YARGITAY 8.HUKUK DAİRESİ

Tarih: 15.03.2016 Esas: 2014 / 24971 Karar: 2016 / 4701

Katılma Alacağı ve Değer Artış Payı Alacağı Talebi – Mal Rejiminin Tasfiyesi Boşanmanın Eki Niteliğinde Değildir.

Özet:

Dava, edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiye edilerek katılma ve değer artış payı alacağının faiziyle birlikte tahsili talebine ilişkindir. Mal rejiminden kaynaklanan talepler, boşanmanın ferilerinden olmadığından ayrıca dava konusu edilebilirler; boşanmayla birlikte karara bağlanması zorunluluğu bulunmamaktadır. Yerel mahkemece, boşanma protokolü dikkate alınarak davanın reddine karar verilmiştir. Taraf delilleri toplanarak tartışılması ve tüm deliller değerlendirildikten sonra talebin esası hakkında karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.  

… ile … aralarındaki katılma alacağı davasının reddine dair .. 5. Aile Mahkemesi’nden verilen … gün ve … sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı … vekili, dava dilekçesinde ada, parsel ve plakaları yazılı üç adet taşınmaz, üç adet araç ile … Otomasyon Limited Şirketine ait demirbaşlar ile kar payı yönünden edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiye edilerek fazla hakları saklı kalmak üzere 10.000 TL katılma ve değer artış payı alacağının yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Davalı … vekili, anlaşmalı boşanma davasında düzenlenen protokol gereği davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

Mahkemece, boşanma protokolü dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK 33. m). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı isteğine ilişkindir.

Kural olarak anlaşmalı boşanma davasında taraflar arasında akdedilmiş olan boşanma protokolünde yer alan mal rejimi hukukundan kaynaklanan anlaşma maddelerinin mahkeme kararında yer alması veya protokolün mahkemece onaylanması gerekir. Mal rejiminden kaynaklanan talepler boşanmanın ferilerinden olmadığından ayrıca dava konusu edilebilirler.

Mahkemece, davacının anlaşmalı boşanma davasında düzenlenen protokolde boşanmanın ferileri olan velayet, nafaka, şahsi münasebet dışında kadının erkek adına tapuda kayıtlı Bornova/Yeşilova adresindeki evde ikinci bir evlilik yapıncaya kadar oturmaya devam edeceğinin, bu evdeki eşyaların kadına bırakıldığının ve tarafların yukarıdaki şartlarda anlaştıkları, birbirlerinden başkaca maddi manevi tazminat talepleri ile masraf ve vekalet ücreti talep etmeyeceklerinin düzenlendiği, 05.02.2013 tarihli duruşmadaki beyanlarında da bu hususları tekrarla bundan başka maddi manevi tazminat talepleri olmadığının da bildirilerek boşanmanın ferileri dışında da anlaşma sağlandığı görüşünden hareketle davanın reddine karar verilmiş ise de; ulaşılan sonuç isabetli değildir.

Davacı Nazan’ın boşanma protokolündeki ve protokolü doğruladığı 05.02.2013 tarihli oturumdaki boşanma dava dosyasındaki beyanı, boşanmanın fer’i niteliğindeki mali konulara yönelik olup, mal rejiminin tasfiyesi dolayısı ile eldeki dava konusu yapılan malvarlığına ilişkin bir açıklama içermemektedir. Mal rejiminin tasfiyesi boşanma davasının eki niteliğinde olmadığından; boşanmayla birlikte karara bağlanması zorunluluğu bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle, mahkemece iddia ve savunma çerçevesinde taraf delilleri toplanarak tartışılması ve tüm deliller değerlendirildikten sonra talebin esası hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, protokolden ve mahkeme içi ikrardan hareketle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması doğru olmamıştır.

SONUÇ :Davacı vekilinin temyiz itirazlarının bu nedenle kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 440/I. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 25,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 15.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.