YARGITAY 8. HUKUK DAİRESİ

Tarih: 31.01.2017 Esas: 2016 / 9275 Karar: 2017 / 897

Tapu İptali ve Tescil İstemi ile Açılan Ancak Taşınmazın Satılması ile Tazminata Çevrilen Davada Taşınmazın Aynına Yönelik Hüküm İçermeksizin Tazminat Kararı Verilmiş Olan İlam Kesinleşmeden İcraya Konulabilir.

Özet:

Dava, takibe dayanak ilamın konusunun tazminata çevrilmiş tapu iptali ve tescil davası olması nedeniyle kesinleşmeden takibe konulamayacağı iddiasına dayalı icra takibinin iptali talebine ilişkindir. Taşınmaza ve buna ilişkin ayni haklara ilişkin ilamlar kesinleşmeden icraya konulamaz. Tapu iptali ve tescil istemi ile açılan ancak taşınmazın satılması ile tazminata çevrilen davada taşınmazın aynına yönelik bir hüküm içermeksizin tazminat kararı verilmiş olan ilam kesinleşmeden icraya konabilir. Mahkemece, açıklanan hususlar dikkate alınmaksızın, yazılı gerekçe ile takibin iptaline karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

Taraflar arasında görülen davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Borçlu vekili, takibe dayanak ilamın konusunun tazminata çevrilmiş tapu iptal tescil davası olması nedeniyle kesinleşmeden takibe konulamayacağını ileri sürerek icra takibinin iptalini istemiştir.

Mahkemece, dava konusu taşınmazın öncelikli olarak tapu kaydının iptali ve davacı adına tescilinin istendiği bu durumda taşınmazın aynı tartışıldığından kesinleşmeden takibe konulamayacağı gerekçesiyle takibin iptaline karar verilmesi üzerine, hüküm alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Talep, İİK’nun 41. maddesi yollamasıyla İİK’nun 16. maddesine dayalı şikayete ilişkindir.

6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanması gereken HUMK’nun 443/1. (HMK. 367/1 m.) maddesi gereğince, temyiz kararın icrasını durdurmaz. Yani kural olarak kararın kesinleşmemiş olması, kararın yerine getirilmesini önlemez. Bu kuralın istisnaları da yine yasalarda düzenlenmiştir.

Taşınmaza ve buna ilişkin ayni haklara, aile ve şahsın hukukuna ilişkin ilamlar (HUMK. 443/4 m.),

Mahkumiyete ilişkin ceza ilamlarının tazminat ve yargılama giderlerine ilişkin kısımları, (5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun’un 4. maddesi),

Kira tespit ilamları (12.11.1979 tarih 1979/1-3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı),

Menfi tespit davasına ilişkin ilamlar (İİK’nun 72. madde),

Yabancı Mahkeme ilamlarının tenfizi hakkındaki kararlar (MÖHUK. 41/2 ),

Sayıştay Kararları (6085 sayılı Sayıştay Kanunu 53. madde),

İdare aleyhine açılan haciz veya ihtiyati haciz uygulamaları ile ilgili davalarda verilen kararlar ( 2577 sayılı İYUK 28/1),

Somut olayda, icra takibinin dayanağı olan Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ilamında; dava konusu taşınmazın yargılama sırasında dava dışı …’e satış yolu ile temlik edildiği anlaşılması üzerine tazminat davası olarak devam edilmesine karar verildiği, davanın akdi sorumluluğa ilişkin olduğu ve davacılar yararına tazminata hükmedildiği anlaşılmaktadır.

Bu durumda dayanak ilam taşınmazın aynına ilişkin hüküm içermemektedir. Mahkemece şikayetin reddi gerekirken aksine düşünce ile takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir.

SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366. ve 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK’nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 31.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.