YARGITAY HUKUK GENEL KURULU
Tarih: 09.11.2016 Esas: 2016 / 2226 Karar: 2016 / 1046
Takibin İptali Talebi – Bonoda Aval Veren (Kefil) Aynen Keşideci Gibi Sorumlu Olduğundan Ödememe Protestosu Gerekmeksizin Hakkında Takip Yapılabilir.
Özet:
Kambiyo senedine mahsus yolla başlatılan icra takibinde borçlular, icra takibinin iptali talebinde bulunmuşlardır. Dosya içeriğinden, keşideci ve kefiller aleyhinde icra takibi yapıldığı anlaşılmaktadır. Bonoda aval veren (kefil) aynen keşideci gibi sorumlu olduğundan ödememe protestosu gerekmeksizin hakkında icra takibi yapılabilir. Yerel mahkemece, açıklanan hususlar dikkate alınmaksızın, aksine düşüncelerle protesto gönderilmediği gerekçesiyle yazılı şekilde takibin iptaline karar verilmesi hatalıdır.
Taraflar arasındaki “takibin iptali” istemli şikayetten dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 9. İcra Hukuk Mahkemesince takibin iptaline dair verilen 14.02.2013 gün ve 2012/772 E., 2013/60 K. sayılı kararın incelenmesi davalı alacaklı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 06.05.2013 gün ve 2013/8728 E., 2013/17220 K. sayılı ilamı ile;
“…Borçlular hakkında İstanbul 8. İcra Müdürlüğü’nün 2011/…… sayılı takip dosyasında bonoya dayalı kambiyo takibi yapıldığı, borçlular vekilince icra mahkemesine yapılan itiraz ve şikayette, takibe konu bonoların vadesinin gelmediğini, finansal kiralama sözleşmesi usulüne uygun feshedilmediğinden henüz vadesi gelmemiş bonolara dayanılarak icra takibi yapılamayacağını, protesto edilmeyen senetlerden dolayı keşideci haricindeki borçlular aleyhinde kambiyo takibi yapılamayacağını, takibe konu bonoların teminat senedi olduğunu belirterek takibin iptalini talep etmiş; ayrıca alacaklının yıllık % 25,50 oranındaki faiz isteminin fahiş olduğunu, borçluların temerrüdü söz konusu olmadığından takipten önceki döneme ilişkin faiz talep edilemeyeceği yönünde itirazlarını dile getirmiştir.
Mahkemece, borçlulardan … ve …’nin istemleri süre yönünden reddedilmiş, diğer borçlular yönünden ise, öne sürülen hususların dar yetki ile donatılan icra mahkemesinde tartışma imkan ve kabiliyeti bulunmadığından bahisle istemlerinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Borçlular vekilince kararın temyizi üzerine, Dairemizin 13.02.2012 tarih 2011/17916 E 2012/3324 K sayılı ilamında, borçlulardan … ve …’nin temyiz istemlerinin reddine, diğer borçluların temyiz istemlerinin ise, borçlular vekilinin itiraz ve şikayetinde belirttiği hususların icra mahkemesince incelenmesi mümkün bulunduğundan kabulüne karar verilerek, Mahkeme ilamının, … ve … dışındaki borçlular yönünden bozulmasına hükmedilmiştir.
Mahkemece, Dairemizin yukarıda anılan, bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama neticesinde kefiller …, …, … ve …’ye usulüne uygun olarak ödememe protestosu yapılmadığından takibin iptaline karar verilmiştir.
İcra takip dosyasının incelenmesinde, takibe konu bonoların keşidecisinin borçlulardan… Matbaacılık San. ve Tic. A.Ş. olduğu, diğer borçluların ise bonolarda avalist olarak yer aldıkları görülmüştür.
Somut olayda, takip dayanağı bonolarda …, …, … ve … (kefil) aval veren konumunda olup aynen keşideci gibi borçtan sorumludurlar. Bu nedenle TTK’nun 690. madde göndermesi ile 626. maddesinin somut olayda uygulama yeri yoktur. Mahkemece aksine düşüncelerle …, …, … ve …’ye anılan madde koşullarında protesto gönderilmediğinden bahisle takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir.
Öte yandan, Mahkemenin tüm borçlular yönünden takibin iptaline karar verdiği görülmüştür. Buna göre, borçlulardan … ve …’nin şikayet ve itirazlarının, Mahkemece, süre yönünden reddine karar verilmesine ve bu kararın Dairemizin yukarıda anılan ilamıyla onanarak kesinleşmesine rağmen bu kişiler yönünden karar verilmesi ile temyize konu kararın, keşideci yönünden takibin hangi sebepten dolayı iptal edildiğine yönelik herhangi bir gerekçe içermemesi de doğru görülmemiştir.
O halde, Mahkemece, yukarıda belirilen gerekçeye dayalı olarak, hakkında kesinleşmiş bir karar bulunmayan borçluların, diğer şikayet ve itirazları incelenerek oluşacak sonucu göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir…”
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDENLER: Şikâyet olunan-alacaklı …… Finansal Kiralama A.Ş. vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
İstem, takibin iptaline yöneliktir.
Şikayetçi borçlular… Matbaacılık A.Ş., …, …, … ve … vekili, şikayet olunan alacaklı tarafından kambiyo senetlerine mahsus yolla takip başlatıldığını, takibe konu edilen bonoların usulüne uygun olarak feshedilmeyen finansal kiralama sözleşmesinin teminatı olarak verildiğini, vadelerinin gelmediğini, protesto edilmeyen senetlerden dolayı keşideci haricindeki borçlular aleyhine kambiyo takibine girişilemeyeceğini, faiz isteminin fahiş olduğunu belirterek takibin iptalini talep etmiştir.
Şikâyet olunan alacaklı ……… Finansal Kiralama A.Ş. vekili, gerçek kişi davacıların müşterek borçlu olduğunu, finansal kiralama sözleşmesine konu edilen ve şirketin mülkiyetinde bulunan mallar üzerinde üçüncü kişilerin haciz başlatması ve kiraların zamanında ödenmemesi nedeniyle sözleşmenin feshedilerek muaccel hale gelen tüm kiraların ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren 5 gün içerisinde ödenmesi ve kiralanan malların tesliminin ihbar olunduğunu, kira borçları ödenmediği gibi sözleşme konusu malların da iade ve teslim edilmediğini belirterek şikâyetin reddini savunmuştur.
Yerel mahkemece borçlulardan … ve …’nin istemlerinin süre yönünden, diğer borçluların ise öne sürülen hususların dar yetkili icra mahkemesinde tartışma imkân ve kabiliyeti bulunmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiş; hükmün şikâyetçi borçlular vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Özel Dairece, tarafların iddia ve savunmalarına, dosya içeriğindeki bilgi ve belgelere ve kararın gerekçesine göre borçlular … ve …’nin temyiz itirazlarının reddine, borçlular… Matbaacılık San. ve Tic. A.Ş., … ve …’nin diğer temyiz itirazları reddedildikten sonra takibin iptali istemine ilişkin iddiaların icra mahkemesinde incelenmesi mümkün bulunduğundan mahkemece anılan hususlarda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerektiğini işaretle bozma kararı verilmiştir.
Yerel Mahkemece bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama neticesinde kefiller …, …, … ve …’ye usulüne uygun olarak ödememe protestosu yapılmadığı gerekçesiyle takibin iptaline dair verilen karar şikâyet olunan ………….. Finansal Kiralama A.Ş. vekilinin temyizi üzerine, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde yazılı gerekçeyle bozulmuş; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Direnme kararını, şikâyet olunan alacaklı ….. Finansal Kiralama A.Ş. vekili temyize getirmiştir.
Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; şikayetçi borçlular tarafından alacaklı lehine düzenlenen bonoların … ve … tarafından avalist sıfatıyla mı yoksa kefil olarak mı imzalandığı, borçtan keşideci gibi sorumlu tutulup tutulamayacakları, varılacak sonuca göre adı geçenlerin sorumluluğuna gidilebilmesi için ödememe protestosu çekilmesi gerekip gerekmediği, hakkında verilen karar kesinleşen şikayetçi borçlular … ve … hakkında bozmadan sonra yeniden hüküm kurulup kurulmadığı; hükmün, keşideci yönünden takibin hangi nedenle iptal edildiğine ilişkin gerekçe içerip içermediği noktalarında toplanmaktadır.
Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında, işin esasının incelenmesinden önce şikayetçi… Matbaacılık A.Ş’nin yargılama aşamasında iflas etmesi nedeniyle direnme kararının iflas idaresine tebliği ve bilahare iflas kararının kesinleşme şerhli bir suretinin eklenerek gönderilmesi için dosyanın mahalline geri çevrilmesinin gerekip gerekmediği hususu önsorun olarak incelenmiş ve bu çerçevede 22.01.2016 gün ve 2014/12-164 E., 2016/64 K. sayılı kararla direnme kararının iflas idaresine tebliği için, 22.06.2016 gün ve 2016/12-1111 E., 2016/852 K. sayılı kararla da kesinleşme şerhini içeren ilamın eklenmesi için dosya mahkemesine geri çevrilmiştir. Her iki eksiklik mahkemesince giderilmiş ve dosya Hukuk Genel Kuruluna gönderilmiştir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “takibin durması ve düşmesi” başlıklı 193’üncü maddesi iflasın açılması ile borçlu aleyhinde haciz yoluyla yapılan takiplerle teminat gösterilmesine ilişkin takiplerin duracağını (f.I), iflas kararının kesinleşmesi ile bu takiplerin düşeceğini (f.II) açıkça hükme bağlamıştır.
Somut olayda şikâyetçi… Matbaacılık Tic. A.Ş. hakkında Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan dava sonucunda adı geçenin 20.12.2012 günü iflas ettiği ve bu kararın 04.03.2014 günü kesinleştiği anlaşılmıştır. Anılan Kanun hükümlerinin değerlendirilmesinden şikâyetçi şirket bakımından takibin düştüğü ve eldeki dosya bakımından şikâyetin konusuz kaldığı sabittir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle şikâyetçi şirket bakımından yukarıda yapılan açıklamaya göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Şikâyet olunan banka vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu açık olmak üzere 09.11.2016 günü oybirliği ile karar verildi.