YARGITAY 3.HUKUK DAİRESİ

Tarih: 05.10.2004 Esas: 2004 / 10859 Karar: 2004 / 10509

Nişanın Bozulması – Kişilik Hakları İhlal Edilmedikçe Sadece Üzüntü Duymak Manevi Tazminat Nedeni Değildir.

Özet:

Nişanının bozulması sonucu kişilik hakları saldırıya uğrayan nişanlı, kusurlu olan nişanlıdan manevi tazminat isteyebilir. Nişanının bozulması nedeniyle manevi tazminat isteyebilmek için kişilik haklarının ihlali, terk edilen nişanlının şeref ve namus duygularının yaralanmış olması veya çevreye karşı küçük düşmüş olması gerekir. Üzüntü duymak başlı başına manevi tazminatı gerektirmez. Yerel mahkemece salt üzüntü nedeniyle manevi tazminata karar verilmesi hatalıdır. 

Dava dilekçesinde 800.000.000.- Lira değerinde nişan hediyelerinin iadesi, birleştirilen dava ile de manevi tazminat istenilmiştir. Mahkemece davanın ve birleştirilen davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davacı-davalı tarafından temyiz edilmiştir.

YARGITAY KARARI

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kâğıtlar okunup gereği düşünüldü.

Davacı, nişanın bozulmasından dolayı hediyelerin iadesini talep etmiş, davalı birleştirilen dava ile nişanın bozulmasından dolayı 12.000.000.000.- Lira manevi tazminatın tahsilini istemiştir.

Mahkemece asıl davanın kısmen kabulü ile hediyelerin iadesine, birleştirilen davanın da kısmen kabulü ile 7.000.000.000.- Lira manevi tazminatın tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.

Ancak, TMK’nun 121. maddesine göre, nişanın bozulmasından kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan (nişanlıdan) manevi tazminat olarak uygun bir miktarda para ödenmesini isteyebilir. Üzüntü duymak başlı başına manevi tazminatı gerektirmez. Manevi tazminat talep edebilmek için, kişilik haklarının ihlali, terkedilen nişanlının şeref ve namus duygularının yaralanmış olması veya çevresine karşı küçük düşmüş, itibarının zedelenmiş olması gerekir.

Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin salt üzüntü nedeniyle manevi tazminata hükmedilmesi doğru değildir.

Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK’nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 05.10.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.