YARGITAY 13.HUKUK DAİRESİ

Tarih: 07.10.2004 Esas: 2004 / 5746 Karar: 2004 / 13960

Bir Tarafın Zararına, Diğer Tarafın Zenginleşmesine Neden Olacak Miktarda Manevi Tazminata Karar Verilemez.

Özet:

Dava, haksız icra takibi nedeniyle manevi tazminat talebine ilişkindir. Dosya kapsamından davacının manevi tazminat istemekte haklı olduğu anlaşılmaktadır. Ancak manevi tazminatın amacı zarara uğrayanda huzur duygusu uyandırmaktır. Manevi tazminat miktarı bir tarafın zararına, diğer tarafın zenginleşmesine neden olmamalıdır. Makul bir tazminata karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, 05.11.1998 tarihli harici anlaşma ile davalıdan satın aldığı taşınmazın 25.05.1999 tarihinde başkasına devredildiğini, satış bedeli olarak verilen bonoların karşılıksız kalmasına rağmen takibe konduğunu ve haksız hacizler nedeniyle zarar gördüğünü, itibarının sarsıldığını, açtığı menfi tespit davasında sadece ödediği bedeli geri alabildiğini, ileri sürerek faiz ve manevi tazminat toplamı 30.630.438.000.-TL’nin tahsilini talep etmiştir.

Davalı, davacının menfi tespit davasından faiz istemediğini, ödediği parayı ihtirazı kayıtsız geri aldığını ve yeniden faiz talebinde bulunamayacağını, manevi tazminat koşullarının oluşmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, faize ilişkin talebin BK. 113. maddesi uyarınca reddine, manevi tazminat yönünden kabulüne, 10.000.000.000.-TL’nin tahsiline karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.

1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2- Davacı davalı tarafından haksız yere yapılan icra takibi nedeni ile 13.077.438.000.-TL ödemek durumunda kaldığını, açtığı menfi tespit davası ile bunun iadesine karar verildiğini ileri sürerek faiz ve manevi tazminat talebinde bulunmuş, mahkemece 10.000.000.000.-TL manevi tazminata hükmedilmiştir. Dosya içeriğinden davacının manevi tazminat isteminde mahkemece de kabul edildiği gibi haklı olduğu anlaşılmaktadır. Ancak manevi tazminatın amacı zarara uğrayanda bir huzur duygusu uyandırmak olup, miktarın belirlenmesinde takdir hakkı kullanılırken objektif ölçülere dikkat edilmesi gerekmektedir. Manevi tazminatın miktarı bir tarafın zararına diğer tarafın zenginleşmesine neden olmamalıdır. Somut olayda uyuşmazlığa konu asıl alacak miktarı 13.077.438.000.-TL olup davacı bunu tahsil etmiştir. Mahkemece tarafların sosyal ve ekonomik durumları, zararın miktarı, davacının maruz kaldığı haksız durum sıkıntı gözetildiğinde takdir edilen tazminat miktarının yüksek olduğu görülmektedir. Mahkemece olayın oluşuna uygun olarak makul bir miktarda tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerden dolayı davacının tüm, davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent gereği temyiz edilen hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 07.10.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.