YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ

Tarih: 17.01.2019 Esas: 2016/8328 Karar: 2019/156

Haksız İhtiyati Tedbir – Maddi Manevi Tazminat İsteme Koşulları

Özet:

Dava, haksız ihtiyati tedbir nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Haksız ihtiyati tedbir nedeniyle manevi tazminat istenebilmesi için 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 58. maddesindeki şartların gerçekleşmesi gerekir. Bu bakımdan hem ihtiyati tedbirin objektif haksızlığının hem de tedbir koyduran tarafın kusurunun ispat edilmesi gerekir.

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı … vekili Avukat … tarafından, davalı … ve diğerleri aleyhine 28/11/2011 gününde verilen dilekçe ile haksız ihtiyati tedbir nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 02/11/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraf vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının tüm, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında bulunan temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2-Davalıların diğer temyiz itirazlarına gelince;

Dava, haksız ihtiyati tedbir nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

Davacı vekili, davacı ile davalıların murisi … arasında arsa satışı için noterde yapılan sözleşmeden yaklaşık 7 yıl kadar sonra … 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/449 esas sayılı dosyası ile “ehliyetsizlik ve gabin” sebebine dayalı tapu iptali ve tescil davası açıldığını, yargılama esnasında davaya konu edilen arsa üzerinde inşa edilen bağımsız bölümler üzerine ihtiyati tedbir konulduğunu, bir süre sonra dava tarihinden önce satılan bağımsız bölümlerin üzerine konulan ihtiyati tedbirin mahkeme kararı ile kaldırıldığını, diğer ihtiyati tedbirlerin ise dava değeri olarak gösterilen taşınmaz değeri kadar kesin ve süresiz teminat mektubu ibrazı halinde kaldırılmasına karar verildiğini, yargılama neticesinde davanın reddedilerek kesinleştiğini, haksız ihtiyati tedbir nedeniyle davacının satış yapamadığını, binanın inşaatının %80’i tamamlandığından malzeme satan kişilerin vadesi gelmemiş borçlarını tahsil edebilmek için davacıya başvurduklarını, ihtiyati tedbir yaklaşık 5 yıl sürdüğünden satışa sunulan dairelerde tadilat yapılmak zorunda kalındığını, dairelerin değer yitirdiğini, ihtiyati tedbirin kaldırılması için Akbank’tan alınan teminat mektubunun faizinin ödendiğini belirterek maddi ve davacının ticari itibarının zedelenmesi nedeniyle oluşan manevi zararının giderilmesi isteminde bulunmuştur.

Davalılar vekili; davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.

Mahkemece, davacı tarafın ıslah dilekçesini verdiği tarih itibariyle zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle maddi tazminat talebi yönünden ıslah ile arttırılan miktarın zamanaşımı nedeniyle reddiyle 50.000 TL maddi, 20.000,00 TL de manevi tazminat açısından kısmen kabul kararı verilmiştir.

Dosya kapsamından; müteahhit olan davacının, davalıların murisi …’in arsasını 1996 yılında noterde yapılan sözleşme ile satın aldığı, sözleşme tarihinden yaklaşık 7 yıl kadar sonra 2003 yılında …’in vasisi tarafından satışa konu arsa hakkında … 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2006/449 esas sayılı dosyası ile davacı … aleyhine “ehliyetsizlik ve gabin” hukuki sebebine dayalı tapu iptali ve tescil davası açıldığı, mahkemenin 2005/432 esas, 2006/12 karar sayılı kararı ile davacının tapudaki işlem tarihinde hukuki ehliyete sahip olduğu gerekçesiyle kanıtlanamayan davanın reddine karar verildiği, bu kararın Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 2006/2857 esas, 5839 karar sayılı kararı ile yerel mahkemenin Adli Tıp Kurumu raporuna göre akit tarihinde tasarruf ehliyetine sahip olduğu anlaşılan davacı yönünden davanın reddi yoluna gitmesinin yerinde olduğu ancak davacı tarafın ehliyetsizlik hukuki sebebi yanında gabin hukuki sebebine de dayandığı, bu yönde herhangi bir araştırma yapılmadığı gerekçesiyle bozulduğu, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sırasında gabin hukuki sebebine göre delillerin toplanması yoluna gidildiği ve bu defa da 17/12/2009 gün, 2006/449 esas, 2009/506 karar sayılı kararla davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verildiği, bu kararın Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 15/06/2010 gün, 2010/3051 – 7007 esas ve karar sayılı ilamı ile onandığı, karar düzeltme istemi de aynı dairenin 27/10/2010 gün, 2010/10051 – 11066 esas- karar sayılı ilamı ile reddedilerek hükmün kesinleştiği anlaşılmaktadır.

Haksız ihtiyati tedbir nedeniyle manevi tazminat istenebilmesi için 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 58. maddesindeki şartların gerçekleşmesi gerekir. Bu bakımdan hem ihtiyati tedbirin objektif haksızlığının hem de tedbir koyduran tarafın kusurunun ispat edilmesi gerekir. Oysa davaya konu ihtiyati tedbir davalıların murisi …’den noterde yapılan sözleşme ile satın alınan taşınmaz hakkında “ehliyetsizlik ve gabin” hukuki sebebine dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davasında tesis edilmiş, keza Yargıtay 1. Hukuk Dairesi de; “ehliyetsizlik” hukuki sebebi yanında “gabin” hukuki sebebine de dayanılan davada, gabin nedeniyle herhangi bir araştırma yapılmadığı gerekçesiyle yerel mahkeme kararının bozulmasına karar vermiş, ne var ki bozma sonrası yapılan yargılamada davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilerek bu karar Yargıtay 1. Hukuk Dairesi tarafından onanarak kesinleşmiştir.

Şu durumda; yukarıda anılan gerekçelerle ihtiyati tedbir nedeniyle manevi tazminat koşulları oluşmamıştır. Taşınmazın aynı münazaalı olduğu için ihtiyati tedbir kararının verilmesinde objektif haksızlık ve davalının kusuru kanıtlanamadığından bu talep yönünden davanın reddi gerekir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle manevi tazminat yönünden davalılar yararına BOZULMASINA, davacının tüm, davalıların diğer temyiz itirazlarının (1) nolu bentte gösterilen nedenlerle reddine ve davalılardan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 17/01/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.