YARGITAY 2.HUKUK DAİRESİ

Tarih: 20.02.2018 Esas: 2018/154 Karar: 2018/2249

Nihai Hüküm Dosyadan El Çekme Sonucu Doğurur; Hükümden Sonra Talep Üzerine Çocukla Kişisel İlişki Düzenleyen Ek Karar Verilmesi Usul ve Yasaya Aykırıdır.

Özet:

Dava, boşanma talebine ilişkindir. Dosya içeriğinden, hüküm verilmesinden sonra ortak çocukla tedbiren kişisel ilişki kurulması talep edildiği ve mahkemece bu talebin ek karar ile kabul edildiği anlaşılmaktadır. Nihai hüküm, dosyadan el çekme sonucu doğurur. Açıklanan hususlar dikkate alınmadan, hüküm verilmesinden sonra talep üzerine kişisel ilişki düzenleyen ek karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından kusur belirlemesi ve manevi tazminat miktarı yönünden; davalı-davacı kadın tarafından ise her iki dava ve fer’ileri ile tedbiren kişisel ilişkiye yönelik ek karar yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 12.12.2017 günü duruşmalı temyiz eden davalı-davacı … ile vekili Av. … ve karşı taraf temyiz eden davacı-davalı … ile vekili Av. … geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

YARGITAY KARARI

1- Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; davalı-davacı kadının, tutum ve davranışlarıyla annesinin evlilik birliğine müdahalesine açık hale getirdiği, kardeşinin eşine karşı olumsuz söz ile davranışlarına sessiz kaldığı, hakaret ettiği, ortak çocuğu erkeğin ailesinin görmesine engel olduğu, eşine büyü yapmak maksadıyla idrarını içirdiği, güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, buna karşılık davacı-davalı erkeğin de, en son olayda eşine fiziksel şiddet uyguladığı ve sürekli olarak kadının ailesine “alın kızınızı götürün” dediği anlaşılmaktadır.

Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davalı-davacı kadın da dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, davalı-davacı kadının boşanma davasının da kabulü (TMK m. 166/2) ile boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile kadının davasının reddi doğru bulunmamıştır.

2- Davacı-davalı erkek, yerel mahkemece hüküm verilmesinden sonra ortak çocukla tedbiren kişisel ilişki talep etmiş, mahkemece erkeğin bu talebi 22.04.2016 tarihli ek karar ile kabul edilerek, davacı-davalı baba ile ortak çocuk arasında tedbiren kişisel ilişki tesis edilmiştir.

Yerel mahkeme dosyadan nihai hüküm kurarak el çektiğine göre; artık böyle bir durumda dosyayı ele alıp taraflara, yükümlülük yüklenmesi şeklinde ek karar oluşturması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 1. ve 2. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma sebebine göre yeniden karar verilmesi zorunlu hale gelen davacı-davalı erkeğin boşanma davası ile fer’isine ve sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, duruşma için takdir olunan 1.480 TL. vekalet ücretinin …’tan alınıp …’ye verilmesine, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 20.02.2018