YARGITAY 8. HUKUK DAİRESİ

Tarih: 17.12.2015 Esas: 2015 / 20740 Karar: 2015 / 22767

Kamulaştırmasız El Atma Bedeli Uyuşmazlıklarına İlişkin Dava ve Takiplerde Mahkeme ve İcra Harçları Nispi Olarak Hesaplanır.

Özet:

Alacaklılar vekili, borçlu aleyhine başlatılan kamulaştırmasız el atma tazminatı ilamına dayalı takipte, icra vekalet ücretinin nispi hesaplanması gerekirken icra müdürlüğünce maktu olarak hesaplandığını ileri sürerek nispi olarak hesaplanması talebiyle icra mahkemesine başvurmuşlardır. İdarenin kamulaştırmasız el atma eyleminin 1983 yılından öncesine ait olduğuna ilişkin iddia ve bilgi bulunmamaktadır. Bu nedenle kamulaştırmasız el atmaya ilişkin eylemin 1983 yılından sonra olduğunun kabulü gerekir. 1983 yılından sonraki el koymaya ilişkin kamulaştırmasız el atma bedellerine ilişkin dava ve takiplerde mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretleri nispi olarak belirlenmelidir.

Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı A.. A.. tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire’ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR

Alacaklılar vekili, İcra Mahkemesi’ne başvurusunda, borçlu aleyhine başlatılan kamulaştırmasız elatma tazminatı ilamına dayalı takipte, icra vekalet ücretinin nispi hesaplanması gerekirken İcra Müdürlüğü’nce yapılan 27.03.2014 tarihli dosya hesabında maktu olarak hesaplandığını, nispi olarak hesaplanmasına karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkemece, 6487 Sayılı Yasa ile 2942 Sayılı Yasa’nın Geçici 6. maddesinin değiştirildiği, yapılan değişikliğe göre hükmedilecek vekalet ücretlerinin maktu alınması gerektiği gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiş, hüküm alacaklılar vekilince temyiz edilmiştir.

11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 Sayılı Yasa’nın 21. maddesi ile değişik 2942 Sayılı Yasa’nın Geçici 6. maddesinin 7. fıkrasında; ‘’Bu madde kapsamında açılan davalarda mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretleri bedel tespiti davalarında öngörülen şekilde maktu olarak belirlenir.’’ Yine 13. fıkrasında da; ‘’4.11.1983 tarihinden bu fıkranın yürürlüğe girdiği tarihe kadar kamulaştırma işlemleri tamamlanmamış veya kamulaştırması hiç yapılmamış olmasına rağmen fiilen kamu hizmetine ayrılan veya kamu yararına ilişkin bir ihtiyaca tahsis edilerek üzerinde tesis yapılan taşınmazların idare tarafından kamulaştırılması hâlinde kamulaştırma bedeli ve mahkemelerce malikleri lehine hükmedilen tazminatlar için de bu maddenin on birinci fıkrası, bu fıkra kapsamında kalan taşınmazlar hakkında açılan her türlü davalarda ise yedinci fıkra hükümleri uygulanır.’’ düzenlemeleri mevcuttur.

Ancak 6487 Sayılı Yasa’yla değişen, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun Geçici 6. maddesinin 13. fıkrası, Anayasa Mahkemesi’nin 13/11/2014 tarihli, 2013/… Esas 2014/… sayılı Kararı ile iptal edilmiştir. İptal kararının Resmi Gazete’de yayımlanmasından başlayarak altı ay sonra, yürürlüğe girmesine karar verilmiş ise de; Anayasa’nın 11. maddesinde, Anayasa’nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü ilkesi düzenlenmiş, 138. maddesi ise hakimlere her şeyden önce Anayasa’ya uygun olarak hüküm verme yetkisi tanımıştır. Anayasa’nın 11. ve 138. maddeleri, hakime Anayasa’ya aykırılığı saptanmış, yasa hükmünü iptal kararı yürürlüğe girmemiş olsa bile uygulamama yetkisini hatta yükümlülüğünü vermektedir. Zira iptal edilen hükmün uygulanması, hak arama hürriyetinin içini boşaltma anlamına gelecek ve Hukuk Devleti ilkesi ihlal edilmiş olacaktır. Nitekim, Uyuşmazlık Mahkemesi ve Danıştay’ın iptal kararının yürürlüğe girmemiş olması halinde dahi Anayasa’ya aykırılığı saptanmış yasa hükümlerinin uygulanamayacağına işaret eden kararları vardır. Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararını duyurması, iptal edilen Yasa’nın uygulanmasını durdurucu bir tedbir niteliğine bürünmektedir. Karar gerekçelerinin yazımı ve yayımlanmasının uzun süre alması karşısında hiç olmazsa iptal kararının duyurulması, Anayasa’ya aykırı yasa hükmünün uygulanmasını engelleyecektir. (Turan Yıldırım Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi İd. Huk. Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi-Amme İdaresi Dergisi, cilt: 26) İptal hükmünün Resmi Gazete’de yayımlanmasından 6 ay sonra yürürlüğe girecek olması kanun koyucuya Anayasa’ya uygun yeni Yasa maddesi hazırlanması için verilmiş süre olup, bu süre iptal hükmünün uygulanmasını engellemeyecektir.

Somut olayda; 06.03.2013 karar tarihli takip konusu ilamda; idarenin kamulaştırmasız el atma eyleminin 1983 yılından öncesine ait olduğuna ilişkin iddia ve bilgi bulunmamaktadır. Bu nedenle kamulaştırmasız el atmaya ilişkin eylemin 1983 yılından sonra olduğunun kabulü gerektiğinden uygulanması gerekli 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun Geçici 6. maddesinin 13. fıkrası Anayasa’ya aykırı görülerek 13.11.2014 tarihinde Anayasa Mahkemesi’nce iptal edilmiş olmakla uygulanırlığı kalmamıştır. Böylece 1983 yılından sonraki el koymaya ilişkin kamulaştırmasız el atma bedellerine ilişkin dava ve takiplerde mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretlerinin maktu hesaplanması söz konusu olmayıp nispi olarak belirlenmelidir.

Bu durumda, Mahkemece anılan iptal kararı gereğince artık icra vekalet ücretinin nispi hesaplanması gerektiği nazara alınarak, alacaklının şikayetinin kabulüne karar verilmesi yerine, yazılı gerekçeyle istemin reddi yönünde hüküm kurulması isabetsizdir.

SONUÇ: Alacaklılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m. 297/ç) ve İİK’nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 27,70 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 17.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.