YARGITAY 8. HUKUK DAİRESİ

Tarih: 14.01.2019 Esas: 2018/2889 Karar: 2019/335

Ecrimisil – Zamanaşımı – Hesaplama Yöntemi

Özet:

Ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere ve HMK’nın 266 vd. maddelerine uygun olarak açıklanması gereklidir. Özellikle arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira bedelleri araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtilmeli, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir. İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

DAVA TÜRÜ : Ecrimisil

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Asıl davada davacı vekili; davalının, müvekkillerinin rızası olmaksızın ve herhangi bir hakka dayanmaksızın müvekkiline ait 139 ada 10 nolu parseli herhangi bir bedel ödemeksizin 21/08/2010-12/10/2011 tarihleri arasında kullandığını belirterek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutup 52.855,00.-TL ecrimisil alacağının 18/11/2011 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Birleşen davada davacı vekili 10/06/2014 tarihli dava dilekçesi ile, müvekkili Kuruma ait….. … … Mahallesi … mevkii 139 ada 10 nou parselde bulunan 3683,54m² yerin davalı firma tarafından hiçbir akde dayanılmadan kullanıldığını belirterek, 13/10/2011-31/05/2014 tarihleri arasındaki 78.770,00.TL ecrimisil bedelinin dönem sonlarından itibaren işleyecek faizi ile tahsilini talep etmiştir.

Davalı vekili; davanın haksız olduğunu, talep edilen ecrimisil bedelinin fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece asıl davanın kabulüne karar verilmiş olup; hükmün, davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; 1. Hukuk Dairesi hükmü, denetime elverişli bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozmuş, Mahkemece bozma ilamına uyulmuş, mahallinde yeniden keşif ve emsal araştırması yapılmak suretiyle bilirkişi raporu alınmış, raporda belirlenen miktarlar üzerinden asıl ve birleşen dava yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava ecrimisil istemine ilişkindir.

Bilindiği üzere, ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih, 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (YHGK’nun 25.02.2004 gün ve 2004/1-120-96 sayılı kararı) 25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtayın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup, bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar.

Hemen belirtilmelidir ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere ve HMK’nın 266 vd. maddelerine uygun olarak açıklanması gereklidir.

Özellikle arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira bedelleri araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtilmeli, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir.

İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.

1-Tüm dosya içeriği ve toplanan delillerden; asıl ve birleşen davanın ecrimisil miktarının hesaplanmasında, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlendiği, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirleneceği, sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edileceği ilkesine aykırı yöntem kullanıldığı ( dava konusu ilk dönem olan 2010 yılı değil de 2012 yılı değeri bulunup, 2011 yılı için ÜFE oranında azaltım, 2013 ve 2014 yılları için ÜFE oranında artırım yapılmak suretiyle) anlaşılmıştır. Bu sebeple; ecrimisil miktarının belirlenmesi için temyiz edenin sıfatı ve usuli müktesep hak koşulları gözetilmek suretiyle yeniden hesaplama yapılması, sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir.

2-Birleşen dava yönünden ise; her döneme karşılık gelen ecrimisil miktarı ile, her dönem sonu faiz başlangıç tarihi ayrı ayrı gösterilmek suretiyle hüküm kurulması gerekirken, yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Yularıda 1 ve 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün 6100 sayılı HMK’nın Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde iadesine 14.01.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.