YARGITAY 15. HUKUK DAİRESİ

Tarih: 10.12.2018 Esas: 2018/2168 Karar: 2018/4954

Eser Sözleşmesi – Ayıp – İhbar – Seçimlik Haklar

Özet:

Ayıp, imâl edilen bir eserde veya malda, sözleşme ve ekleri ile iş sahibinin beklediği amaca ve dürüstlük kurallarına göre bulunması gereken vasıfların bulunmaması, bulunmaması gereken vasıfların ise bulunmasıdır. Şayet, imâl edilen eserde ayıp varsa, iş sahibi tarafından süresi içerisinde ayıp ihbarında bulunulması şartıyla sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte bulunan Türk Borçlar Kanunu’nun 475. maddesinde sayılan seçimlik haklarından birisini kullanabilir. Bu hakkın kullanması için iş sahibi tarafından ayrı bir dava açılabileceği gibi, yüklenici tarafından aleyhine açılmış olan bir davada da bu hususu def’i olarak ileri sürebilir. Sözü edilen Türk Borçlar Kanunu’nun 475. maddesinde yapılan şeyin iş sahibinin kullanamayacağı ve hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacağı ölçüde kusurlu veya sözleşme hükümlerine aykırı olursa iş sahibinin o şeyi kabulden kaçınabileceği ve bu hususta yüklenicinin kusuru bulunursa zarar ve ziyan da isteyebileceği, aynı maddenin II. fıkrasında ayıbın eserin reddini gerektirecek nitelikte bulunmaması halinde iş sahibinin işin kıymetinin noksanı nispetinde bedelden indirim ve eğer o işin onarımı büyük bir masrafı gerektirmez ise yükleniciyi onarmaya mecbur edebileceği hükmü getirilmiştir. Bunlar eserin ayıplı olması halinde iş sahibinin haiz olduğu haklardır. 

İlk Derece Mahkemesi :… 2. Asliye Hukuk Hakimliği

Yukarıda tarih ve numarası yazılı olan Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince verilen kararın temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, eser sözleşmesi niteliğindeki makine kurulum ve montajı işinin haklı nedenle feshedildiğinin tespiti ve ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir. Davacı iş sahibi davalı ise yüklenicidir.

Davacı iş sahibi, davalı yüklenici ile aralarındaki 31.01.2013 tarihli sözleşme uyarınca Otomatik… Tesisi alımı konusunda anlaştıklarını, davalı yüklenicinin sözleşme konusu makineyi taahhüt ettiği çalışır şekilde kurulumunu yapmadığını, makinenin çalışmadığını, sözleşmede kararlaştırılan bedelin davalı yükleniciye ödendiğini, aralarındaki 31.01.2013 tarihli sözleşmeyi haklı nedenle feshettiklerinin tespitini, müvekkili zilyetliğinde bulunan makinenin davalıya iadesini ve sözleşme bedelinin ticari temerrüt faizi ile ödenmesini talep etmiştir.

Davalı ise sözleşme konusu makineyi çalışır şekilde teslim ettiklerini, çalışır şekilde teslim etmemeleri halinde makine bedelinin kendilerine ödenmeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İlk derece mahkemesince bilirkişi incelemesi yaptırılmış, eser sözleşmesine konu makinenin iş sahibinin kullanamayacağı veya hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacağı ölçüde ayıplı ya da sözleşme hükümlerine aynı ölçüde aykırı olduğu bilirkişi raporları doğrultusunda davacı tarafça ispatlanamadığından davanın reddine karar vermiştir.

İlk derece mahkemesinin davanın reddine ilişkin kararı davacı vekilince istinaf edilmiş, … Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2017/2022 Esas 2018/117 Karar 06.02.2018 tarihli kararı ile dava konusu makinenin çalışır vaziyette davacıya teslim edildiğini kabul ederek, davacının iddialarını ispatlayamadığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun reddine karar vermiştir. Bu karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.

Taraflar arasındaki 31.01.2013 tarihli eser sözleşmesinin 8. maddesinde “Robocoating geçici kabulünün yapılmasından başlayarak, bir yıl veya 2000 saat (hangisi önce dolarsa) garanti verir.” hükmü ile garanti düzenlenmiştir. Taraflar arasında imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nın 470 ve devamı maddelerinde öngörülen “eser sözleşmesi” ilişkisi kurulmuş olup, yüklenicinin edimi eseri iş sahibinin amacına, fen ve tekniğine uygun olarak teslim etmek ve garanti süresi içerisinde ihbara gerek olmaksızın onarmak, iş sahibinin edimi ise iş bedelini ödemektir.

Davacı iş sahibi davalı yüklenici tarafından yapılan imalâtın ayıplı olduğundan bahisle eser sözleşmesi niteliğindeki makine kurulum ve montajı işinin haklı nedenle feshedildiğinin tespiti ve ödenen 150.000,00 TL bedelin iadesi talebinde bulunmuştur.

Ayıp, imâl edilen bir eserde veya malda, sözleşme ve ekleri ile iş sahibinin beklediği amaca ve dürüstlük kurallarına göre bulunması gereken vasıfların bulunmaması, bulunmaması gereken vasıfların ise bulunmasıdır. Şayet, imâl edilen eserde ayıp varsa, iş sahibi tarafından süresi içerisinde ayıp ihbarında bulunulması şartıyla sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte bulunan Türk Borçlar Kanunu’nun 475. maddesinde sayılan seçimlik haklarından birisini kullanabilir. Bu hakkın kullanması için iş sahibi tarafından ayrı bir dava açılabileceği gibi, yüklenici tarafından aleyhine açılmış olan bir davada da bu hususu def’i olarak ileri sürebilir. Sözü edilen Türk Borçlar Kanunu’nun 475. maddesinde yapılan şeyin iş sahibinin kullanamayacağı ve hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacağı ölçüde kusurlu veya sözleşme hükümlerine aykırı olursa iş sahibinin o şeyi kabulden kaçınabileceği ve bu hususta yüklenicinin kusuru bulunursa zarar ve ziyan da isteyebileceği, aynı maddenin II. fıkrasında ayıbın eserin reddini gerektirecek nitelikte bulunmaması halinde iş sahibinin işin kıymetinin noksanı nispetinde bedelden indirim ve eğer o işin onarımı büyük bir masrafı gerektirmez ise yükleniciyi onarmaya mecbur edebileceği hükmü getirilmiştir. Bunlar eserin ayıplı olması halinde iş sahibinin haiz olduğu haklardır.

Mahkemece bu madde ve anılan fıkraları uyarınca değerlendirme yapılmamıştır. Dosya kapsamına göre davalı yüklenicinin davacı iş sahibine teslim ettiği makinenin çalışmadığı, taraflar arasındaki sözleşmenin 8. maddesinde garanti hükmünün yer aldığı ve buna göre davanın garanti için öngörülen süre içerisinde açıldığı anlaşılmaktadır. Makine çalışmadığına göre ayıplı olduğunun kabulü ile TBK 475. maddesi kapsamında bilirkişiden ek rapor alınarak değerlendirme yapılması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın davacı lehine BOZULMASINA, 6100 sayılı HMK 373. madde hükümleri gözetilerek dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğin ise Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 10.12.2018 gününde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.