YARGITAY 23. HUKUK DAİRESİ

Tarih: 15.12.2016 Esas: 2015 / 9390 Karar: 2015 / 5411

Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesine Dayalı Olarak Arsa Sahibi Tarafından Yüklenici Aleyhine Açılacak Sözleşmenin Feshi, Tapu İptali ve Tescil Davalarında Tüketici Mahkemeleri Değil Asliye Hukuk Mahkemeleri Görevlidir.

Özet:

Davacı arsa sahibi, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi ile bu sözleşmeye dayalı olarak devredilen tapu kaydının iptali ile adına tescili talebinde bulunmuştur. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri, TBK’nun 470. maddesinde düzenlenen eser sözleşmelerinin kendine özgü bir türüdür. Bu tür sözleşmelerdeki arsa sahibi, tüketici tanımına uygun değildir. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerine konu işin üst düzey teknolojiyi gerektirmesi, sözleşme kapsamında taşınmaz satış vaadi ve inşaat sözleşmelerinin de bulunduğu dikkate alındığında, 6502 SK’nun dar kapsamlı eser sözleşmelerini kastettiğinin, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinin ise bu kapsamda olmadığının kabulü gerekir. Açıklanan nedenlerle, uyuşmazlığın çözümünde tüketici mahkemeleri değil asliye hukuk mahkemeleri görevlidir. 

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin görevsizliğine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Davacı vekili, müvekkili ile davalılardan yüklenici … Şti. arasında imzalanan 25.01.2012 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca, arsa sahibi müvekkiline ait olacağı kararlaştırılan bağımsız bölümün süresinde teslim edilmediğini, davalı yüklenici şirketin sözleşme uyarınca devraldığı taşınmaz hissesini diğer davalı … ve Tic. Ltd. Şti.’ye, adı geçen şirketin bu hisseyi diğer bir davalı …’a, …’ın da tekrar… ve ….’ye devrettiğini, bu devirlerin muvazaalı olduğunu ileri sürerek, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi ile taşınmaz hissesinin tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tescilini talep ve dava etmiştir.

Davalı… ve Tic. Ltd. Şti. vekili, müvekkilinin taşınmazı tapu siciline güvenerek iyiniyetle diğer davalı … Şti.’den devraldığını, davacı ile arasında herhangi bir ilişki bulunmayan müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

Diğer davalılar, davaya cevap vermemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, taraflar arasındaki sözleşme göz önünde bulundurulduğunda, davacının 4077 Sayılı Yasa’nın 3. maddesi kapsamında tüketici konumunda olduğu, bu haliyle davaya bakma görevinin tüketici mahkemesine ait bulunduğu gerekçesiyle, dava dilekçesinin görev yönünden reddine, mahkemenin görevsizliğine, karar kesinleştiğinde talep halinde dosyanın…Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

1) Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi ile bu sözleşmeye dayalı olarak devredildiği ileri sürülen taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tescili istemine ilişkindir.

6502 Sayılı Kanun’un 3. maddesi gerekçesinde eser sözleşmelerinin kanun kapsamına alınmasına herhangi bir açıklama getirilmemiştir. Ancak kanunun sistematiği nazara alındığında kanunda zikredilen eser sözleşmelerinden kastın; ticari ve mesleki olmayan amaçlarla, salt kişisel ihtiyaçları için kullanma ve tüketme amacıyla gerçek ve tüzel kişi ile tüketici arasında yapılan eser sözleşmeleri olduğu anlaşılmaktadır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri 818 sayılı Mülga Borçlar Kanunu’nun 355 vd. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmelerinin kendine özgü bir türüdür. Bu sözleşmelerin bir tarafı arsa sahibi diğer tarafı yüklenicidir. Bu tür sözleşmelerde arsa sahibinin Tüketici Kanununda 3/k maddesindeki tüketici tanımına uymadığı açıktır.

Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde arsa sahibi açısından güdülen amaç, arsasını değerlendirmektir. Bu nedenle arsa sahibinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalarken güttüğü saikin 6502 Sayılı Yasada tanımlanan tüketicinin saikinden farklı olduğu gözden kaçırılmamalıdır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerine konu işin üst düzey teknolojiyi gerektirmesi, sözleşme kapsamında taşınmaz satış vaadi ve inşaat sözleşmelerinin de bulunduğu nazara alındığında 6502 Sayılı Kanunda kanun koyucunun salt kullanma ve tüketme amacına yönelik mutfak, dolap yaptırmak, araç tamiri yapmak gibi dar kapsamlı eser sözleşmelerini kastettiği, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinin ise bu kapsamda olmadığının kabulü gerekir.

Bu durumda, eldeki davada uyuşmazlığın 6502 Sayılı Kanuna göre Tüketici Mahkemelerinde değil genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde çözümlenmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.

2) Bozma nedenine göre, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.

3) Kabule göre de, karar tarihinde yürürlükte olan HMK’nın 115/2. maddesi uyarınca, mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Bu durumda mahkemece, HMK’nın 114/1-c ve115/2. madde hükümleri gereğince anılan yasal düzenleme göz önünde bulundurularak, göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu gerekçesiyle, davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, karar tarihinde yürürlükte olmayan ve göreve ilişkin dava şartı öngörmeyen HUMK’nın göreve ilişkin 7 ve 27. madde hükümlerine dayalı olarak hüküm fıkrasında “Dava dilekçesinin görev yönünden reddine, mahkememizin görevsizliğine” ibarelerine, yer verilmesi hatalı olmuştur.

SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 15.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.