YARGITAY 9.HUKUK DAİRESİ

Tarih: 11.12.2018 Esas: 2015/27222 Karar: 2018/22852

İşçilik Alacakları – Gerçek Ücretin Tespiti – İşverenin Miktar İçeren İhtarname İle Temerrüde Düşürülmesi – Faiz Başlangıcı

Özet:

Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta primi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir. Davacının, dava tarihinden önce noter kanalı ile davalıya gönderdiği ve davaya konu alacakların tebliğ tarihinden itibaren 3 gün içerisinde ödenmesini talep ettiği ihtarname ile davalıyı dava açılmadan önce temerrüde düşürdüğü ve ihtarnamede miktar da belirtildiğinden, ihtarnamedeki miktarlar için temerrüt tarihinden itibaren, ihtarnamedeki miktarları aşan tutarlar için ise dava ve ıslah tarihlerinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde sonuca gidilmesi de bozmayı gerektirmiştir.

MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

YARGITAY KARARI

A) Davacı İsteminin Özeti:

Davacı vekili; müvekkilinin, davalıya ait işyerinde 08/2011-02.05.2012 tarihleri arasında imalat ve montaj ustası olarak en son net 1.300 TL aylık ücret ile çalıştığını, iş sözleşmesinin davalı işverence haklı bir neden olmaksızın feshedildiğini ve işçilik alacaklarının da ödenmediğini ileri sürerek; kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla mesai, genel tatil, yıllık izin ve hafta tatili ücretlerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

B) Davalı Vekilinin Cevabının Özeti:

Davalı vekili; davacının Sgk kayıtlarında görülen tarihler arasında ve asgari ücret ile çalıştığını, hiçbir sebep yokken işi bıraktığını, ihtarname gönderilerek işe davet edilmesine karşın işe gelmediğini ve herhangi bir alacağının da bulunmadığını savunarak; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:

Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

D) Temyiz:

Karar süresinde taraflarca temyiz edilmiştir.

E) Gerekçe:

1- Dosyadaki yazılara, delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2- Taraflar arasında, işçiye ödenen aylık ücretin miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta primi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.
Somut uyuşmazlıkta; davacı en son aylık ücretinin net 1.300 TL olduğunu iddia etmiş; davalı ise, davacının asgari ücreti ile çalıştığını savunmuştur.

Yargılama sırasında emsal ücret araştırması yapılmıştır. İstanbul Ticaret Odası, asgari ücretin %10 fazlasını; Sosyal-İş sendikası ise, net 1.900 TL rakamlarını emsal ücret olarak bildirmiştir.
Mahkemece; davacının, asgari ücretin %10 fazlası ile çalıştığı kabul edilmiş ve işçilik alacakları buna göre hüküm altına alınmıştır.

Davacının yaptığı iş ve kıdemi, davalıdan sadır ücret yazısı ve dosyadaki diğer bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde; davacının iddia ettiği gibi en son net 1.300 TL ücret ile çalıştığının kabulü gerekirken, yazılı şekilde sonuca gidilmesi hatalıdır.

3- Fazla mesai yaptığını ve genel tatillerde çalıştığını iddia eden işçi bu iddialarını ispat ile yükümlüdür.

İspat konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, iddiaların yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda taraf tanıklarının beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir.

Somut uyuşmazlıkta; fazla çalışma yaptığını ve genel tatillerde çalıştığını iddia eden işçi bu iddialarını ispat için tanık deliline dayanmış ve mahkemece, davacının haftada 9,8 saat fazla mesai yaptığı ve genel tatillerin yarısında çalıştığı kabulü ile alacaklar hüküm altına alınmıştır.
Her şeyden önce tanık beyanları incelendiğinde; davalı tanıklarının genel tatillerde çalışma olmadığını beyan ettikleri, davacı tanıklarından ise iş olursa genel tatillerde çalışıldığını, bildirdikleri görülmüştür.

Davacı tanıklarının beyanları soyut ve hesaplamaya elverişli değildir. İspat yükü üzerinde bulunan davacının, genel tatillerde çalıştığını ispatlayamadığı dikkate alındığında, alacağın reddine karar verilmesi gerekirken kabulü hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.

Ayrıca, tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde; davacının haftanın 5 günü 09.00-18.00 ve cumartesi günü 09.00-12.00 saatleri arasında çalıştığı ve ara dinlenme süreleri düşüldüğünde haftalık 3 saat fazla mesai yaptığı saptanmakla, fazla mesai ücretinin buna göre hesaplanıp hüküm altına alınması gerekirken yazılı şekilde sonuca gidilmesi de hatalıdır.

4- Davacının, dava tarihinden önce noter kanalı ile davalıya gönderdiği ve davaya konu alacakların tebliğ tarihinden itibaren 3 gün içerisinde ödenmesini talep ettiği ihtarname ile davalıyı dava açılmadan önce temerrüde düşürdüğü ve ihtarnamede miktar da belirtildiğinden, ihtarnamedeki miktarlar için temerrüt tarihinden itibaren, ihtarnamedeki miktarları aşan tutarlar için ise dava ve ıslah tarihlerinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde sonuca gidilmesi de bozmayı gerektirmiştir.

F)Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, peşine alınan temyiz harcının isteği halinde ilgililere iadesine, 11.12.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.