YARGITAY 14. HUKUK DAİRESİ

Tarih: 25.09.2017 Esas: 2015 / 16228 Karar: 2017 / 6818

Fiili Taksim Önalım Hakkının Kullanılmasına Engel Olup Davanın Her Aşamasında İleri Sürülebileceği Gibi Mahkemece de Re’sen Araştırılmalıdır.

Özet:

Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davalı, cevap dilekçesinde taşınmaz üzerinde fiili taksim olduğunu iddia etmiştir. Fiili taksim önalım hakkının kullanılmasına engel teşkil eder. Önalım davasına konu taşınmazlardaki fiili taksim savunması davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de re’sen araştırılmalıdır. Somut olayda, fiili paylaşım konusunda yeterli inceleme ve araştırma yapılmamıştır. Taraf delilleri toplanarak fiili taksim bulunup bulunmadığı araştırılarak varılacak sonuca göre karar verilmelidir. 

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 20.11.2014 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 03.09.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Asıl dava ve birleştirilen dava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

Davacı, asıl dava konusu 1772 parsel sayılı, birleştirilen davada 2366 parsel sayılı taşınmazlarda önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil talebinde bulunmuştur.

Davalı, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.

Hükmü, davalı temyiz etmiştir.

Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir.

Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK’nın 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmaz.

Kötü niyet iddiası 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.

Somut uyuşmazlıkta, dava konusu taşınmazda davacı ve davalı pay malikidir. Davalının bu payı dava dışı önceki paydaşdan edindiği anlaşılmaktadır. Davalı, cevap dilekçesinde taşınmaz üzerinde fiili taksim olduğunu beyan etmiştir. Önalım davasına konu taşınmazlardaki fiili taksim savunması davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de re’sen araştırılması gerekir.

Somut olayda; davalı yargılama sırasında fiili taksim savunmasında bulunmuş, ancak mahkemece, bu hususta yeterli inceleme, araştırma yapılmamıştır.

Mahkemece yapılması gereken iş, tarafların delilleri toplanarak, taşınmazda uzman bilirkişilerin katılımı ile keşif yapılması ve bu konuda tarafların gösterdiği tanıkların keşif mahallinde dinlenerek keşfi izlemeye olanak sağlayacak bilirkişi raporu düzenlettirilerek eylemli bölüşümün bulunup bulunmadığını saptadıktan sonra, tüm delillerle birlikte hüküm vermek olmalıdır.

Mahkemece, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 25.09.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.