YARGITAY 2.HUKUK DAİRESİ

Tarih: 31.01.2005 Esas: 2004 / 15122 Karar: 2005 / 953

Babalık Konusunda Çocuğun Dava Hakkı Ergin Olmasından İtibaren Bir Yıl Sonra Düşer.

Özet:

Davacı, nüfusta babası olarak kayıtlı kişinin babası olmadığını iddia ederek nüfustaki baba adının silinmesine karar verilmesini talep etmiştir. Çocuğun babalık konusunda dava açma hakkı, ergin olmasından itibaren bir yıl sonra düşer. Eldeki dava hak düşürücü süre geçirildikten sonra açıldığından redde karar verilmesi gerekirken aksi yönde karar verilmesi hatalıdır.

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün kanun yararına bozulması Adalet Bakanlığı’nın yazısı üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenilmekle evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü.

Davacı vekilinin, 15.03.2002 tarihinde K. ve Nüfus Müdürlüğü aleyhine açtığı davada, R. ile M.A’nın evlilik dışı ilişkisinden doğan ve daha sonra annesinin K. ile evlenmesi üzerine onun nüfusuna kaydedilen davacının babasının K. olmadığına ve kayıttaki baba adının silinmesine karar verilmesini istediği, mahkemece davanın kabulüne karar verildiği ve hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmaktadır.

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 293. maddesi uyarınca eşler, evlilik dışında doğmuş olan ortak çocuklarını, evlenme sırasında veya evlenmeden sonra, yerleşim yerlerindeki veya evlenmenin yapıldığı yerdeki nüfus memuruna bildirmek zorundadırlar.

Aynı kanunun “itiraz ve iptal” başlığını taşıyan 294. maddesinin 1. fıkrasında ana ve babanın yasal mirasçılarının, çocuk ve Cumhuriyet Savcısının sonradan evlenme yoluyla soybağının kurulmasına itiraz edebilecekleri; üçüncü fıkrasında da tanımanın iptaline ilişkin hükümlerin kıyas yoluyla uygulanacağı belirtilmektedir.

Anılan kanunun “Tanıma ve Babalık Hükmü” başlıklı üçüncü ayırımında yer alan 300. maddesinde “çocuğun dava hakkı, ergin olmasından başlayarak bir yıl geçmekle düşer” hükmü mevcuttur.

İncelenen dosyada mevcut olan nüfus kaydından davacının 1965 doğumlu olduğu, ergin olduğu tarihe göre davanın yasal süre içerisinde açılmadığı anlaşılmaktadır.

Mahkemece re’sen gözetilecek olan bir yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.

SONUÇ: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin açıklanan sebeple kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA, oybirliğiyle karar verildi. 31.01.2005