YARGITAY 1. HUKUK DAİRESİ

Tarih: 20.12.2017 Esas: 2017/2052 Karar: 2017/7510

Muris Muvazaası Nedeniyle Verilen İptal Kararı Geriye Etkili Sonuç Doğurur; Muvazaalı İşleme Taraf Olan İyi Niyetli de Sayılamayacağından Davalının Taşınmazı Kullanması Ecrimisil Yönünden Baştan İtibaren Haksız İşgal Olarak Kabul Edilmelidir.

Özet:

Dava, paydaşlar arasında ecrimisil talebine ilişkindir. Muris muvazaasına dayalı işlemler yapıldıkları tarihten itibaren mutlak butlanla malul olup verilen iptal kararı geriye etkili sonuç doğurur. Öte yandan muvazaalı işleme taraf olan kişiler iyi niyetli sayılamazlar. Tarafı bulunduğu işlem yok hükmünde olup, bu şekilde oluşan tescil de yolsuz tescil niteliğindedir. Miras bırakanın ölümü ile terekesi mirasçılarına intikal edeceği ve ölüm tarihi itibariyle mirasçılarının hak sahibi olacağı gözetildiğinde, taşınmazı haksız olarak kullanan davalı haksız işgal tazminatı olan ecrimisil yönünden baştan itibaren sorumludur. Açıklanan hususlar dikkate alınmaksızın mahkemece, ihtarnamenin davalıya tebliğ edildiği tarihte intifadan men koşulunun gerçekleştiği benimsenerek ecrimisilin kısmen kabulüne karar verilmesi hatalıdır.  

Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili ve davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakiminin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-

Dava, paydaşlar arasında ecrimisil isteğine ilişkindir.

Davacılar, 3248 parsel sayılı taşınmazdaki 4 numaralı bağımsız bölüm davalı … adına kayıtlı iken açtıkları muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescili davası sonucu taşınmaza miras payları oranında paydaş olduklarını, taşınmazın uzun yıllardır davalı tarafından kullanılıp kiraya verildiğini, kendilerinin bu duruma rıza göstermediklerini ecrimisil talep ettikleri ihtarnameye rağmen herhangi bir bedel ödenmediğini ileri sürerek, mirasbırakanın ölüm tarihi olan 03.04.2007 tarihinden dava tarihine kadar olan dönem için , her bir davacı için 1.000 TL olmak üzere toplam 4.000,00 TL ecrimisilin 03.04.2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan tahsiline karar verilmesini istemişler; yargılama aşamasında kök miras bırakan Hacı’nın tüm mirasçılarını davaya dahil etmişlerdir.

Davalı, … ecrimisil talebinin zamanaşımına uğradığını, ihtarname tarihine kadar intifadan men koşulunun gerçekleşmediğini belirterek davanın reddini savunmuş; diğer dahili davalılar, davaya cevap vermemişlerdir.

Mahkemece, ihtarnamenin davalıya tebliğ tarihi olan 07.09.2011 tarihi ile dava tarihi olan 30.09.2011 tarihleri arasındaki dönem için davacıların ecrimisil talep etme hakkı bulunduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, Dairece; “… Bilindiği üzere, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak açılan tapu iptal ve tescil davaları sonucunda kurulacak olan kabul hükmü inşai (kurucu) olmayıp izhari (açıklayıcı) nitelik taşır. Bu suretle oluşan kararlara konu işlemler yapıldıkları tarihten itibaren mutlak butlanla malul olup yapılmamış sayılırlar ve iptal hükmü geriye etkili olarak sonuç doğurur. Öte yandan muvazaalı işleme taraf olan kişinin iyi niyetli olduğundan söz etme olanağı da yoktur. Tarafı bulunduğu işlem yok hükmünde olup, bu şekilde oluşan tescil de yolsuz tescil niteliğindedir.

O halde, miras bırakanın ölümü ile terekesi mirasçılarına intikal edeceği ve ölüm tarihi itibariyle mirasçılarının hak sahibi olacağı gözetildiğinde, taşınmazı haksız olarak kullanan kişinin taşınmaz malikine ödeyeceği haksız işgal tazminatı ecrimisilden sorumlu olacağı kuşkusuzdur.

Bu durumda, mahkemece ihtarnamenin davalıya tebliğ edildiği 7.9.2011 tarihinde intifadan men koşulunun gerçekleştiği benimsenerek ecrimisilin kısmen kabulüne karar verilmiş olmasının doğru olduğu söylenemez.

Hal böyle olunca, mahkemece murisin ölüm tarihinden itibaren hesaplanacak ecrimisilin hüküm altına alınması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. …” gerekçesiyle bozulmuş; mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiştir.

Dava ecrimisil isteğine ilişkin olup, … aleyhine açılmışken kök miras bırakan … …’nın tüm mirasçıları davaya dahil edilmiştir.

HMK. 297. maddesi 2. fırkası gereğince ; “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin , taleplerden her biri hakkında verilen hükümle , taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların , sıra numarası altında ; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” hükmü yer almaktadır.

Somut olayda karar başlığına göre birden fazla davalı bulunmakta olup, mahkemece her bir davacı için belirlenen ecrimisilin davalıdan alınması şeklinde tereddüte yol açacak şekilde hüküm kurulmuştur.

Hal böyle olunca; infaza uygun hüküm kurulması için yerel mahkeme kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

Davacıların temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 Sayılı Yasanın geçici 3. maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 20.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.