Tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizde de terör eylemleri zaman zaman gerçekleşmekte ve bu eylemler neticesinde kişilerin huzur ve sükûnu bozularak, terörün asıl hedefine ulaşılmaya çalışılmaktadır. Tabii, bu terör eylemlerinin hedefi her zaman asker ve/veya polis olmamakta, bazen de sivil vatandaşlar hedef olabilmektedir. Sivil vatandaşları hedef alan terör eylemleri ile asker ve/veya polisi hedef alsa da sivil vatandaşların etkilendiği terör eylemlerinde, bir kısım maddi ve manevi zararlar doğmaktadır. Bu zararların tazminini ise, “Sosyal Devlet ilkesi” gereği, Türkiye Cumhuriyeti Devleti sağlamaktadır. Bu hususta aşağıda zararların Türkiye Cumhuriyeti devleti tarafından, ne şekilde ve hangi koşullarda sağlandığı açıklanmıştır.

MADDİ ZARARLAR

27.07.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun uyarınca, terör eylemleri ve terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle maddi zarara uğrayan gerçek kişi veya yasal mirasçılarının ile özel hukuk kişilerinin zararları karşılanmaktadır.

Bu kişilerin maddi zararlarının karşılanması için, öncelikle zarara uğranılan eylemin terör eylemi veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle oluşması gerekmektedir. Terör eylemlerini açıklayacak olursak;

  1. Cebir ve şiddet kullanarak; baskı, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemlerinden biriyle, Anayasada belirtilen Cumhuriyetin niteliklerini, siyasi, hukuki, sosyal, laik, ekonomik düzeni değiştirmek, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak, Türk Devletinin ve Cumhuriyetin varlığını tehlikeye düşürmek, Devlet otoritesini zaafa uğratmak veya yıkmak veya ele geçirmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek, Devletin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini veya genel sağlığı bozmak amacıyla bir örgüte mensup kişi veya kişiler tarafından girişilecek her türlü suç teşkil eden eylemler,

  1. Devlet topraklarının tamamını veya bir kısmını yabancı bir devletin egemenliği altına koymaya veya Devletin bağımsızlığını zayıflatmaya veya birliğini bozmaya veya Devletin egemenliği altında bulunan topraklardan bir kısmını Devlet idaresinden ayırmaya yönelik eylemler,

  1. Devletin silahlı kuvvetlerine ait olan veya hizmetine verilmiş bulunan kara, deniz ve hava ulaşım araçlarını, yolları, müesseseleri, depoları ve diğer askeri tesisleri, bunlar kısmen tamamlanmamış bulunsa bile, kısmen veya tamamen tahrip etmeye veya geçici bir süre için olsa bile kullanılmayacak hale getirmeye yönelik eylemler,

  1. Cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen önlemeye yönelik eylemler,

  2. Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya Türkiye Büyük Millet Meclisinin görevlerini kısmen veya tamamen yapmasını engellemeye yönelik eylemler,

  1. Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye yönelik eylemler,

  1. Halkı, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine karşı silahlı isyana tahrik etmeye yönelik eylemler,

  1. Hükümetin izni olmaksızın bir yabancı veya yabancı Devlet hizmetinde veya bunların lehinde çalışmak üzere Ülke içinde vatandaşlardan asker yazmaya ve vatandaşları silahlandırmaya yönelik eylemler,

  1. Devletin güvenliğine karşı, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suç işlemek amacıyla silahlı örgüt kurma ve yönetme eylemleri, bu eylemlerin faaliyetinde kullanmak maksadıyla bunların amaçlarını bilerek, bu örgütlere üretmek, satın almak veya ülkeye sokmak suretiyle silah temin etme, nakletme, depolama eylemleri,

  1. Hükümetin izni olmaksızın bir yabancı veya yabancı Devlet hizmetinde veya bunların lehinde çalışmak üzere Ülke içinde vatandaşlardan asker yazmaya ve vatandaşları silahlandırmaya yönelik eylemler,

  1. Cumhurbaşkanına suikast teşebbüsüne yönelik eylemler,

  1. Suç işlemek üzere kurulmuş bir terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde işlenen;

  1. Göçmen kaçakçılığı,

  2. İnsan ticareti,

  3. Kasten insan öldürme,

  4. İntihara yönlendirme,

  5. Kasten yaralama,

  6. Eziyet,

  7. Tehdit,

  8. Şantaj,

  9. Cebir,

  10. Kişi hürriyetinden yoksun kılma,

  11. Eğitim ve öğretimin engellenmesi,

  12. Kamu kurumu veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının faaliyetlerinin engellenmesi,

  13. Siyasi hakların kullanılmasının engellenmesi,

  14. İnanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme,

  15. Konut dokunulmazlığının ihlali,

  16. İş ve çalışma hürriyetinin ihlali,

  17. Sendikal hakların kullanılmasının engellenmesi,

  18. Nitelikli hırsızlık,

  19. Yağma,

  20. Mala zarar verme,

  21. Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması,

  22. Radyasyon yayma,

  23. Atom enerjisi ile patlamaya sebep olma,

  24. Tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirmesi,

  25. Zehirli madde katma,

  26. Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti,

  27. Kıymetli damgada sahtecilik,

  28. Paralarla kıymetli damgaların üretiminde kullanılan alet veya malzemeyi izinsin olarak üretme, ülkeye sokma, satma, devretme, satın alma, kabul etme veya muhafaza etme,

  29. Mühürde sahtecilik,

  30. Resmi belgede sahtecilik,

  31. Halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit,

  32. Suç işlemeye tahrik,

  33. Suçu ve suçluyu övme,

  34. Ulaşım araçlarının kaçırılması ve alıkonulması,

  35. Kıt’a sahanlığında veya münhasır ekonomik bölgedeki sabit platformların işgali,

  36. Bilişim sistemine girme,

  37. Sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme,

  38. Kamu görevini yaptırmamak için direnme,

  39. Gözaltına alınan veya tutuklanan kişinin kaçmasına imkân sağlama,

  40. Devletin egemenlik alametlerini aşağılama,

  41. Suç için anlaşma,

  42. Askeri komutanlıkların gasbı,

  43. Halkı askerlikten soğutma,

  44. Askerleri itaatsizliğe teşvik,

  45. Cumhurbaşkanına, suikast hariç fiili saldırılar,

  46. 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkındaki Kanunda tanımlanan suçlar,

  47. Kasten orman yakma suçu,

  48. Anayasanın 120. Maddesi gereğince olağanüstü hal ilan edilen bölgelerde,

  49. Olağanüstü halin ilanına neden olaylara ilişkin suçlar,

  50. Kültür ve Tabiat varlıklarını, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununa aykırı olarak yurt dışına çıkarma suçlarıdır.

Yukarıda sayılan terör eylemleri neticesinde maddi zarara uğrayan gerçek veya yasal mirasçıları ile özel hukuk tüzel kişileri, valilikler bünyesinde kurulmuş bulunan “Zarar Tespit Komisyonları”na başvurarak, belgelenebilir maddi zararlarını karşılayabilirler.

Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun uyarınca, uğranılan maddi zararın karşılanmasını isteyen başvurucular, başvurularını zarar konusu olayın öğrenildiği tarihten itibaren altmış gün içinde ve her halükarda zararın meydana geldiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde, olayın meydana geldiği yer valiliğine yapmaları gerekmektedir. Maddi zararın doğumuna sebep olan olay neticesinde, yaralanma veya sakatlanma meydana geldiyse, başvuru süresi hastaneden çıkış tarihinden itibaren başlamaktadır.

Bu kanun hükümlerine göre başvurucuların;

  1. Hayvanlarına, ağaçlarına, ürünlerine ve diğer taşınır ve taşınmaz mallarına verilen her türlü zararlar,

  1. Yaralanma, sakatlanma ve ölüm hallerinde uğranılan zararlar ile tedavi ve cenaze giderleri,

  1. Terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle kişilerin malvarlıklarına ulaşamamalarından kaynaklanan zararları,

Bu kanun gereğince,

  1. Devlet tarafından, başvurudan önce, arazi veya konut tahsisi suretiyle yahut başka bir şekilde karşılanan zararlar,

  1. Bir mahkeme kararı gereğince veya bir mahkeme ya da icra takibine konu olmuş ihtilafın, ihtilaf sonrasında sulhen halli durumunda,

  1. İnsan Hakları Avrupa Mahkemesince, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlal edildiği gerekçesiyle, ihlalin kısmen düzeltilebilmesi sebebiyle zarar görene ödenen tazminat ile dostane çözüm yolu neticesinde ödenen zararlar,

  1. Terör dışındaki ekonomik ve sosyal sebeplerle uğranılan zararlar ile güvenlik kaygıları dışında kendi istekleriyle bulundukları yerleri terk edenlerin bu sebeple uğradıkları zararlar,

  1. Kişilerin kendi kasıtları sonucunda oluşan zararlar,

  1. Yukarıda sayılan terör suçları ile terör olaylarında yardım ve yataklı suçlarından mahkûm olanların bu fiillerinden dolayı uğradığı zararlar. (Mahkûm olmamış olsa bile, haklarında ceza kovuşturması açılmış olanlar hakkında, kovuşturma sonuçlanana kadar, bu kanun hükümlerine göre işlem yapılmaz)

bu kanun kapsamında değerlendirilmez ve karşılanmaz.

Bu kanunun amacı, terör olayları sebebiyle maddi zarara uğrayan kişilerin, zararlarının Devlet tarafından sulhen karşılanmasıdır. Bu kanun kapsamında başvuruda bulunanların talepleri, “Zarar Tespit Komisyonu” tarafından belirlenir. Bu tespit en geç 9 ay içerisinde tamamlanır. Tespitin tamamlanmasının ardından, Komisyon tarafından başvurucuya, karşılanacak maddi zararın net hali, sulhname ile birlikte gönderilir. Başvurucu, 30 gün içerisinde sulhnameyi imzalamak için Komisyona başvurursa, Komisyonca belirlenen maddi zararları kendisine ödenir. 30 gün içerisinde Komisyona başvurmayan veya karşılanacak zararın miktarını kabul etmeyen başvurucu, İdare Mahkemesinde dava açarak maddi zararının karşılanmasını isteyebilir.

MANEVİ ZARARLAR

Terör olayları neticesinde, insanların manevi zararları da doğabilmektedir. Bu manevi zararlar, terör olayı sebebiyle, kişinin yaşadığı acı, keder, ızdırap gibi duygulardır. Kişinin manevi zararlarının tatmini ise, Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun kapsamı dışında kalmaktadır. Her ne kadar, kişinin manevi zararları bu kanun kapsamında değerlendirilemiyor olsa da, bu zararı Devletin karşılaması “Sosyal Risk” ilkesi gereği kaçınılmaz olmaktadır.

2709 sayılı T.C. Anayasasının 125. Maddesinin 7. Fıkrasına göre, “İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür.” İdarenin söz konusu tazmin sorumluluğu, kural olarak hizmet kusuru esasına dayanmaktadır. Hizmet kusuru ise, İdarenin bir hizmetini, kuruluş ve işleyişindeki bir aksaklık ve bozukluk sebebiyle, gereği gibi ifa etmemesi anlamına gelmektedir. İdarenin bu şekilde hizmetini gereği gibi ifa etmediği durumlarda ise, İdarenin hizmetini kusurlu sunduğu kabul edilmektedir.

İdare, bazı durumlarda, kusur koşulu aranmadan da sorumlu sayılabilmektedir. İdare, yürüttüğü hizmetin doğrudan sonucu olarak meydana gelen olaylar ve bu olaylarla nedensellik bağı kurulabilen zararları da tazminle yükümlüdür.

Terör eylemleri Terörle Mücadele Kanunu kapsamından anlaşılacağı üzere Devletin Anayasal düzenini yıkmayı amaçlayan eylemlerdir. Terörün, bu sebeple, eylemler mağduru gerçek kişilere karşı husumetten kaynaklanmadığı görülmekte ve bilinmektedir. Terör eylemleri nedeniyle zarara uğrayan gerçek kişiler, terör eylemlerine herhangi bir şekilde katılmamışlardır ve söz konusu eylemler, kendi kusurları sonucu da gerçekleşmemiştir.

Neticede Danıştay kararlarında da açıkça belirtildiği üzere, terör olayları sonucu ortaya çıkan zararların özel ve olağandışı nitelikleri dikkate alınıp, nedensellik bağı aranmadan, terör olaylarını önlemekle yükümlü olduğu halde önleyemeyen idarenin, oluşan zararı sosyal risk ilkesine göre tazmin etmesi gerekmektedir.

Manevi tazminat davalarının, zararın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde, her halükarda zararın doğduğu tarihten itibaren on yıl içerisinde açılması gerekmektedir.

Ergür Hukuk Ofisi