YARGITAY 9.HUKUK DAİRESİ

Tarih: 09.02.2017 Esas: 2016 / 2073 Karar: 2017 / 1288

İş Akdinin İşverence 4857 SK’nun 25. Maddesi Kapsamında Haklı Nedene Dayalı Olarak Feshinde Yazılı Şekil Şartı Yoktur.

Özet:

Dava, feshin geçersizliği ve işe iade talebine ilişkindir. İş Kanunu’nun 18. maddesi uyarınca “iş güvencesi kapsamındaki işçinin” iş sözleşmesini geçerli nedenle feshetmek isteyen işveren, fesih bildirimini yazılı olarak yapmak ve fesih sebebini açık ve kesin bir şekilde belirtmek zorundadır. Somut olayda, davacının doğruluk ve bağlılık yükümlüğüne aykırı hareket ettiği belirtilerek bu konuda düzenlenmiş olan tutanaklara dayalı olarak iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiği iddia edilmiştir. Davalı işveren haklı feshe dayandığından feshin yazılı yapılması gerekmediği gibi işçinin fesih öncesi savunmasının da alınmasına gerek yoktur. Bu durumda, dosyada yer alan tüm deliller değerlendirilerek feshin haklı veya geçerli nedene dayanıp dayanmadığı araştırılmalıdır.

Davacı, feshin geçersizliğine, işe iadesine ve yasal sonuçlarına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.

Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y   K A R A R I

A) Davacı İsteminin Özeti:

Davacı davalı firmada 13/02/2014 tarihinden itibaren çalışmaya başladığını, 30/01/2015 tarihinde ise hiç bir kusuru yokken ve iş akdine uygun olarak çalışmaya devam ederken kendisi ile çalışmak istemediklerini beyan ederek iş akdini feshettiklerini sebep olarak da işveren çalışma ortamının huzurunu bozduğunu beyan ettikleri ancak kendisinin iş huzurunu bozmadığını gayet düzenli ve özenli çalıştığını hatta kendisine istifa etmesi için aşırı baskı uygulandığını beyan ederek işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.

B) Davalı Cevabının Özeti:

Davalı vekili, müvekkili şirketin kuruluşu olan “ … Çocuk Dünyası” 4-14 yaş arası çocuklara simülasyon alanlar ve çeşitli aktiviteler kapsamında hizmet veren bir kurum olduğunu, kurumun çocuklara hizmet vermesi nedeniyle çalışanların güvenlik ve kalite standartlarına uygun bir çalışma anlayışı ile hareket etmesinin son derece hassas olduğunu, 27.12.2014 tarihinde davacının yasaklandığı güvenlik talimatlarıyla sabit olan ve önünde engelleyici sınır çizgisi bulunan yangın kapısını açarak yangın alarmının devreye girmesine çocukların ve şirket çalışanlarının yangın gerçekleştiği hususunda ciddi derecede panik yaşanmasına ve kargaşa oluşmasına sebebiyet verdiğini, 10.01.2015 tarihli deprem simülasyon odası kamera kayıtlarına göre davacının kendisine verilen eğitim ve talimatlara aykırı hareket ettiği nitekim bu konuda müşterinin şikayet elektronik postası gönderdiğini, davacının iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:

Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 19. maddesi gereğince fesih bildiriminin yazılı yapılması ve fesih sebebinin açık ve kesin bir şekilde belirtilmesi gerektiği, fesih bildirimi ibraz edilmişse de, fesih bildiriminin davacı tarafından imzadan imtina edildiği belirtilmesine rağmen bu duruma ilişkin tutanak tanıkları gösterilmediği ve imzalarının alınmadığı bu durumda feshin yazılı olarak yapıldığının söylenemeyeceği, ayrıca fesih sebebinde davacının hangi talimatlara itaatsizlik ettiği, çalışma ortamını ne şekilde bozduğu, işin gereklerini yerine getirmede beklenen seviyenin ne olduğu şirket itibarının ne suretle ve ne şekilde zedelendiğinin açıklanmadığı, fesih sebebinin açık ve kesin olarak gösterildiğini söylemenin mümkün olmadığı, cevap dilekçesinde belirtilen 27.12.2014 tarihindeki yangın alarmının devreye girmesine davacının sebebiyet vermesiyle ilgili olayda savunmasının sunulmadığı gerekçesiyle feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmiştir.

D) Temyiz:

Kararı davalı temyiz etmiştir.

E) Gerekçe:

Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının iş sözleşmesinin feshinin haklı veya geçerli nedene dayanıp dayanmadığı toplanmaktadır.

4857 sayılı İş Kanunu’nun 19. maddesi uyarınca aynı yasanın 18. maddesi kapsamında kalan işçinin iş sözleşmesinin geçerli nedenle feshetmek isteyen işveren, fesih bildirimini yazılı olarak yapmak ve fesih sebebini açık ve kesin bir şekilde belirtmek zorundadır. Yazılı fesih bildiriminin de, fesih sebebini açık ve kesin bir şekilde içermesi zorunludur.

Yazılı şekil, ayrıca açıklık, aleniyet ve ispat fonksiyonu haizdir. Yazılı şekil, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18’inci maddesi uyarınca yapılacak fesihler için geçerlilik şartı olarak aranmaktadır. Madde uyarınca, işveren fesih bildirimini yazılı yapmak zorunda olduğu gibi fesih sebeplerini de yazılı olarak göstermek zorundadır. Buna karşılık, aynı kanunun 25’inci maddesinde öngörülen işverenin haklı nedenle derhal feshinde yazılı şekil şartı aranmamaktadır. “Geçerli bir sebep” yazılı fesih bildirimi ile belirtme zorunluluğu, “iş güvencesi” kapsamı içindeki işçiler için zorunludur. (Dairemizin 23.06.2008 gün ve 2007/41025 Esas, 2008/17104 Karar sayılı ilamı).

Somut uyuşmazlıkta davalı işveren davacının doğruluk ve bağlılık yükümlüğüne aykırı hareket ettiğini belirterek bu konuda bir kısım tutanaklar, kamera kaydı ve bir elektronik posta yazışması sunup iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini savunmaktadır. Davalı işveren haklı feshe dayandığından 4857 sayılı İş Kanunu uyarınca feshin yazılı yapılması gerekmediği gibi işçinin fesih öncesi savunmasının da alınmasına gerek yoktur. Bu bakımdan mahkemece davacının iş sözleşmesinin feshinin yazılı yapılmadığı, fesih öncesi savunması alınmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi hatalıdır.

Ayrıca davalı feshin haklı veya geçerli olduğunu ispat yolunda dört tanık bildirmiştir. Ancak mahkemece 02.07.2015 tarihli celsede davalı tarafa tanık listesinden seçeceği iki tanığa davetiye çıkarılması yönünde ara kararı alınmıştır. Davalı delil listesinde gösterdiği tanıklardan açıkça vazgeçmediği halde ara kararla tanık sayısının sınırlanması ve ayrıca iki davalı tanığına dinlenmeleri için tebligat yapıldığı halde bunlarında dinlenmemesi 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 27. maddesinde yer alan hukuki dinlenilme hakkının ihlalidir.

Mahkemece yapılması gereken davalının gösterdiği tanıkların dinlenmesi için usulü işlemler yapılıp beyanları alınmalı ve dosyada yer alan tüm belgeler değerlendirilerek feshin haklı veya geçerli nedene dayanıp dayanmadığı yönünde bir karar verilmelidir. Yazılı şekilde karar verilmesi bozma nedenidir.

F) Sonuç:

Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 09.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.