YARGITAY 17. HUKUK DAİRESİ

Tarih: 28.12.2017 Esas: 2015/6483 Karar: 2017/12263

Trafik Kazası Nedeniyle Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortacısının Rücuan Alacak Talebi – Kaza Münhasıran Alkolün Etkisi ile Meydana Gelmiş Olmadıkça Sürücünün Alkollü Olması Tek Başına Hasarın Teminat Dışı Kalmasını Gerektirmez.

Özet :

Dava, trafik kazası nedeniyle zorunlu mali sorumluluk sigortasından kaynaklanan rücu davasıdır. Hasarın teminat dışı kalabilmesi için kazanın meydana geliş şekli itibariyle sürücünün münhasıran alkolün etkisi altında kaza yapmış olması gerekmektedir. Hasarın teminat dışı kaldığının ispat yükü sigortacıya aittir. Mahkemece; nöroloji uzmanı, hukukçu ve trafik konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulu aracılığıyla olayın münhasıran alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediği, alkol dışında başka unsurların da olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığı saptanmalıdır. Hükme esas alınan bilirkişi raporu, münhasırlığın tespiti için gerekli kriterlere sahip heyet tarafından oluşturulmamış olup içeriği itibariyle de yeterli değildir. Açıklanan hususlar dikkate alınarak yeniden bilirkişi raporu alınıp sonucuna göre karar verilmelidir.

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı … tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, davacı şirkete trafik sigortalı davalının işleteni olan aracın alkollü sürücü sevk ve idaresinde iken yaşanan trafik kazasında ölen yolcu yakınına ödenen 26.784,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının rücu amacıyla başlatılan … takibine yapılan itirazın iptalini ve davalının % 40 oranında … inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.

Davalı, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak; davanın kısmen kabulü ile … 1. … Müdürlüğü” nün 2009/8142 E sayılı dosyasında davalının 26.784,00 TL asıl alacağa itirazın iptaline, takibin bu miktar asıl alacak üzerinden aynı şartlarla devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine karar verilmiş; hüküm, davalı … tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, zorunlu mali sorumluluk ilişkisinden kaynaklanan rücu davasıdır.

2918 Sayılı Kanunun 48. maddesinde; alkollü içki alması nedeniyle güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu ifade edilmiştir.

Karayolları Trafik Yönetmeliğinin “Uyuşturucu ve Keyif Verici Maddeler ile İçkilerin Etkisinde Araç Sürme Yasağı” başlıklı 97. maddesinde alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli sürme yeteneğini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu açıklandıktan sonra konu ile ilgili olan “b-2” bendinde “alkollü içki almış olarak kandaki alkol miktarına göre araç sürme yasağı kenar başlığı altında; alkollü içki almış olarak araç kullandığı tesbit edilen diğer araç sürücülerinden kandaki alkol miktarı 0.50 promil üstünde olanların araç kullanamayacakları açıklanmıştır.

Ayrıca Zorunlu Mali Mesuliyet Sorumluluk Genel Şartlarının B.4.d maddesinde; tazminatı gerektiren olay işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin veya motorlu aracın hatır için karşılıksız olarak kendilerine verilen kişilerin uyuşturucu veya keyif verici maddeler almış olarak aracı sevk ve idare etmeleri esnasında meydana gelmiş veya olay yukarıda sayılan kişilerin alkollü içki almış olmaları nedeniyle aracı güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş bulunmalarından ileri geliyorsa sigortacının … ettirene rücu hakkı olduğu açıklanmıştır.

Bununla birlikte Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.4.d maddesinin dayanağını teşkil eden …’nun 48. maddesinin 2. fıkrasındaki yönetmelik düzenlenmesine olanak tanıyan hükümde, yasaklama yetkisi yönetmeliğe bırakılmış olmadığından, Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 97. maddesinde, yukarıda anılan yasa hükmü tekrarlandıktan ve mütakip, uyuşturucu veya keyif verici maddeler ile alkollü içkilerin oranlarının ne şekilde saptanacağı belirlendikten sonra, yasada yer alan hükmü dikkate almadan salt 0.50 promilin üstünde alınan alkol miktarına göre araç kullanma yasayağı getirilmesinin yasal dayanağı bulunmadığından geçersiz bulunmaktadır. Geçersiz yönetmelik hükümlerinin yasaya aykırı bir şekilde genel şart olarak kabulü de mümkün değildir.

O halde, hasarın teminat dışı kalabilmesi için kazanın meydana geliş şekli itibariyle sürücünün salt (münhasıran) alkolün etkisi altında kaza yapmış olması gerekmektedir. Diğer bir anlatımla sürücünün alkollü olması tek başına hasarın teminat dışı kalmasını gerektirmez. Üstelik, böyle bir durumda hasarın teminat dışı kaldığının ispat yükü TTK’nun 1281. maddesi hükmü gereğince sigortacıya düşmektedir.

Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarında; sürücünün aldığı alkolün oranının doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunmadığından, mahkemece nöroloji uzmanı, hukukçu ve trafik konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulu aracılığıyla olayın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurlarında olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması, sonuçta olayın tek başına alkolün etkisiyle meydana geldiğinin saptanması durumunda, oluşan hasarın poliçe teminatı dışında kalacağından davanın reddine, aksi halinde kabulüne karar verilmesi gerekeceği ilkesi benimsenmektedir. (Bkz.YHGK 23.10.2002 gün ve 2002/11-768-840; YHGK 7.4.2004 gün ve 2004/11- 257-212; YHGK 2.3.2005 gün ve 2005/11-81-18; YHGK 14.12.2005 gün 2005/11-624-713 sayılı ilamları)

Bilirkişi raporunda sürücünün alkol oranına ilişkin bir veri bulunamamış olup, tanık beyanı ve araç içinde bir adet bira şişesinin bulunduğu belirtilerek, kazanın münhasıran alkolün etkisi ile işlendiği belirtilmiştir. Hükme esas alınan raporu , münhasırlığın tespiti için gerekli kriterleri içeren heyetten oluşturulmamış olup içeriği itibariyle de yeterli değildir. Hukukçu, nörolog ve trafik kazaları hususunda uzman bilirkişiden yukarıda açıklanan konularda rapor alınması gerekir. Yine … dosyası getirtilmek ve hasar dosyası ve diğer veriler dikkate alınmak sureti ile de davacıların talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatı miktarı hesaplanmadan, yalnızca davacı tarafça yapılan ödeme dikkate alınarak, eksik inceleme ile karar verilmiştir.

O halde mahkemece yapılacak iş, yukarıdaki hususlar dikkate alınarak yeniden bilirkişi raporları alınıp sonucuna göre karar vermektir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı …’in temyiz itirazlarının kabulü ile verilen hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı …’e geri verilmesine 28.12.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.