YARGITAY 8.HUKUK DAİRESİ

Tarih: 21.01.2016 Esas: 2014 / 19652 Karar: 2016 / 715

Edinilmiş Mal Olup Katılma Alacağına Tabi Mala İlişkin Sabit Olan Katkı Nedeniyle Talep Edilen Değer Artış Payı Ayrıca Hesaplattırılmalı ve Katılma Alacağı ile Birlikte Karar Verilmelidir.

Özet:

Davacı, ziynet eşyalarının bozdurulması, aileden gelen yardım ve miras ile evlilik birliği içerisinde edinilen taşınmaza ve araca katkısı sebebiyle alacak talebinde bulunmuştur. Dava konusu taşınmaz, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde, davalı eş adına satın alınmıştır. Davacı kadın, dava konusu malın alımına katkıda bulunduğunu ileri sürmüştür. Davacının dava konusu taşınmazın alımında ziynetlerini bozdurularak  katkıda bulunduğu dosya kapsamı ile sabittir.  Değer artış payı alacağı; eşlerden birinin diğerine ait malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına hiç ya da uygun karşılık almaksızın esaslı katkıda bulunması durumunda, tasfiye sırasında bu malda meydana gelebilecek değer artışı için katkısı oranında sahip olduğu alacak hakkıdır. Edinilmiş mal olup katılma alacağına tabi mala ilişkin sabit olan katkı nedeniyle talep edilen değer artış payı ayrıca bilirkişiye hesaplattırılmalı ve katılma alacağı ile birlikte karar verilmelidir.

N.. K.. ile H.. T.. aralarındaki katkı payı alacağı davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Yalova Aile Mahkemesi’nden verilen 29.05.2014 gün ve … sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı vekili, ziynet eşyalarının bozdurulması, aileden gelen yardım ve miras ile evlilik birliği içerisinde edinilen … ada … parselde kayıtlı 3 nolu taşınmaza ve … plakalı araca katkısı sebebiyle yine evlilik içerisinde alınıp satılan mal varlıklarından elde edilen kira bedelleri nedeniyle 35.000 TL alacağın faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir. Daha sonra sunulan dilekçesi ile talebini taşınmaz sebebiyle alacak isteğine hasrettiğini bildirmiştir.

Davalı vekili, davacının katkısının bulunmadığını, taşınmazı babasından aldığı 20.000 TL yardım ve çalışmaları karşılığı edindiğini, ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

Mahkemece, dava konusu taşınmazın edinilmiş mal niteliğinde olup tasfiye edilmesi ile davacı lehine alacak hakkı doğduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 18.628,535 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazla isteğin reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından reddine karar verilen bölüm bakımından temyiz edilmiştir.

1- Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına, davacının aşamalarda araca ve kira gelirine yönelik isteklerinin olmadığını bildirmiş olmasına, taşınmaz alımına annesinden aldığı 2000 TL ile katkı yaptığının ispat edilemediğine, satım sözleşmesinin düzenlendiği tarihte davalının babasından banka havalesi ile gelen 20.000 TL’sının taşınmazın alımında davalı lehine kişisel mal olarak değerlendirilerek hesaplamada gözetilmiş bulunmasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,

2- Değer artış payı alacağı isteğinin reddine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; davacı vekili, edinilmiş mal olan taşınmazın alımı sırasında vekil edenin 8.000 TL değerinde altın bozdurduğunu açıklayarak tasfiye hesabında değerlendirilmesini talep etmiştir. Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirmeyi yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK 33. m). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, değer artış payı alacağı isteğine ilişkindir.

Değer artış payı alacağı; eşlerden birinin diğerine ait malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına hiç ya da uygun karşılık almaksızın esaslı katkıda bulunması durumunda, tasfiye sırasında bu malda meydana gelebilecek değer artışı için katkısı oranında sahip olduğu alacak hakkıdır (4721 sayılı TMK 227 m). Denkleştirme (TMK 230 m) hariç, tasfiyeye konu malvarlığında katkı tarihine göre değer kaybı söz konusu ise, katkının başlangıçtaki değeri esas alınır (TMK 227/1 m). Böyle bir malın daha önceden elden çıkarılmış olması halinde hakim, diğer eşe ödenecek alacağı hakkaniyete uygun olarak belirler (TMK 227/2 m). Değer artış payı alacağı talep edebilmek için, parasal ya da para ile ölçülebilen maddi veya hizmet değeriyle katkıda bulunulmalıdır. Yukarıdaki değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi gerek görülürse konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır.

Somut olaya gelince; eşler, 07.05.1995 tarihinde evlenmiş, 11.03.2009 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir ( TMK 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK’nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM 170. m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 Sayılı Yasanın 10, TMK 202/1. m)

Tasfiyeye konu taşınmaz, davalı tarafından TOKİ ile yapılan 25.3.2008 tarihli sözleşme ile 45.075 TL’sı peşinat ödenerek toplam 107.754,32 TL sına davalı adına satın alınmıştır. Kalan 64.652,58 TL borç 96 ay taksitlendirilmiştir. Diğer deyişle taşınmaz eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde, davalı eş adına satın alınmıştır. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK 179. m). Davacı kadın ziynet eşyaları ile dava konusu mala katkıda bulunduğunu ileri sürmüştür. Davacının dava konusu taşınmazın alımında ziynetlerinin bozdurularak 8.000 TL katkıda bulunduğu, dosya arasında yer alan 21.3.2008 tarihli belge ve duruşmada dinlenen tanık beyanları ile kanıtlanmıştır.

Şu halde mahkemece, davacının kişisel malları niteliğindeki ziynet eşyaları ile yaptığı katkısının değer artış payı alacağı (TMK.’nun 227 md) olarak az yukarıda açıklanan esaslar çerçevesinde hesaplanması bakımından dosyanın evvelce rapor alınan bilirkişilere tevdi ile bu alacak bakımından da ek rapor düzenletilmesi, gerçekleşen sonuç itibariyle talep miktarı da göz önünde bulundurularak daha evvel hükmedilen katılma alacağı ile birlikte tahsiline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik alacağa hükmedilmiş olması doğru olmamıştır.

SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan kararın (2) sayılı bentte açıklanan nedenle 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının (1.) bentte açıklanan nedenlerle reddine, taraflarca HUMK’nun 440/I. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 344,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 21.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.