YARGITAY 9.HUKUK DAİRESİ

Tarih: 29.11.2018 Esas: 2015 / 26427 Karar: 2018 / 21969

İşçilik Alacakları – Asıl İşverenin Sorumluluğu Alt İşverenin Sorumluluğundan Fazla Olamaz.

Özet:

Davacı, iş akdinin haksız olarak feshi nedeniyle alt işveren aleyhine açtığı işçilik alacaklarının tahsiline ilişkin davanın kabulüne karar verildiğini, ancak alt işverenin iflas etmesi nedeniyle alacaklarını tahsil edemediğini iddia ederek, asıl işverenin de sorumlu olduğunu ileri sürerek ödenmeyen işçilik alacaklarının tahsili talebinde bulunmuştur. Asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı İş Kanunundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.  Asıl işverenin sorumluluğu, alt işverenin sorumluluğundan fazla olamaz. Bu nedenle, alt işverene karşı açılan davada, ihbar tazminatı bakımından kesinleşen miktarla sınırlı olarak hüküm kurulmalıdır. Öte yandan, aynı alacaklar için daha önce alt işveren aleyhine açılmış ve kesinleşmiş dava bulunduğundan tahsilde tekerrür olmaması kaydıyla hüküm kurulması gerekir. 

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

YARGITAY   KARARI

A) Davacı İsteminin Özeti:

Davacı vekili özetle; davacının davalıya ait işyerinde 01.03.2001 – 15.10.2006 tarihleri arasında pasta ustası olarak çalıştığını, iş akdinin davalı tarafından haksız olarak feshedildiğini, alt işverenler aleyhine … 5. İş Mahkemesinde açılan 2007/60 esas sayılı dosyanın lehlerine sonuçlandığını, ancak davanın tarafı taşeron şirketlerin iflas etmesi nedeniyle alacakların tahsil edilemediğini, davalı şirketin üst işveren olduğunu, bu nedenle davacının alacaklarından sorumluluğu bulunduğunu iddia ederek; kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti ve fazla çalışma ücreti alacaklarının faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir

B) Davalı Cevabının Özeti:

Davalı …….. Ticaret T.A.Ş. vekili özetle; müvekkili şirketin mağazalarındaki unlu mamuller reyonunun alan kirası sözleşmesi ile T….. Mühendislik Şirketine verildiğini, bu firmanın üretici olarak işyerini kendi nam ve hesabına işlettiğini, aralarında alt üst işveren ilişkisinden söz edilemeyeceğini, müvekkili ile davacı arasında da hizmet ilişkisi bulunmadığını, müvekkilinin hasım olmadığı bir davada yapılan yargılamanın ve kurulan hükmün kendilerini bağlamayacağını ayrıca istenen miktarın fahiş olduğunu ve alacakların zamanaşımına uğradığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.

C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:

Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

D) Temyiz:

Kararı, davalı temyiz etmiştir.

E) Gerekçe:

1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2- 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2/6. maddesindeki, “Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.” hükmü gereğince, asıl işverenin sorumluluğu alt işverenin sorumluluğundan fazla olamaz.

Bu itibarla alt işverene karşı açılan davada, ihbar tazminatı bakımından kesinleşen miktarla sınırlı olarak hüküm kurulması gerekirken, fazlasına hükmedilmesi hatalıdır.

3- Davacı tarafından alt işveren dava dışı şirketlere karşı işçilik alacaklarının tahsili istemiyle daha önce açılan ve kesinleşen dava bulunduğu ve işçilik alacaklarının o davada da hüküm altına alındığı anlaşılmakla, mahkemece tahsilde tekerrür olmaması kaydıyla hüküm kurulması gerekirken, bu hususun kararda belirtilmemesi de isabetsizdir.

F) Sonuç:

Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 29.11.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.