YARGITAY HUKUK GENEL KURULU

Tarih: 21.02.2018 Esas: 2017 / 1919 Karar: 2018 / 318

İsim Değiştirme Davası – İsim Ekleme – Çekişmesiz Yargı – Yetkili Mahkeme – Görevli Mahkeme

Özet:

Davacı “Etem” olan adına “Oğuz” isminin de eklenmesini istemiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 382. maddesinde ad ve soyadı düzeltilmesi işlerinin çekişmesiz yargı kapsamında bulunduğu; aynı Kanunun 383.maddesinde ise çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkemenin aksine bir düzenleme bulunmadığı sürece sulh hukuk mahkemesi olduğu düzenlenmekle birlikte 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinde de nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının düzeltmeyi isteyen şahıslar ile ilgili resmî dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet Savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılacağı hükme bağlandığından mahkemece, davanın asliye hukuk mahkemesinin görevi kapsamında olduğundan görevsizlik kararı verilmesi yerine işin esasına girilerek kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki “isim değiştirilmesi” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Sütçüler Sulh Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 30.09.2013 gün ve 2013/157 E., 2013/196 K. sayılı kararın temyizen incelenmesinin davalı … İlçe Nüfus Müdürlüğü temsilcisi tarafından istenilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesinin 06.03.2014 gün ve 2014/638 E., 2014/3976 K. sayılı kararı ile, (…Davacı dava dilekçesinde, “Etem” olan adına “Oğuz” isminin eklenmesini istemiş; mahkemece, isteminin kabulüne karar verilmiştir.

Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 382. maddesinde ad ve soyadı düzeltilmesi işlerinin çekişmesiz yargı kapsamında bulunduğu; aynı Kanunun 383.maddesinde ise çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkemenin aksine bir düzenleme bulunmadığı sürece sulh hukuk mahkemesi olduğu düzenlenmekle birlikte 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinde de nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının düzeltmeyi isteyen şahıslar ile ilgili resmî dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet Savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılacağı hükme bağlandığından mahkemece, davanın asliye hukuk mahkemesinin görevi kapsamında olduğundan görevsizlik kararı verilmesi yerine işin esasına girilerek kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir…)
gerekçesiyle ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Davacı “Etem” olan adına “Oğuz” isminin de eklenmesini istemiştir.

Yerel mahkemece isim tashihi isteyenin aile, arkadaş ve çevresi tarafından “Oğuz” ismi ile anıldığı ve bu isimle hitap edildiği, günlük hayatında “Oğuz” ön adını kullandığı için bu durumun karışıklığa yol açtığı, nüfusa sehven Oğuz isminin Etem şeklinde yazıldığı, haklı sebebin ispat edilmiş olduğu kanaatiyle davacının nüfus kaydındaki “Etem” olan ön adının “Etem Oğuz” olarak tashih ve tesciline karar verilmiştir.

Davalı idare temsilcisinin temyizi üzerine karar, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde açıklanan gerekçelerle bozulmuştur.

Mahkemece davacının talebinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu(HMK)’nun 382/2-a.2 maddesi gereğince “isim değişikliği” olduğu gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

Direnme kararı davalı idare temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.

Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, somut olay bakımından “Etem” olan ismin yanına “Oğuz” isminin de eklenmesi istemi ile açılan eldeki davada Sulh Hukuk Mahkemesinin mi yoksa Asliye Hukuk Mahkemesinin mi görevli olduğu noktasında toplanmaktadır.

Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle işin esası ile ilgili yasal düzenlemelerin üzerinde durulması gerekmektedir.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) “Çekişmesiz yargı işleri” başlıklı 382. maddenin ikinci fıkrasının a-2’nci bendinde “ad ve soyadının değiştirilmesi” davaları çekişmesiz yargı işlerinden sayılmıştır.

HMK’nın 383. maddesine göre çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadığı sürece sulh hukuk mahkemesidir.

5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 36. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde; “Nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davaları, düzeltmeyi isteyen şahıslar ile ilgili resmî dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılır” düzenlemesi yer almaktadır.

Nüfus kayıtlarına ilişkin her türlü düzeltme ve tespit davalarında görevli mahkeme anılan 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 36. maddesinin 1/a bendine göre asliye hukuk mahkemesidir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 03.11.2010 gün ve 2010/18-563 E., 2010/554 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 36. maddesinde herhangi bir ayrım yapılmadan kayıt düzeltme davaları düzenlenmiş olup, madde uyarınca ad ve soyadı değişikliği davaları da nüfus davalarının bir türüdür.

Buna göre isim değişikliğine ilişkin davalar 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 36. maddesinde düzenlenen nüfus davalarından olup, anılan madde uyarınca uyuşmazlığın çözümünde asliye hukuk mahkemesi görevlidir.

Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 25.12.2013 gün ve 2013/18-464 E., 2013/1698 K.; 30.09.2015 gün ve 2014/18-210 E., 2015/2028 K. sayılı kararlarında da aynı hususlar kabul görmüştür.

O hâlde Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ: Davalı … İlçe Nüfus Müdürlüğü temsilcisinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 21.02.2018 gününde oy birliği ile karar verildi.