YARGITAY 1. HUKUK DAİRESİ

Tarih: 18.04.2019 Esas: 2018/472 Karar: 2019/2826

Tapu İptal ve Tescil – Ehliyetsizlik Hukuksal Nedenine Dayalı Miras Payı Oranında Tapu İptali Ve Tescil

Özet:

Dava, ehliyetsizlik hukuksal nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Ehliyetsizlik iddiasıyla üçüncü kişiler aleyhinde açılan tapu iptali ve tescil davalarında, terekeyi temsil eden tüm mirasçıların bir arada hareket etmek suretiyle davayı birlikte açmaları, ayrıca, mirasçılardan birisinin terekeye iade şeklinde dava açması halinde de tüm mirasçıların davada muvafakatlarının sağlanması, aksi takdirde terekenin atanacak temsilci marifetiyle davada temsil edilmesi ve yürütülmesi gerekmektedir (TMK’nın 640. maddesi). Ne var ki, bu kuralın mirasçılar arasında paylı mülkiyet hükümleri geçerli olduğundan, bir mirasçının diğer bir mirasçı aleyhine açtığı davalarda uygulama yeri bulunmadığı kuşkusuzdur. 

MAHKEMESİ : … BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ … HUKUK DAİRESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL 

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulü ile davacıların miras payları oranında iptal ve tescil isteğinin kabulüne ilişkin verilen karara karşı tarafların istinaf başvurusu üzerine, … Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi tarafından, davacıların istinaf başvurusunun reddine, davalının istinaf başvurusunun esastan kabulü ile mahkeme kararı ortadan kaldırılarak davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi …’nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-

Dava, ehliyetsizlik hukuksal nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

Asıl ve birleştirilen davada davacılar, mirasbırakan …’in, …, …, …, …, …, …, … parsel sayılı taşınmazlarını davalıya satış suretiyle devrettiğini, işlem tarihinde mirasbırakanın hukuki işlem ehliyetinin bulunmadığını, temlik sonrası taşınmazların tevhit ve kat karşılığı inşaat sözleşmesine konu edilerek … parsel sayılı taşınmazdaki …, …, …, …, …, …, …, …, … parsel sayılı taşınmazdaki …, …, …, … parsel sayılı taşınmazdaki …, …, …, … ve … nolu bağımsız bölümlerin davalı adına tescil edildiğini ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.

Davalı, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, mirasbırakanın akit tarihinde hukuki işlem ehliyetinin olmadığının Adli Tıp Kurumu raporuyla saptandığı gerekçesiyle davanın kabulü ile davacıların miras payları oranında iptal ve tescil isteğinin kabulüne ilişkin verilen karara karşı tarafların istinaf başvurusu üzerine, … Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi tarafından, davacıların istinaf başvurusunun reddine, davalının istinaf başvurusunun esastan kabulü ile mahkeme kararı ortadan kaldırılarak eldeki davanın mirasbırakan bir kısım mirasçıları tarafından açıldığı, davacıların terekeye iade istemi bulunmayıp pay oranında tescil isteğine göre davanın dinlenme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1933 doğumlu mirasbırakan …’in 10.11.2007 tarihinde öldüğü, geride mirasçı olarak davanın taraflar ile dava dışı yeğenleri …, …, … ve …’ın kaldıkları anlaşılmaktadır.

Hemen belirtilmelidir ki, ehliyetsizlik iddiasıyla üçüncü kişiler aleyhinde açılan tapu iptali ve tescil davalarında, terekeyi temsil eden tüm mirasçıların bir arada hareket etmek suretiyle davayı birlikte açmaları, ayrıca, mirasçılardan birisinin terekeye iade şeklinde dava açması halinde de tüm mirasçıların davada muvafakatlarının sağlanması, aksi takdirde terekenin atanacak temsilci marifetiyle davada temsil edilmesi ve yürütülmesi gerekmektedir (TMK’nın 640. maddesi).

Ne var ki, bu kuralın mirasçılar arasında paylı mülkiyet hükümleri geçerli olduğundan, bir mirasçının diğer bir mirasçı aleyhine açtığı davalarda uygulama yeri bulunmadığı kuşkusuzdur.

Somut olaya gelince, davacılar da davalı da aynı murisin mirasçılarıdır.

Hâl böyle olunca, işin esası incelenerek bir karar verilmesi gerekirken, davalının da mirasçı konumunda olduğu gözetilmeksizin yanılgılı değerlendirme ile davanın usulden reddine karar verilmiş olması doğru değildir.

Davacıların yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 371/1-a maddesi uyarınca … Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 373/2.maddesi gereğince dosyanın kararı veren … Bölge Adliye Mahkemesi 1.Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 18.04.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.