlendikten sonra davanın süresinde açılıp açılmadığı değerlendirilip süresinde ise esasa girilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın süresinde açıldığı kabul edilerek karar verilmesi hatalıdır.

2- Yukarıdaki fıkra hükmüne göre değerlendirme yapıldıktan sonra davanın süresinde olduğu kabul edilirse, yargılama sırasında davalı … Nakliyat A.Ş. fesihten sonra davacıyı işe davet ettiklerini ve 23.02.2015 tarihinde tekrar işe aldıklarını beyan etmiş bu konuda işe giriş bildirgesini sunmuş, davacı vekili de 23.02.2015 tarihli dilekçesinde bunu doğrulamış, müvekkilinin boşta geçen süre alacağının hüküm altına alınmasını istemiştir.

Mevcut uyuşmazlıkta yargılama sırasında işverenin işçiyi işe başlatması işverenin iş sözleşmesinin feshinin geçersizliğini kabul anlamına gelmektedir. Buna rağmen dosyada gereksiz bilirkişi raporu alındığı görülmektedir. Davacı işe başlatıldığından işe iade ve işe başlatmama tazminatı talepleri konusuz kalmaktadır. Davacının iş sözleşmesinin feshi tarihi ile işe başlatıldığı süre 4 aydan fazla olduğundan yalnızca kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aya kadar ücret ve diğer haklarının davalıdan tahsilinin gerektiği yönünde hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

F)Sonuç:

Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 15.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.