YARGITAY 16. HUKUK DAİRESİ

Tarih: 03.11.2016 Esas: 2015 / 7013 Karar: 2016 / 8742

Miras Yoluyla Gelen Hakka ve Kazandırıcı Zamanaşımı Zilyetliğine Dayalı Olarak Açılacak Tapu İptali ve Tescil Davası Tüm Mirasçılar Tarafından Birlikte Açılmalı veya Açılan Davaya Diğer Mirasçıların Katılımı Sağlanmalıdır.

Özet:

Davacılar, miras yoluyla gelen hakka ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak çekişmeli taşınmazın bir bölümünün tapu kaydının iptali ve adlarına tescili talebinde bulunmuşlardır. Davacıların tereke adına talepte bulunduğu dosya kapsamıyla sabittir. Elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi bulunan bir terekede, terekeye ilişkin tüm tasarruf işlemlerinin tüm mirasçılar tarafından birlikte yapılması zorunludur. Tasarrufi işlem niteliğindeki davanın da tüm mirasçılar tarafından birlikte açılması gerekir. Açıklanan nedenlerle, eldeki dava tüm mirasçılar tarafından birlikte açılmalı veya açılan davaya diğer mirasçıların katılımı sağlanmalıdır.

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu,

GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:

Kadastro sonucunda … Köyü çalışma alanında bulunan 151 ada 19 parsel sayılı 206.608,49 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ham toprak niteliğiyle davalı …. adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı … ve arkadaşları miras yoluyla gelen hakka ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak çekişmeli taşınmazın bir bölümünün tapu kaydının iptali ve adlarına tescili istemiyle dava açmıştır.

Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın fen bilirkişi raporunda 19/A olarak gösterilen 37.636,83 metrekare yüzölçümündeki bölümünün tapu kaydının iptali ile eşit hisse ile davacılar adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı …. temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.

Mahkemece, davacı taraf yararına zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle hüküm kurulmuştur. Ne var ki, davanın esası yönünden değerlendirme yapılabilmesi için öncelikle taraf ehliyetinin bulunması zorunlu olup bu hususun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-d maddesi gereğince mahkemelerce re’sen gözetilmesi zorunludur.

Somut olayda davacılar, dava konusu çekişmeli taşınmaz bölümünün babalarından geldiğini bildirerek dava açmışlar, keşif sırasında da aralarında bir taksim yapılmadığı beyan edilmiştir. Muris ….’ın ölüm tarihi itibariyle terekesinin elbirliği hükümlerine tabi olduğu ve davacıların da tereke adına talepte bulunduğu dosya kapsamıyla sabittir.

Elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi bulunan bir terekede, terekeye ilişkin tüm tasarruf işlemlerinin 4721 Sayılı Yasa’nın 640. ve 702. maddeleri uyarınca tüm mirasçılar tarafından birlikte yapılması zorunlu olup tasarrufi işlem niteliğindeki davanın da tüm mirasçılar tarafından birlikte açılması gerekir.

Bir mirasçının özellikle acele hallerde miras şirketinin menfaatini korumak için bütün mirasçılar adına yalnız başına dava açması mümkün ise de, bu şekilde açılan bir dava tüm mirasçıların katılımı sağlanmadan yürütülemez. Bu halde, diğer mirasçıların davaya katılımının sağlanması, muvafakatlerinin alınması ya da terekeye temsilci atanması gerekir. Dosya arasına alınan muris ….’a ait nüfus kayıtlarının incelenmesinde murisin davacı mirasçıları dışında hayatta olan anneleri ….’ın da bulunduğu ve davalı ….’nin terekeye göre 3. kişi durumunda olduğu anlaşılmaktadır.

Hal böyle olunca, davacı tarafa anneleri ….’ın davaya katılımının veya terekeye temsilci atanmasının sağlanması için süre verilmeli, bu suretle aktif dava ehliyetinin sağlanması halinde işin esasına girilerek tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılmalı, özellikle yöntemine uygun biçimde hava fotoğrafı incelemesi yaptırılıp, 3 kişilik ziraatçi bilirkişi kurulundan da rapor alınarak tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre bir karar verilmelidir.

Mahkemece, dava ehliyetinin sağlanması bakımından davacı tarafa süre ve imkan tanınmadan ve eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı …. temsilcisinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 03.11.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.