YARGITAY 3.HUKUK DAİRESİ

Tarih: 27.06.2016 Esas: 2016 / 6256 Karar: 2016 / 10142

Çocuk İçin Tedbir Nafakası İstenebilmesi İçin Ayrı Yaşamakta Haklılık Koşulu Aranmaz.

Özet:

Ana ve baba, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine güçleri oranında katılmak zorundadırlar. Ana ve babanın bakım borcu çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Müşterek çocuk yönünden talep edilen tedbir nafakası takdirinde, çocuğun kimin yanında kaldığı ve kimin tarafından bakıldığı dikkate alınır. Çocuk için tedbir nafakası istenebilmesi için ayrı yaşamada haklılık koşulu aranmaz. Tarafların ayrı yaşamakta olduğu ve ortak çocuğun davacı kadının yanında kaldığı dosya kapsamı ile sabittir. Bu durumda, ortak çocuk için davalının geliri ile orantılı olacak şekilde, tarafların ekonomik sosyal durumları ve hakkaniyete uygun bir tedbir nafakasına karar verilmelidir.

Taraflar arasındaki tedbir nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y     K A R A R I

Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların davalının ailesiyle birlikte yaşadıklarını, davalının ailesinin müvekkilini kabullenemediğini, kayınvalidesinin rencide etmek için hakarete yönelik eylemlerde bulunduğunu, baskılara dayanamayan davacının evi terk ettiğini, fakat davalının iyi niyetli konuşmalarına istinaden geri döndüğünü, son olarak davalının darp ettiğini ve defolup gitmesini beyan ettiğini belirterek; müvekkili için 500,00 TL, müşterek çocuk için 300,00 TL tedbir nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde; tarafların davalının ailesiyle altlı üstlü oturduklarını, konutlarının ayrı olduğunu, davacının daha önce de hamileyken evi terk ettiğini, daha sonra müvekkilinin işyerine gelerek eve dönmek istediğini beyan ettiğini ve not başlıklı yazı hazırlayarak olumsuz davranışlarını kabul ettiğini, son olarak davacının evi sebepsiz yere terk ettiğini, babasını eve çağırarak evden ayrıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece; davacının ayrı yaşama hakkını delillerle ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.

Ancak, TMK 182/2. maddesine göre, ana ve baba çocuğun bakım ve eğitim giderlerine güçleri oranında katılmak zorundadırlar. TMK’nun 328/1. maddesine göre, ana ve babanın bakım borcu çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Aynı yasanın 329/1. maddesine göre de, küçüğe fiilen bakan ana veya baba diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir.

Müşterek çocuk yönünden talep edilen tedbir nafakası takdirinde ayrı yaşamakta haklılık olgusundan ziyade kimin yanında kaldığı ve kimin tarafından bakıldığı nazara alınır. Çocuk yönünden ayrı yaşamda haklılık olgusu aranmaz.

Somut olayda; taraflar ayrı yaşamakta olup, ortak çocuk davacı kadının yanında kalmaktadır.

O halde, mahkemece; anne yanında kalan ortak çocuğun geçimi için gerekli, davalının geliri ile orantılı olacak şekilde, tarafların ekonomik sosyal durumları ve TMK’nun 4. maddesindeki hakkaniyete uygun bir tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde müşterek çocuk yönünden de davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK’nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.