YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ

Tarih: 13.05.2019 Esas: 2019/984 Karar: 2019/2786

Haksız Fiilden Kaynaklanan Manevi Tazminat – Nikahsız Birliktelik

Özet:

Dava, haksız fiilden kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı, dava dilekçesinde manevi tazminat talebinde bulunurken nişanın bozulması ve evlenme vaadiyle cinsel ilişkiye girilmesi olgularına dayandığını açıklamış, ancak Yargıtay 3. Hukuk Dairesince istemin, nişanın bozulması kapsamında olmadığı, haksız fiil hükümleri kapsamında değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Buna göre, davacı dava konusu olayların yaşandığı sırada reşit olup nikahsız birlikteliğin anlam ve sonuçlarını bilebilecek bir durumdadır. Öte yandan, cinsel birliktelik eyleminin zora dayalı olduğu da kanıtlanamamıştır. Hal böyle olunca, davacının anılan eylemlere yönelik tazminat isteminin reddi gerekirken kısmen kabulü doğru olmamış, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. 

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı … vekili Avukat … tarafından, davalı … aleyhine 23/05/2014 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 02/10/2018 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.

Dava, haksız fiilden kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı; davalı ile kendi aralarında nişan yaptıklarını, toplumda nişanlı olarak bilindiklerini, davalının kendisi ile evleneceğini düşünerek cinsel birliktelik yaşadıklarını ancak ailevi nedenlerden dolayı ayrıldıklarını, nişanın bozulması ve cinsel birliktelik yaşamaları sebebiyle kişilik haklarının zedelendiğini belirterek maddi ve manevi zararlarının tazminini istemiştir.

Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.

Mahkemece; davalının evlenme vaadiyle davacı ile birlikte olmak şeklinde gerçekleşen haksız eyleminin davacının kişilik haklarına saldırı oluşturduğu gerekçesiyle manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Somut olayda; davacı, dava dilekçesinde manevi tazminat talebinde bulunurken nişanın bozulması ve evlenme vaadiyle cinsel ilişkiye girilmesi olgularına dayandığını açıklamış, ancak Yargıtay 3. Hukuk Dairesince istemin, nişanın bozulması kapsamında olmadığı, haksız fiil hükümleri kapsamında değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Buna göre, davacı dava konusu olayların yaşandığı sırada reşit olup nikahsız birlikteliğin anlam ve sonuçlarını bilebilecek bir durumdadır. Öte yandan, cinsel birliktelik eyleminin zora dayalı olduğu da kanıtlanamamıştır. Hal böyle olunca, davacının anılan eylemlere yönelik tazminat isteminin reddi gerekirken kısmen kabulü doğru olmamış, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 13/05/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.