YARGITAY 14.HUKUK DAİRESİ

Tarih: 04.04.2016 Esas: 2015 / 12439 Karar: 2016 / 3994

Mirasçının Terekeyi Sahiplenme Anlamına Gelen Davranışları Mirası Hükmen Red Hakkını Düşürür.

Özet:

Davacı, hasımsız olarak açtığı davada babasının terekesinin borca batık olduğunu ileri sürerek mirasın hükmen reddini istemiştir. Ret süresi sona ermeden, mirasçı olarak tereke işlemlerine karışan, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan veya mirasbırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işler yapan ya da tereke mallarını gizleyen veya kendisine mal eden mirasçı, mirası reddedemez. Mirasçının terekeyi sahiplenme anlamına gelen davranışları mirası hükmen red hakkını düşürür. Yerel mahkemece, açıklanan hususlar dikkate alınmaksızın yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi hatalıdır. 

Davacı tarafından, 09.12.2013 gününde verilen dilekçe ile mirasın hükmen reddi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 13.02.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi müdahil Uşak Vergi Dairesi Müdürlüğü vekili ve müdahil SGK Başkanlığı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı hasımsız olarak açtığı davada, babası …’un 07.10.2008 tarihinde vefat ettiğini, geriye kendisinin mirasçı olarak kaldığını, babası sağ iken …….. şirketini kurduğunu, 2008 yılında vefatından sonra şirkete ait vergi, sigorta ve sair borçlarının ortaya çıktığını, terekesinin borca batık olduğunu ileri sürerek mirasın hükmen reddini istemiştir.

Müdahil…………… vekili, davanın reddini savunmuştur.

Müdahil Uşak Vergi Dairesi Müdürlüğü vekili, davacının murisi …’un ……………’nin ortağı ve müdürü olduğunu, şirketin borca batık olduğunu gösterecek bir rakam bulunmadığını, mirasçıların Söğüt Mal Müdürlüğüne mirasçılık belgesini sunarak veraset intikal beyannamesi de verdiklerini, tüm bu işlemlerin mirasçıların mirası kabul ettiklerini açıkça gösterdiğini, davanın reddini savunmuştur.

Müdahil SGK Başkanlığı vekili, davanın reddini istemiştir.

İhbar olunan şirket ve kurumlar, müdahale ve cevap dilekçesi vermemişlerdir.

Mahkemece, bilirkişi …………..’nın 18.12.2014 tarihli raporuna göre murisin toplam borçlarının değerinin 331.226,24 TL olduğu, malvarlığının borcunu karşılamaya yetmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Hükmü, müdahil Uşak Vergi Dairesi Müdürlüğü vekili ve müdahil SGK Başkanlığı vekili temyiz etmişlerdir.

Dosya kapsamına, iddianın ileri sürülüş biçimine göre uyuşmazlığın muris …’un ölüm tarihindeki terekesinin borca batık olması nedeniyle mirasın hükmen reddine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. TMK’nın 605/2 maddesi hükmüne dayanılarak istekte bulunulabilmesi için de terekenin açıkça borca batık olduğunun belirlenmesi gerekmektedir.

Mirasçılık ve mirasın geçişi, murisin ölümü tarihinde yürürlükte olan hükümlere göre belirlenir.

Türk Medeni Kanununun 610. maddesine göre yasal süre içinde mirası reddetmeyen mirasçı, mirası kayıtsız ve koşulsuz kazanmış olur. Ret süresi sona ermeden, mirasçı olarak tereke işlemlerine karışan, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan veya mirasbırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işler yapan ya da tereke mallarını gizleyen veya kendisine maleden mirasçı, mirası reddedemez.

Muris ……. oğlu … 07.10.2008 tarihinde vefat etmiş geriye murisin eşi ………., oğlu ……….. ve davacı… kalmıştır. Davacı mirasçı … ve dava dışı diğer mirasçıların 20.10.2008 tarihli ve 2008/300 Esas, 298 sayılı mirasçılık belgesine göre 05.08.2009 tarihli ve 3038 sayılı resmi senette belirtilen ve murisleri …… oğlu … adına kayıtlı taşınmazlardaki payları tapuda kendi adlarına intikal ettirdikleri ve aynı resmi senetle dava dışı ………….’a satmış oldukları anlaşılmıştır. Bu işlem TMK’nın 610/2. maddesine göre terekeyi sahiplenme anlamına gelen davranış olmakla davacının hükmen ret hakkı düşmüştür. Bu nedenle davanın reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

Kabule göre de, davacı TMK’nın 605. maddesi gereğince mirasın reddini talep ettiğinden TMK’nın Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 39. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca dava sırasında davacı vekilinin mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletnamesi mevcut olmaksızın davanın sonuçlandırılması da yerinde değildir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle müdahiller vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 04.04.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.