YARGITAY 8. HUKUK DAİRESİ

Tarih: 21.02.2019 Esas: 2019/650 Karar: 2019/1803

Kesinleşen İcra Takibi Nedeniyle Tahliye – Ödeme Emrinin Tebliğinden İtibaren Yasal Otuz Günlük Ödeme Süresi Beklenmeden Tahliye İsteminde Bulunulamaz.

Özet:

Dava, kesinleşen icra takibi nedeniyle tahliye istemine ilişkindir. Borçluya tebliğ edilen ihtarlı ödeme emrinde otuz günlük yasal ödeme süresi verilmiştir. Davacı tarafça tahliye istemli dava, İİK’nin 269/1.maddesi uyarınca, yasal 30 günlük süre beklenmeden 27.02.2017 tarihinde açılmıştır. Ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal otuz günlük ödeme süresi beklenmeden tahliye isteminde bulunulamaz. Bu durumda mahkemece tahliye isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde tahliye kararı verilmesi hatalı olmuştur. 

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi

DAVA TÜRÜ : Kesinleşen Takip Nedeniyle Tahliye

MAHKEMESİ : … 10. İcra Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda … 10. İcra Hukuk Mahkemesi hükmüne karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması sonunda … Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiş, bu kez davalı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyizi üzerine Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacı alacaklı 01.03.2015 tarihli yazılı kira akdine dayanarak 14.12.2016 tarihinde başlattığı icra takibi ile 2016 yılı Ağustos ayı bakiye kira alacağı 3.200 TL ile aylık 4.400 TL’den 2016 yılı Eylül, Ekim, Kasım, Aralık ayları kira alacağının işlemiş faiziyle birlikte 21.139,87 TL’nin tahsilini talep etmiş, ödeme emri davalı kiracıya 16.12.2016 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı kiracının takibe itiraz etmemesi üzerine takip kesinleşmiştir. … Mahkemesince, kira sözleşmesine göre kiraya verenin …ve … olduğu, sözleşmenin … vekili., … vekili .. tarafından imzalandığı, dolayısıyla takibin de …ve … tarafından yapılması gerektiği, oysa takibi …ve … yaptığı, davayı …, … açtığı gerekçesiyle aktif husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, dava dilekçesi ekinde kiraya veren ve takip talebinde ismi yazılı…ve …’ye ait vekaletnamelerini eklediği halde dava dilekçesine davacı olarak … ve … olarak yazdığı, yargılama sırasında ise dava dilekçesinde…yazacağı yerde sehven …’nun yazıldığını, bu nedenle 6100 sayılı HMK 124.maddesi gereğince dava dilekçesinde hataen tarafın yanlış ve eksik gösterildiğini belirterek dava dilekçesinin…olarak düzeltilmesini istediği, her ne kadar dava dilekçesinde …’nun davacı olarak ismi yazılmış ise de dava dilekçesine eklenen vekaletnamede davacılardan …in de davacı olarak gösterilmek istendiği ancak sehven …’nun yazıldığının anlaşılması üzerine bu hatanın davacı tarafından da HMK 124.maddesi gereğince düzeltildiği anlaşıldığından taraf teşkilinde bir usulsüzlük bulunmadığı, takibe konu kira bedelinini ödendiği de yazılı belge ile kanıtlanamadığından temerrüt olgusunun da gerçekleştiği, taraf teşkili kamu düzenine ilişkin bulunduğundan davacının istinaf kanun yolu başvurusunun kabulü ile … mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, kesinleşen icra takibi nedeniyle tahliye istemine ilişkindir.

Dairemizce 20.11.2018 tarihli geri çevirme kararı ile, temerrüde esas … 15. İcra Müdürlüğü’nün 2016/23637 Esas sayılı icra takip dosyasında davalı borçluya gönderilen ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğu iddiasıyla … 10. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2017/285 Esas sayılı dosyasında verilen kararın kesinleşip kesinleşmediği araştırılarak, kesinleşmiş ise kesinleşme şerhli onaylı bir örneğinin evraka eklenerek gönderilmesi için dosya geri çevrilmiş, geri çevirme kararı sonrası … 10. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2017/285 esas sayılı dosyasında, davanın kabulüne, … 15.İcra Müdürlüğü’nün 2016/23657 sayılı dosyasında tebliğin 27.03.2017 tarihinde yapıldığının tespitine ilişkin 21.06.2017 tarihli kararının Bölge Adliye Mahkemesince onanmakla 02.11.2018 tarihinde kesinleştiği tespit edilmiştir. Buna göre ödeme emrinin borçlu kiracıya 27.03.2017 tarihinde tebliğ edildiği hususu kesinleşmiştir. Borçluya tebliğ edilen ihtarlı ödeme emrinde otuz günlük yasal ödeme süresi verilmiştir. Davacı tarafça tahliye istemli dava, İİK’nin 269/1.maddesi uyarınca, yasal 30 günlük süre beklenmeden 27.02.2017 tarihinde açılmıştır. Ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal otuz günlük ödeme süresi beklenmeden tahliye isteminde bulunulamaz. Bu durumda mahkemece tahliye isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde tahliye kararı verilmesi hatalı olmuştur.

SONUÇ: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nin 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nin 373/1. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 21.02.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.