YARGITAY 14. HUKUK DAİRESİ
Tarih: 26.12.2017 Esas: 2016/7738 Karar: 2017/9698
Terekeyi Sahiplenme Anlamına Gelen İşler Yapan Mirasçı Terekenin Hükmen Reddini İsteyemez.
Özet:
Dava, mirasın hükmen reddine karar verilmesi talebine ilişkindir. Yasal mirasçılar, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan veya miras bırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işleri yapmamış olmaları veya terekeyi sahiplenmemiş bulunmaları halinde terekenin ölüm tarihinde borca batık olduğu yönünde tespit kararı verilmesini isteyebilirler. Terekeye dahil olan bir taşınmazdaki miras hissesinin satış işlemine konu edilmesi, terekeyi sahiplenme anlamına gelir. Murise ait taşınmaz payının murisin ölümünden sonra mirasçılar tarafından satıldığı dosya kapsamı ile sabittir. Bu durum karşısında, mirası ret hakkının düştüğü dikkat alınarak davanın reddine karar verilmelidir.
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 07.04.2014 gününde verilen dilekçe ile mirasın hükmen reddi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 26.11.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, mirasın hükmen reddi isteğine ilişkindir.
Davacılar vekili, muris…’ın 27.09.2012 tarihinde vefat ettiğini, terekesinin borca batık olması sebebiyle mirasın hükmen reddedildiğinin tespitini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile muris…’ın terekesinin TMK’nın 605. maddesi uyarınca borca batık olduğunun tespitine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Ret süresi sona ermeden mirasçı olarak tereke işlemlerine karışan, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan veya murisin işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işler yapan ya da tereke mallarını gizleyen veya kendisine maleden mirasçı, mirası reddedemez (TMK m. 610/2).
Yasal mirasçılar, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan veya miras bırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işleri yapmamış olmaları veya terekeyi sahiplenmemiş bulunmaları halinde terekenin ölüm tarihinde borca batık olduğu yönünde tespit kararı verilmesini isteyebilirler. Terekeyi sahiplenmiş olan veya sahiplenme anlamına gelen işleri yapan mirasçıların, bundan sonra terekenin borca batık olduğunu ileri sürmeleri Türk Medeni Kanunu’nun 2. maddesindeki dürüstlük kuralına aykırı olur. Hakkın açıkça kötüye kullanılmasını da hukuk düzeni korumaz.
Mirasçılar tarafından, terekeye dahil olan bir taşınmazdaki miras hissesinin satış işlemine konu edilmesi, Türk Medeni Kanunu’nun 610/2. maddesi anlamında, tereke mallarını kendisine maletme (mirasın benimsenmesi) anlamına gelir ve ret hakkından yoksun kalırlar.
Somut olayda, murisin ölüm tarihi 27.09.2012 olup, murisin ölümünden sonra … İli … İlçesi … Mahallesi 6302 ada 14 parseldeki taşınmazdaki murise ait payın 31.03.2014 tarihinde mirasçılar tarafından satıldığı anlaşılmaktadır. Mirasçılar tarafından terekeye dahil olan bir taşınmazın satış işlemine konu edilmesi TMK 610/2. maddesi anlamında tereke malının (mirasın) benimsenmesi anlamına gelir ve mirasçı ret hakkından yoksun kalır.
Bu durumda mahkemece mirasçı olan davacıların ret hakkının düştüğü gözetilerek davanın reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.12.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.