YARGITAY 2.HUKUK DAİRESİ
Tarih: 02.06.2016 Esas: 2016 / 10499 Karar: 2016 / 10958
Boşanma ve Ziynet Alacağı – Aynen İadeye, Aksi Halde Bedeline Hükmedilen Ziynetlerin Cins, Nitelik, Miktar ve Değerleri Hem Tefhim Edilen Kısa Kararda Hem de Gerekçeli Kararda Ayrı Ayrı Belirtilmelidir.
Özet:
Dava, karşılıklı boşanma ve ziynet eşyalarının aynen iadesi, aksi halde bedellerinin tahsili talebine ilişkindir. Gerek tefhim edilen kısa kararda ve gerekse gerekçeli kararda bedeline hükmedilen ziynet eşyalarının cins, nitelik, miktar ve değerlerinin ayrı ayrı belirtilmesi ve taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmayacak biçimde açıklanması gerekir. Bu nedenle, dava dilekçesi, bilirkişi raporu gibi herhangi bir belgeye atıf yapılarak hüküm kurulamaz. Yerel mahkemece, ziynet eşyalarının tek tek değeri belirtilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm, davacı-karşı davalı erkek tarafından, her iki dava, fer’ileri ve ziynet alacağının kabulü yönünden, davalı-karşı davacı kadın tarafından ise nafakalar ve tazminatların miktarları ile reddedilen ziynet eşyaları yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacı kadının tüm, davacı-karşı davalı erkeğin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2- Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı-karşı davacı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat çoktur. Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50 ve 52. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi (TMK m. 174/1) ve manevi (TMK m. 174/2) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır.
3- Mahkemece aynen iadesine, aynen iade olmadığı takdirde bedellerine hükmedilen ziynetlerin tek tek değerleri karar yerinde gösterilmemiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesinin (2.) fıkrasında: hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden herbiri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği, aynı yasanın 298. maddesinin (2.) fıkrasında da, gerekçeli kararın, tefhim edilen hükme aykırı olamayacağı hükme bağlanmıştır. Bu düzenlemeye göre, dava dilekçesi, bilirkişi raporu gibi herhangi bir belgeye atıf yapılarak hüküm kurulamaz. Gerek tefhim edilen ve zabıtla belirlenen kararda, gerekse buna uygun düzenlenmesi zorunlu gerekçeli kararda hüküm altına alınan eşyanın cins, nitelik, miktar ve değerlerinin ayrı ayrı gösterilmesi ve taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (2.) ve (3.) bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, diğer temyiz itirazlarının yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, (3.) bentteki bozma sebebine göre ise ziynetlerin esasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, aşağıda yazılı temyiz ilam harcının temyiz eden Nihan’a yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna 136.00 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatıran H. İbrahim’e geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 02.06.2016