YARGITAY HUKUK GENEL KURULU

Tarih: 06.04.2011 Esas: 2010 / 4-650 Karar: 2011 / 67

Muvazaalı İşlemin İptali – Limited Şirket Yetkili Temsilcisinin Genel Kurulca Usulüne Uygun Yetki Verilmeden Şirketin Tek Taşınmazını Satması TTK’nun 443. Maddesine Aykırıdır.

Özet:

Dava, muvazaalı işlemin iptali talebine ilişkindir. Limited şirket yetkili temsilcisi, şirketin maksat ve konusuna dahil her nevi işlemi şirket adına yapma yetkisine sahiptir. Şirketin maksat ve konusu dışında kalan hususlarda ancak genel kurulun vereceği özel yetki ile işlem yapabilir. Genel kurulun şirketin tek taşınmazını satmaya yetki verebilmesi için yasada öngörülmüş olan toplanma ve karar yeter sayısı sağlanmış olmalıdır. Dava konusu şirketin ana sözleşmesinin amaç ve konu kısmında, taşınmaz alım-satımı da yer almaktadır. Şirketin üzerinde faaliyetini sürdürdüğü taşınmaz bu kapsamda düşünülemez. Uyuşmazlık konusu satış, limited şirketin tek malvarlığı olan ve üzerinde petrol ofisi kurulu arsanın satışına ilişkindir. Limited şirket yetkilisinin genel kurulca usulüne uygun yetki verilmeden şirketin tek taşınmazını satması TTK’nun 443. maddesine aykırılık oluşturur. 

Taraflar arasındaki “muvazaalı işlemin iptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kozan 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce davanın kabulüne dair verilen 14.01.2009 gün ve 2007/127 E.- 2009/24 K. sayılı kararın incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 08.12.2009 gün ve 2009/5651 E. – 2009/13840 K. sayılı ilamı ile;

(“…Dava, danışıklı (muvazaalı) işlemin iptali istemine ilişkindir. Yerel mahkemece istem kabul edilmiş; karar, davalılar tarafından temyiz olunmuştur.

Dosya kapsamından; davalılardan M.A. ve N.A. ile davacı A.A.’nın A……. Petrol Ürünleri Sanayi Ticaret Ltd. Şti.’nin ortakları oldukları; şirkete ait benzin istasyonunun, şirket müdürü olan davalılardan M.A.’ya vekâleten diğer davalı N.A. tarafından davalı M.B.’ye satışının yapıldığı; tapudaki satış işlemi sırasında gösterilen bedel dışında ve taraflar arasındaki anlaşma tutanağı (protokol) uyarınca gerçek değerinin ödendiği; satın alan davalı M.B.’nin istasyonun bulunduğu taşınmaz üzerinde önce birleştirme (tevhit), daha sonra da ayırma (ifraz) işlemlerini gerçekleştirdiği; uzun süredir atıl durumda bulunan benzin istasyonunu yenilediği anlaşılmaktadır.

Tüm bu olgular göz önünde tutulduğunda; şirketin benzin istasyonu işletilmesine ilişkin faaliyetinin uzun süre önce sona erdiği ve gerçek değeri üzerinden satışının yapılarak bedelinin şirket aktifine geçtiği anlaşılmaktadır. Şu durumda olayda, danışıklı (muvazaalı) bir işlemden söz edilemez.

Yerel mahkemece açıklanan yönler gözetilerek, istemin reddedilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle, yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir…) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Temyiz Eden: Davalılar vekilleri.

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava, muvazaalı işlemin iptali istemine ilişkindir.

Davacı A.A.; A….. Petrol Ltd. Şti.’nin % 40 hissesinin sahibi olduğunu, kalan diğer hisselerin ise davalı kardeşleri M.A. ve N.A.’ya ait olduğunu, şirkete ait 123 nolu taşınmaz ve üzerindeki petrol istasyonunun şirket yetkili müdürü olan davalı M.A.’nın verdiği vekaletname ile şirketin ortağı olan diğer davalı N.A. tarafından 05.04.2007 tarihinde, 15.000.00.-TL’ye muvazaalı olarak gerçek değerinin altında, diğer davalı M.B.’ye satıldığını belirterek, davalı M. adına olan tapu kaydının iptali ile şirketteki payları oranında tapuya tescilini istemiştir.

Davalılar vekili; TTK’ya göre şirket ortağının böyle bir dava açma yetkisinin bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini bildirmiştir.

Mahkemece, şirket müdürünün temsil yetkisine dayanarak tek başına şirketin tek malvarlığı olan ve üzerinde petrol ofisi kurulu taşınmazı satmasının TTK’nun 542. md. yollaması ile aynı kanun 321.md.’ne ve şirketin tüm malvarlığının elden çıkarılmasının da TTK’nun 443/2. md.’ne aykırı olduğu, ayrıca satışa ilişkin düzenlenen protokol ile tapuda gösterilen değer birbirlerinden farklı olduğu, tapuya tescil sırasında tarafların beyanlarının gerçek iradelerini yansıtmadığı, bu nedenlerle tapuda yapılan satışın muvazaalı olduğunun kabulü gerektiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile dava konusu 415 nolu parselin tapusunun iptali ile A…… Petrol Ür. San. ve Tic. Ltd. Şirketi adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

Davalılar vekilince temyiz edilen karar, özel dairece yukarıda yazılı gerekçeyle bozulmuştur.

Yerel mahkemece; önceki gerekçelerle ve ayrıca taşınmazı satın alan üçüncü kişinin masraf yapmasının sözleşmenin muvazaalı olmadığı anlamına gelmeyeceği ve davalı tarafın dayandığı adi yazılı protokolün her zaman düzenlenmesinin mümkün olduğu, bu sözleşmenin eldeki davayı sonuçsuz bırakmak için düzenlendiğinin kabulü gerektiği gerekçesiyle direnme kararı verilmiş; direnme kararını davalı vekili temyiz etmiştir.

I- Hukuk Genel Kurulu’ndaki görüşme sırasında, işin esasına geçilmeden önce, yerel mahkemenin; Borçlar Kanunu’nun 18. maddesinde düzenlenen muvazaanın gerçekleştiğine ve ayrıca şirket müdürünün temsil yetkisine dayanarak tek başına hareketle şirketin tek malvarlığı olan taşınmazı satmasının Türk Ticaret Kanunu’nun 542. madde yollaması ile aynı kanunun 321 ve 443/2. maddelerine aykırı olduğuna dair iki ayrı gerekçe bulunması karşısında, ikinci gerekçenin özel dairece incelenip, değerlendirilmemesi nedeniyle bu yönden dosyanın özel daireye gönderilmesine gerek olup olmadığı ön sorun olarak değerlendirilmiş ve ön sorun bulunmadığı ikinci oylamada oyçokluğu ile kabul edilerek; direnme hükmünün esastan incelenmesine geçilmiştir.

II- İşin esasına yönelik olarak yapılan incelemede:

Limitet şirket müdürlerinin yetkisi, Türk Ticaret Kanunu’nun 542. maddesi yollaması ile aynı kanunun 321. maddesi ile belirlenmiştir. Anılan maddede, “temsile salahiyetli olanlar şirketin maksat ve mevzuuna dahil her nevi işleri ve hukuki muameleleri şirket adına yapmak ve şirket adına kullanmak hakkına haiz oldukları” öngörülmüştür.

Şirket maksat ve konusu dışına çıkan bir işin veya hukuki işlemin yönetim kurulu veya temsilciler tarafından yapılabilmesi TTK’nun 443/2. maddesi uyarınca, ancak genel kurulun vereceği özel bir yetki ile olabilir. Ayrıca, genel kurulun şirketin tek taşınmazını satmaya yetkili verebilmesi için anılan kanun hükmü gereğince, aynı kanunun 388. maddesinin 3. ve 4. fıkralarındaki toplanma ve karar yeter sayısı olması da şarttır.

Dava konusu şirketin ana sözleşmesinin “amaç ve konu” başlığı altında taşınmaz alım-satımı da düzenlenmiş ise de, burada söz konusu edilen taşınmazlar, şirketin olağan iştigal konusu ve faaliyetleri arasındaki işlere ilişkin taşınmazlar olup, şirketin üzerinde faaliyetini sürdürdüğü taşınmazın bu kapsamda olduğu düşünülemez.

Yukarıda anlatılanlar karşısında dava konusu satış, limited şirketin tek malvarlığı olan ve üzerinde petrol ofisi kurulu arsa satışına ilişkin olduğuna göre, şirket müdürünün tek başına temsil yetkisine dayanarak bu taşınmazı satması TTK’nun 542. maddesi yollaması ile aynı kanun 321. maddesi ve şirketin tüm malvarlığının elden çıkarılması da yine limited şirketlerde de uygulanması mümkün olan TTK’nun 443/2. maddesi hükmüne aykırılık oluşturduğu açıktır.

Diğer yandan, şirket müdürü ile 3. kişi M.B. arasında satışa ilişkin düzenlenen protokol ile tapuda gösterilen değerler birbirlerinden farklı olup, tapuya tescil sırasında tarafların beyanlarının gerçek iradelerini yansıtmadığı da açıktır.

Bu durumda, yerel mahkemece; tapuda yapılan satışın muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

O halde, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı (873,85.-TL) bakiye temyiz harcının temyiz edenden alınmasına, 06.04.2011 gününde yapılan ilk görüşmede oyçokluğu ile karar verildi.