YARGITAY 21.HUKUK DAİRESİ

Tarih: 14.12.2016 Esas: 2015 / 21203 Karar: 2016 / 15084

İş Kazası Sonucu Ölüm Nedeniyle Tazminat – 50’den Az İşçi Çalışan, Bitki ve Hayvan Üretimi, Bakımı, Yetiştirilmesi Yapılan Tarım ve Orman İşlerinde Çalışan İşçi ile İşvereni Arasındaki Uyuşmazlıklar İş Kanunu Kapsamında Değildir – Görevli Mahkeme

Özet:

Dava, iş kazası sonucu ölüm nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir. Uyuşmazlık, yapılan işin tarım ve orman işi olup olmadığı, işçinin İş Kanunu kapsamında kalıp kalmadığı, görevli mahkemenin tespiti noktasında toplanmaktadır. 50’den az işçi çalışan (50 dahil), bitki ve hayvan üretimi, bakımı, yetiştirilmesi yapılan tarım ve orman işlerinde çalışan işçi ve işvereni arasındaki uyuşmazlıklar İş Kanunu kapsamında değildir. Bu işçiler ile işverenler arasındaki uyuşmazlığın çözümünde iş mahkemesi değil, genel mahkemeler görevlidir. Davacıların murisinin tarım işi yaptığı, çalışan sayısının 50’den az olduğu, uyuşmazlığın iş akdinden ve İş Kanunu’ndan doğmadığı dosya kapsamı ile sabittir. Açıklanan nedenlerle, uyuşmazlığın çözümünde genel mahkemeler görevlidir.

Davacılar, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.

Hükmün, davacılar ve davalılardan … vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

Dava, 04.06.2006 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu ölen davacılar murisinin eş ve çocuklarının maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.

Mahkemece davacıların maddi ve manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Davacılar murisinin, davalı …’ a ait traktörle davalının tarlasını sürmekte iken traktörün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi üzerine sürmekte olduğu tarlanın yanındaki dere yatağına devrilen traktörün altında kalarak öldüğü uyuşmazlık konusu değildir.

Uyuşmazlık, yapılan işin tarım ve orman işi olup olmadığı ve işçinin İş Kanunu kapsamında kalıp kalmadığı giderek görevli mahkemenin belirlenmesi noktasında toplanmaktadır.

Görev konusu kamu düzenine ilişkin olup kıyas veya yorum yolu ile genişletilemez yahut değiştirilemez. Taraflarca ileri sürülmese bilme mahkemece kendiliğinden dikkate alınmalıdır. İş mahkemelerinin görev alanını hakim, tarafların iddia ve savunmalarına göre değil, 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 1. maddesini esas alarak belirleyecektir.

Anılan maddede; işçiyle işveren veya işveren vekili arasında iş akdinden veya İş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıkların İş Mahkemelerinde çözümleneceği hükmü öngörülmüştür. Maddede belirtildiği üzere, İş Mahkemesinin görevli olması için şu iki unsurun birlikte gerçekleşmesi koşuldur. a) Uyuşmazlığın tarafları işçi ve işveren (ya da işveren vekili) olmalıdır. b) Uyuşmazlık iş sözleşmesinden veya İş Kanunundan kaynaklanmalıdır.

Davanın tarafları işçi ve işveren olup dava konusu olay bakımından bu koşul gerçekleşmiştir. Uyuşmazlığın iş sözleşmesinden veya İş Kanunundan kaynaklanması gerektiğine ilişkin koşula gelince:

4857 sayılı İş Kanunu’nun 4/1-b maddesi gereğince “50’den az işçi çalıştırılan (50 dahil) tarım ve orman işlerinin yapıldığı işyerlerinde veya işletmelerinde, bu kanun hükümleri uygulanmaz.” Kısaca, işçi tarım ve orman işlerinin yapıldığı bir işyerinde çalışan işçi ise, bu işçi ile işveren arasındaki uyuşmazlığın iş mahkemesinde değil, görevli hukuk mahkemesine çözümlenmesi gerekir

Öte yandan tarım ve orman işlerinin yapıldığı işyerinde 50 dahil daha az işçi bulunsa bile, işyerinde sendika örgütlenmesi sonucu Toplu İş Sözleşmesi bağıtlanmış ise, üye sendika üyesi işçi ile işveren arasındaki uyuşmazlığın 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu’nun 66. maddesi uyarınca iş mahkemesinde görülmesi gerekir.

Bunun dışında 4857 sayılı İş Kanunu’nun 4. maddesinde tarım ve orman işlerinin yapıldığı işyerlerinde çalışanların kanun kapsamına girmeyeceği açıklandıktan sonra, aynı madde de ayrık durumlara yer verilmiştir. Buna göre; “1- Tarım sanatları ile tarım aletleri, makine ve parçalarının yapıldığı atölye ve fabrikalarda görülen işlerde, 2- Tarım işlerinde yapılan yapı işlerinde, 3- Halkın faydalanmasına açık park ve bahçelerde, 4- Bir işyerinin eklentisi durumundaki bahçe işlerinde,” çalışanların İş Kanunu kapsamında olacakları belirtilmiştir.

Sonuç olarak, tarım ve orman işletmelerindeki bitki ve hayvan üretimi, bakım ve yetiştirmesi dışında kalan işler İş Kanununa tabidir.

Diğer taraftan, işçi tarım işinde çalışırken bu iş dışında tarım işi sayılmayan ek bir görevde çalışabilir. Bu durumda yaptığı işler arasında hangisinin baskın olduğu açıklığa kavuşturulmalı ve sonucuna göre görevli mahkeme belirlenmelidir.

Somut olayda; davacılar murisinin davalı …’ a ait traktörle davalının tarlasını sürmekte iken traktörün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi üzerine sürmekte olduğu tarlanın yanındaki dere yatağına devrilen traktörün altında kalarak öldüğü anlaşılmakla davacılar murisinin yaptığı işin tarım işi olduğu sabittir. Öte yandan çalışan işçi sayısının 50’den az olduğu dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden açıkça anlaşılmaktadır.

Hal böyle olunca, uyuşmazlığın iş akdinden ve İş Kanunundan doğmadığı giderek davada, 5521 Sayılı Yasanın 1. maddesinin öngördüğü koşulların oluşmadığı açık-seçiktir. Öte yandan, zararlandırıcı olayın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından iş kazası sayılması, İş Mahkemesinin görevli olması için yeterli olmayıp 5521 Sayılı Yasanın 1. maddesinin öngördüğü koşulların ayrıca olayda gerçekleşmesi gerektiği de söz götürmez.

Mahkemece bu maddi ve hukuki olgulara aykırı biçimde, davanın görülmesinde genel mahkemelerin görevli olduğu gözetilerek … ilçesinde müstakil İş Mahkemesi bulunmadığından yargılamaya Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatı ile devam edilerek karar verilmek gerekirken, İş Mahkemesi sıfatıyla yargılamanın sürdürülerek davanın esası hakkında karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

O halde davacılar ile davalı … vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır

SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı ile davalı vekillerinin sair temyiz itirazlarının ilerde incelenmesine, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine 14.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.