YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ

Tarih: 26.02.2018 Esas: 2017 / 4743 Karar: 2018 / 1268

Eşya Zararı (Maddi Zarar) Kişinin Sosyal, Fiziki ve Kişilik Değerlerine Saldırı Oluşturacak Nitelikte Olmadığından Manevi Tazminata Konu Edilemez.

 Özet:

Davacı, haksız işgal sebebiyle kaymakamlık tarafından davalıların vaki tecavüzünün önlenerek zilyedine teslimine karar verildiğini, kararın kesinleştiğini, ancak icra edilemediğini ileri sürerek hakkı olmayan yere tecavüz nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir. Yasalar, manevi tazminat verilebilecek olguları sınırlamıştır. Davacının manevi tazminat isteminin malvarlığında oluşan zarara ilişkin olduğu dosya kapsamı ile sabittir. Eşya zararı (maddi zarar) kişinin sosyal, fiziki ve kişilik değerlerine saldırı oluşturacak nitelikte olmadığından manevi tazminata konu edilemez. Bu durumda, manevi tazminat isteminin reddi gerekirken, kısmen kabulü hatalıdır.

Davacı… vekili Avukat … tarafından, davalılar … ve … aleyhine 04/05/2012 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 24/03/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.

1- Davalıların maddi tazminata ilişkin temyiz itirazları yönünden; dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2- Davalıların diğer temyiz itirazlarına gelince;

Dava, hakkı olmayan yere tecavüzden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.

Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı vekili, davaya konu elmalık ve tarla vasıflı taşınmazın mülkiyetinin dava dışı … Tersanesi’ne ait olduğunu, malikler arasında uyuşmazlık oluşunca kayyım atandığını, kayyımın taşınmazı beş yıllığına davacıya kiraladığını, müvekkilinin taşınmazı mısır ekmek için kiraladığını, davacının araziye ekim için gittiğinde davalıların işgal etmiş olduğunu gördüğünü, arazide bulunan otları biçerek hayvanlarına yedirdiklerini, taşınmazı boşaltmaları için 15 gün mühlet vermesine rağmen işgallerine devam ettikleri gibi tehditkar tavırlar sergilediklerini, haksız işgal sebebiyle … Kaymakamlığı İlçe İdare Kurulu tarafından 10/05/2010 tarihinde davalıların vaki tecavüzünün önlenerek zilyedine teslimine karar verildiğini, kararın kesinleştiğini, ancak icra edilemediğini, hakkı olmayan yere tecavüz nedeniyle açılan ceza davasında sanıkların cezalandırıldıklarını belirterek, uğranılan zararın davalılardan tazmini isteminde bulunmuştur.

Davalılar, davaya konu alanda dört yıl önce hayvan otlattıklarını, kendilerine ihtar yapılmadan önce oradan çıktıklarını, davalı …’un hayvanlarını sattığını, davacının dava konusu yeri kiralayıp kiralamadığını bilmediklerini, davacının tarlaya mısır ekeceğim diye devletten kredi aldığını, ancak tarlayı kullanmayıp başkasına kiraya verdiğini, buraya hiçbir zaman mısır veya başka bir ürün ekilmediğini beyanla davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.

Mahkemece, alınan bilirkişi raporuna göre maddi ve manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir. Duyulan acı, çekilen ızdırap manevi zarar değil onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir. Acı ve elemin manevi zarar olarak nitelendirilmesi sonucu tüzel kişileri, bilinçsizleri ve acılarını içlerinde gizleyenleri tazminat isteme haklarından yoksun bırakmamak için yasalar manevi tazminat verilebilecek olguları sınırlamıştır.

Bunlar, kişilik değerlerinin zedelenmesi (TMK 24), isme saldırı (TMK 26), nişan bozulması (TMK 121), evlenmenin feshi (TMK 158), bedensel zarar ve ölüme neden olma durumlarından biri ile kişilik haklarının zedelenmesidir (BK 49). Bunlardan TMK’nın 24. maddesi ile BK’nın 49. (TBK. 58) maddesi daha kapsamlıdır.

TMK’nın 24. maddesinin belli yerlere yollaması nedeniyle böyle bir durumun bulunduğu yerde, onu düzenleyen kurallar (örneğin; TMK 26, 174, 287); bunların dışında BK’nın 49. (TBK. 58) maddesi uygulanır.TMK’nın 24. ve BK’nın 49. (TBK. 58) maddesinde belirlenen kişisel çıkarlar, kişilik haklarıdır. Kişilik hakları ise, kişisel varlıkların korunmasıyla ilgilidir. Kişisel varlıklar, bedensel ve ruhsal tamlık ve yaşam ile nesep gibi insanın, insan olmasından güç alan varlıklar ya da kişinin adı, onuru ve sır alanı gibi dolaylı varlıklar olarak iki kesimlidir.

Dosya kapsamından, davacının manevi tazminat isteminin malvarlığında oluşan zarara ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Bu eylem, davacının veya yakınlarının cismani zararına neden olmadığı gibi, iç huzuru bozacak nitelikte olgulardan olmadığından ve manevi zararın koşullarını düzenleyen BK’nun 49. (TBK. 58) maddesine göre eşya zararı kişinin sosyal, fiziki ve kişilik değerlerine saldırı oluşturacak nitelikte bir eylem olmadığından, bu eyleme dair manevi tazminat isteminin reddi gerekirken, kısmen kabulü doğru görülmemiş kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2) no’lu bentte açıklanan nedenlerle BOZULMASINA; davalıların diğer temyiz itirazlarının ilk bentte açıklanan nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 26.02.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.