YARGITAY 11.HUKUK DAİRESİ

Tarih: 21.12.2017 Esas: 2016/5212 Karar: 2017/7552

Limited Şirket Müdürü Hakkında Sorumluluk Davası Açılabilmesi İçin Bu Yönde Alınmış Ortaklar Kurulu Kararı Gereklidir.

Özet:

Davacı şirket, limited şirket müdürünün sorumluluğuna dayalı rücuen tazminat talebinde bulunmuştur. Davalının müdür olarak görev yaptığı dönemde açılan işçi alacaklarına dair davalar sonucu hükmedilen miktarların, davalının ortaklıktan ayrılmasından sonra ödendiği, bu borçların devir tarihinde mali tablolarda gösterilmediği ve davalının basiretsiz yönetimi sebepleriyle bu borçlardan davalının sorumlu olduğu iddia edilmiştir. Limited şirket müdürü hakkında sorumluluk davası açılabilmesi için bu yönde alınmış ortaklar kurulu kararı gerekmekte olup bu husus dava şartıdır. Açıklanan nedenlerle, sorumluluk davası açılması için alınmış ortaklar kurulu kararı olup olmadığı araştırılmalı, olmaması halinde bu hususun yargılama sırasında tamamlanabileceği gözetilerek, bu yönde bir karar alınması için davacı tarafa mehil verilmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir.

Taraflar arasında görülen davada … 25. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 14/07/2014 gün ve 2012/19-2014/457 sayılı kararı bozan Daire’nin 17/11/2015 gün ve 2014/17261-2015/12141 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

YARGITAY KARARI

Davacı vekili, 23.10.2008 tarihinde davalı ile dava dışı takip borçlusu… ‘nin müvekkili şirketteki hisselerini devretmek suretiyle ortaklıktan ayrılarak halihazırdaki şirket müdürü… ve … ‘a devrettiğini, devirden sonra müvekkili şirket aleyhine hisselerini devreden davalı ve dava dışı devredenlerin döneminde çalıştırılan işçiler tarafından iş mahkemelerine alacak davalarının ikame olunduğu ve yapılan yargılama neticesinde müvekkili şirketin tazminata mahkum edildiğini, bilahare yapılan icra takipleri ile dava konusu alacakların müvekkilinden tahsilinin talep edildiğini, borç bedellerinin ödenmek zorunda kalındığını, oysa takibe konu alacak miktarını devir tarihinde mali tablolarda göstermemesi nedeniyle davalının bu eyleminden ötürü sorumlu bulunduğunu, yapılan ödemelerin tahsili için yapılan icra takibine haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek vaki itirazın iptali ile takibin devamına ve % 40’dan az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.

Davalı … vekili, iş mahkemesi kararına göre borç işçi alacağına dair bir borç olup, muhatabının hükmi şahıs olan davacı şirket olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davalı vekilinin temyizi üzerine Dairemizce bozulmuştur.

Bu kez davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

1- Dava, limited şirket müdürünün sorumluluğuna dayalı rücuen tazminat istemine ilişkindir.

Davacı şirket vekili, davalının müdür olarak görev yaptığı dönemde açılan işçi alacaklarına dair davalar sonucu hükmedilen miktarların, davalının ortaklıktan ayrılmasından sonra müvekkili tarafından ödendiğini, bu borçları devir tarihinde mali tablolarda gösterilmemesi ve davalının basiretsiz yönetimi sebepleriyle bu borçlardan davalının sorumlu olduğunu ileri sürmüştür.

Limited şirket müdürünün sorumluluğuna ilişkin işbu davada, mülga 6762 sayılı TTK’nin 556. maddesinde şirket yöneticilerinin sorumlulukları hakkında anonim şirketin bu hususlara ilişkin hükümlerinin uygulanacağı öngörülmüş olup, bu yollama ile uyuşmazlığa aynı yasanın 341. maddesi uygulanacaktır. Bu maddeye göre, sorumluluk davasının açılabilmesi için, bu yönde alınmış bir ortaklar kurulu kararı bulunması gerekmekte ve bu husus dava şartıdır. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu 618/son madde hükmü de aynı yöndedir.

Bu nedenle, dava konusu olayda sorumluluk davası açılması için alınmış bir genel kurulu kararı bulunup bulunmadığı hususunun araştırılması, bulunmaması halinde bu hususun yargılama sırasında tamamlanabileceği gözetilerek, genel kurul tarafından bu yönde bir karar alınması için davacı tarafa mehil ve gerektiğinde kesin mehil verildikten sonra sonucuna göre bir hüküm tesisi gerekirken bu eksiklik giderilmeden davanın esası hakkında karar verilmesi doğru görülmemiş, dairemizin 17.11.2015 tarih 2014/17261 Esas 2015/12141 Karar sayılı bozma ilamının kaldırılarak mahkeme kararının açıklanan değişik bu gerekçe ile re’sen bozulması gerekmiştir.

2- Bozma sebep ve şekline göre davacının esasa yönelik temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle dairemizin 17.11.2015 tarih 2014/17261 Esas 2015/12141 Karar sayılı bozma ilamının kaldırılarak mahkeme kararının açıklanan değişik bu gerekçe ile re’sen BOZULMASINA, (2) Bozma sebep ve şekline göre davacının esasa yönelik temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, ödediği karar düzeltme harcının isteği halinde karar düzeltme isteyene iadesine, 21.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.