YARGITAY HUKUK GENEL KURULU

Tarih: 22.12.2004 Esas: 2004 / 6-773 Karar: 2004 / 741

Kira Sözleşmesini Yapan Kiralayanın Malik Olması Zorunlu Değildir.

Özet:

Davacı, icra takibine vaki itirazın iptali ile kira alacağının tahsilini talep etmiştir. Davalı, davacının malik olmadığını, taraflar arasında kira sözleşmesi bulunmadığını iddia ederek davanın husumetten reddini talep etmiştir. Dosya kapsamından taraflar arasında sözlü kira sözleşmesi olduğu anlaşılmaktadır. Kira sözleşmesi yapan kişinin mutlaka malik olması gerekmez. Taraflar arasındaki sözlü kira sözleşmesi feshedilmemiş olduğundan taraflarını bağlar. Yerel mahkemece davanın esasının incelenmesi gerekirken yazılı gerekçeyle reddi hatalıdır.

Taraflar arasındaki “itirazın iptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara Asliye 12. Hukuk Mahkemesi’nce davanın reddine dair verilen 11.12.2003 gün ve 2002/933 E. – 2003/970 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 17.05.2004 gün ve 3598-3837 sayılı ilamı ile; (…..Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali ve kira alacağının tahsiline ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı vekili, dava dilekçesinde, davalının müvekkiline ait 3 parsel nolu taşınmaz üzerinde bulunan meskende kiracı olup, Nisan 2001 tarihine kadar kira paralarını davacıya ödediğini, bu tarihten sonra evin Hazine arazisi üzerinde kaldığından ve ecrimisil ödediğinden bahisle kira ödememeye başladığını, davalı hakkında Mayıs 2001 – Eylül 2002 ayları kirasının tahsili için yapılan icra takibine de itiraz ettiğini, arazi Hazine’ye ait olsa bile evin davacıya ait olduğunu belirterek itirazın iptalini, takibin devamını, davalının % 40’dan az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini talep etmiştir. Davalı, taşınmazın Milli Emlak Müdürlüğü’ne ait olduğunu, davacı malik olmadığından davanın husumet yönünden reddinin gerektiğini, taraflar arasında kira sözleşmesinin bulunmadığını, bu nedenle kira parasını da kabul etmediğini, taşınmazda fuzuli şagil olduğunu ve ecrimisil bedellerini Hazine’ye ödediğini, davanın reddini savunmuştur.

Taraflar arasında yazılı kira sözleşmesi bulunmamaktadır. Ancak davalı, 29.01.2003 tarihli oturumda taşınmazı Temmuz 1996 tarihinden itibaren davacıdan kiraladığını, Mayıs 2001 tarihine kadar kira paralarını ödediğini, en son aylık kiranın 50.000.000.-TL olduğunu kabul etmiştir. Dosyaya sunulan ödeme makbuzlarından da davalının Aralık 2000-Nisan 2001 tarihlerinde kira parasını davacı derneğe ödediği anlaşılmaktadır. Bu beyan ve belgeler karşısında taraflar arasında kira sözleşmesinin bulunduğunun kabulü gerekir. Kira sözleşmesi yapan kiralayanın mutlaka malik olması gerekmez. Taraflar arasındaki sözlü kira akdi feshedilmeyip halen geçerli olduğuna göre sözleşme hükümleri tarafları bağlar. Davalı kiracı, kira ilişkisinden doğan edimlerini yerine getirmekle yükümlüdür. Ecrimisil adı altında Maliye Hazinesi’ne ödemede bulunmuş olması kendi kiralayanına karşı olan edimini yerine getirmeme hakkı vermez. Bu durumda mahkemece işin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bundan zühul ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı görüldüğünden hükmün bozulması gerekmiştir…) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Temyiz Eden: Davacı vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen özel daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının özel daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 22.12.2004 gününde, oyçokluğu ile karar verildi.