YARGITAY 9.HUKUK DAİRESİ

Tarih: 11.12.2018 Esas: 2016/16456 Karar: 2018/22875

Mobbing Nedeniyle Manevi Tazminat – Sistematik Baskı – İspat Kuralları

Özet:

Davacı, kendisine işyerinde mobing uygulandığını ileri sürmüş olup ispat yükü mobing iddiasını ileri süren davacıdadır. Ancak tanık beyanları ve dosya kapsamı değerlendirildiğinde davacı mobing iddiasını ispatlayamamıştır. Tanık beyanları doğrudan görgü ve bilgiye dayalı olmayıp genel olarak davacıdan duyuma dayalıdır. Ayrıca beyanlarda sistematik bir baskı durumu da ortaya konmamıştır. Bu durumda mobbingin ispatlandığı söylenemez. Öte yandan tanık beyanları kişilik haklarına saldırı eylemini ispatlamada da yetersiz olup başka somut delil de yoktur.

MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi taraflar avukatlarınca istenilmesi, davalı avukatınca duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 11/12/2018 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına kimse gelmedi. Karşı taraf adına Avukat …. geldi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:

YARGITAY KARARI

A) Davacı İsteminin Özeti:

Davacı, davalıya ait hukuk bürosunda sekreter olarak çalışırken iş sözleşmesinin işverence haksız şekilde feshedildiğini ileri sürerek kıdem, ihbar ve manevi tazminat ile bir kısım aylık ücret ve asgari geçim indirimi alacaklarının tahsilini, istemiştir.

B) Davalı Cevabının Özeti:

Davalı, davacının verilen görevleri yapmayıp ikaz edilmesi üzerine saygısızlıkla ve hakarete varan sözlerle işi terk ettiğini, iş sözleşmesinin 4857 sayılı Kanunun 25/II-b maddesi gereği haklı olarak fesh edildiğini, ancak yine de kendisine kıdem tazminatı ödemesi yapıldığını, esasen tazminata hak kazanmadığı gibi ücretleri de ödendiğinden alacağı olmadığını, savunarak davanın reddini istemiştir.

C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:

Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, iş sözleşmesinin işverence haklı nedene olmadan feshedildiği davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı ayrıca yıllık izin ücreti ile bir kısım aylık ücret ve asgari geçim indirimi alacağı da olduğu, yine davacının görevi dahilinde olmayan işlerde çalıştırılıp mobbinge maruz kaldığı buna göre manevi tazminata da hak kazandığı, gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, karar verilmiştir.

D) Temyiz:

Kararı taraflar temyiz etmiştir.

E) Gerekçe:

1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2- Dava açıldıktan sonra davalı işverence 24/06/2014 tarihinde davacı hesabına kıdem tazminatına karşılık 12.500,00 TL. ödeme yapılmış ve Mahkemece, ödenen miktar davacının hak kazandığı kıdem tazminatından mahsup edilmiştir.

Dava açıldıktan sonra ödenen miktarın kabul edilen kısma dahili ile davacı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderleri değerlendirilmesi gerekirken, bu miktar reddedilen kısım olarak kabul edilerek vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin buna göre belirlenmesi hatalıdır.

3-Çağdaş iş hukuku bir taraftan uluslararası sözleşmeler, diğer taraftan Avrupa normları işçinin huzur içerisinde işini görmesi, emeğinin karşılığını alması ve çalışma ilişkisinin karşılıklı güvene dayanan tam bir uyum içerisinde olmasını amaçlamıştır.

İşyerinde psikolojik taciz (mobbing) çağdaş hukukun son zamanlarda mahkeme kararlarında ve öğretide dile getirdiği bir hukuki kurumdur. Örneğin Alman Federal İş Mahkemesi bir kararında işçilerin birbirine sistematik olarak düşmanlık beslemesi, kasten güçlük çıkarması, eziyet etmesi veya bu eylemlerin işçinin başta işveren olmak üzere amirleri tarafından gerçekleştirilmesi olarak tanımlanmıştır. (BAG, 15.01.1997, NZA. 1997) Görüleceği üzere işçi bir taraftan diğer işçiye, diğer taraftan işverene karşı korunmaktadır. İşçinin anlattığı mobbing teşkil eden olayların tutarlık teşkil etmesi, kuvvetli bir emarenin bulunması gerekmektedir. Kişilik hakları ve sağlığın ağır saldırıya uğraması mobbingin varlığının tartışmasız kabulünü doğurur.

Öte yandan ispat kurallarının zorlanan sınırları usul hukukunda yeni arayışlara yol açmıştır. Emare işte bu anlayışın bir sonucudur. Olayların tipik akışı, tecrübe kuralları göz önüne alındığında verilecek sonuçla ispat gerçekleşir. Başka bir anlatımla bu ilk görünüş ispatıdır. (Üstündağ, Saim:Medeni Yargılama Hukuku B.6, İstanbul 1997 ;sh.622)

Somut uyuşmazlıkta, davacı, işverenin kendisine son yıllarda kötü muamelede bulunduğunu, kötü muamelelerin kendisi cinsel içerikli konuşmalar yapılması, taciz edilmesi, söz konusu konuşmalara tepki vermesi nedeniyle nedensiz olarak yere bağırılması, çoğu kez hakaret edilmesi, davacının görevi dahilinde olmayan işlerin yaptırılması, işyerine iş ya da özel nedenlerle gelen kişiler önünde davacıya görevi dahilinde olmayan işler yaptırılarak aşağılayıcı emirler verilmesi, azarlanması, aşağılanması ve hatta hakarete varacak üslupta, sertlikle uyarılması, davacının üzerine yürünmesi ve dövmeye teşebbüs edilmesi biçiminde cereyan ettiğini, bu durum nedeniyle ruhsal sağlığının da bozulduğunu iddia ederek mobbing nedeniyle manevi tazminat talebinde bulunmuştur.

Davalı taraf iddianın doğru olmadığını savunurken, Mahkemece, davacının iş sözleşmesi sürecinde davalı işveren tarafından, görevi dahilinde olmayan işlerde çalışması yönünde baskıya maruz kaldığı, bu hususun tanıkların anlatımları ile sağlık raporlarından sabit olduğu, mobbingi oluşturan eylem, tutum ve davranışların oluş şekli, gelişimi ve özellikleri, mobbinge maruz kalınan süre, tarafların konumu gözetildiğinde, 10.000,00 TL. manevi tazminatın tahsili gerektiği, gerekçesi ile manevi tazminat istemi kabul edilmiştir.

Davacı, kendisine işyerinde mobing uygulandığını ileri sürmüş olup ispat yükü mobing iddiasını ileri süren davacıdadır. Ancak tanık beyanları ve dosya kapsamı değerlendirildiğinde davacı mobing iddiasını ispatlayamamıştır. Tanık beyanları doğrudan görgü ve bilgiye dayalı olmayıp genel olarak davacıdan duyuma dayalıdır. Ayrıca beyanlarda sistematik bir baskı durumu da ortaya konmamıştır. Bu durumda mobbingin ispatlandığı söylenemez. Öte yandan tanık beyanları kişilik haklarına saldırı eylemini ispatlamada da yetersiz olup başka somut delil de yoktur. Açıklanan nedenlerle Mahkemece manevi tazminat isteminin reddi yerine kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

F) Sonuç:

Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, davacı yararına takdir edilen 1.630.00 TL. duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 11/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.