YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİ 

Tarih: 07.03.2018 Esas: 2017/9136 Karar: 2018/2146

Tereke Adına Açılan Dava – Tüm Mirasçıları Katılımı

Özet :

Ölen kişinin işlemlerinden dolayı üçüncü kişilere açılacak davanın tüm mirasçılar tarafından açılması gerekir.

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki kiralananın tahliyesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

YARGITAY  KARARI

Davacılar; davalı ile dava dışı mirasçılardan …arasında 06/01/2011 başlangıç tarihli kira sözleşmesi imzalandığını, süresinde keşide edilen ihtarname ile ihtiyaç nedeniyle kiralananın tahliye edilmesini davalıya bildirmiş olmalarına rağmen tahliyenin gerçekleşmediğini, Türk Borçlar Kanunu’nun 350. Maddesi gereğince şahsi iş yeri ihtiyacına binaen kiralananın tahliyesine karar verilmesini talep etmişlerdir.

Davalı; …ile aralarında imzalanan sözleşmenin geçerli olduğunu, davacıların dava açma ehliyetlerinin bulunmadığını, ayrıca ihtiyacın gerçek, samimi ve zorunlu olmadığını belirterek davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece; miras ortaklığında tahliye davası açıldığında ihtarın bütün mirasçılar tarafından çekilmesi ayrıca davanın mirasçıların tamamı tarafından açılması gerektiği halde bu gerekliliğin yerine getirilmediği ve sonradan da ikmal edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar tarafından temyiz edilmiştir.

MK’nun 640/2.maddesine göre “mirasçılar terekeye elbirliği ile sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere, terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler.”

İştirak halinde mülkiyet diğer bir deyişle elbirliği mülkiyetin esasında, iştirak halinde mülkiyeti meydana getiren kişilerin hepsinin bir arada hak sahibi olmaları yer alır. Bu mülkiyette malikler paydaş değil, ortaktır. Tüzel kişiliğe sahip olmayan bu ortaklıkta, hakkın süjesi ortaklık olmayıp bir bütün halinde elbirliğiyle hareket etmek zorunda olan ortaklardır (MK. md. 640/1). Ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı vardır.

Davada, iştirak halinde mülkiyetin gereği miras yoluyla terekeye dahil olan taşınmaz ile ilgili ihtiyaç nedeniyle tahliye talebi ortaklardan birkaçı tarafından dava edilmiştir. Mirasçıların bir kısmı tarafından dava açılması nedeniyle mirasçılar kendi açtıkları bu davayı yalnız başına yürütemeyeceğinden davanın bütün mirasçılar ile birlikte yürütülmesi gerekir. Bu durumda mahkemece, açılan iş bu davanın görülebilmesi için diğer mirasçıların davaya katılmalarının sağlanması veya MK.640/3 maddesi gereğince terekeye temsilci tayin ettirmesi için davacılara uygun bir süre vermesi gerekir.

Eğer diğer mirasçılar davaya katılmaz ve yazılı muvafakat da vermezler ise bu durumda davayı açan mirasçıların terekeye bir temsilci tayin ettirmesi gerekir (MK.640/3). Terekeye atanan temsilci, bir kısım mirasçının açtığı davaya icazet verirse davaya tereke temsilcisi tarafından devam edilir. Terekeye temsilci atanması ve tereke temsilcisinin davaya devam etmesi halinde de, ayrıca diğer mirasçıların davaya katılmalarına veya muvafakatlarının alınmasına gerek yoktur.

Davayı açan mirasçılar, kendisine verilen kesin süreye (HMK md. 94) rağmen diğer mirasçıların davaya katılmalarını veya muvafakat etmelerini sağlayamaz ve terekeye temsilci de tayin ettiremez veya terekeye atanan temsilci davaya icazet vermezse davanın reddine karar verilir.

Somut olayda, dava konusu taşınmazın davacıların murisi … adına kayıtlı olduğu, muris …’nın 2006 yılında vefatı ile geriye mirasçısı olarak …, … ve … ile dava dışı …ve …’nın kaldığı, davaya konu taşınmaza ait kira sözleşmesinin ise mirasçılardan …ile kiracı-davalı arasında 06.01.2011 tarihinde imzalandığı, davanın ise mirasçılardan …, … ve … tarafından açıldığı anlaşılmaktadır. Mirasçılardan …ve …’ın davaya iştirakleri ya da muvafakatları sağlanmamıştır. Bu nedenle, taraf teşkilinin sağlandığından söz edilemez. Bu durumda Mahkemece; davacılara süre verilerek dava dışı mirasçıların davaya icazeti yönünden beyanlarının alınmasının veya MK’nun 640/3. maddesi gereğince terekeye temsilci tayin ettirilmesinin sağlanarak oluşacak sonuca göre davaya icazet verilmesi halinde davanın esası hakkında karar verilmesi, aksi halde muvafakat sağlanamazsa davanın reddine hükmedilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile dava şartı olmayan ihtarnamedeki eksikliğin sonradan ikmal edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davacılar yararına BOZULMASINA, ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.