YARGITAY 15. HUKUK DAİRESİ

Tarih: 13.12.2016 Esas: 2015 / 5855 Karar: 2016 / 5110

Ortak Alanlarda Yaptırılan İmalatla İlgili Yüklenici ile Sözleşme İmzalamış Olan Site Yönetiminin Ayıplı İfa Nedeniyle Tazminat Davasında Aktif Dava Ehliyeti Vardır.

Özet:

Dava, eser sözleşmesine dayalı ayıplı ifa nedeniyle, ayıplı malın misli ile değiştirilmesi, maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir. Davanın dayanağını teşkil eden eser sözleşmesi davacı site yönetimi ile davalı şirket arasında yapılmıştır. Sözleşme konusu imalat da ortak alanlara ilişkindir. Site yönetimi adına dava açılabilmesi için site yönetimi ile yüklenici arasında akdi ilişkinin bulunması gerekli ve yeterlidir. Somut olayda, sözleşmede iş sahibi olarak davacı site yönetimi olmasına rağmen site yönetiminin dava açma sıfatının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi hatalıdır.

Hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan ayıplı ifa nedeniyle, ayıplı malın misli ile değiştirilmesi ve 1.000,00 TL maddi tazminat, 10.000,00 TL manevi tazminat istemine ilişkin olup; mahkemenin davacı site yönetiminin aktif dava ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine dair kararı davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde temyiz edilmiştir.

Taraf sıfatı, bir başka deyişle husumet ehliyeti; dava konusu hak ile kişiler arasındaki ilişkiyi ifade eder. Sıfat, bir maddi hukuk ilişkisinde tarafların o hak ile ilişkisinin olup olmadığının belirlenmesi anlamına gelir. Davacı sıfatı, dava konusu hakkın sahibini, davalı sıfatı ise dava konusu hakkın yükümlüsünü belirler.

Uygulamada davacı sıfatı, aktif husumeti, davalı sıfatı ise pasif husumeti karşılayacak şekilde kabul edilmektedir. Dava konusu şey üzerinde kim ya da kimler hak sahibi ise, davayı bu kişi veya kişilerin açması ve kime karşı hukuki koruma isteniyor ise o kişi veya kişilere davanın yöneltilmesi gerekir. Bir kimsenin davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı tıpkı hakkın mevcut olup olmadığının tayininde olduğu gibi maddi hukuka göre belirlenir. Taraf sıfatı bu anlamda, def’i değil itiraz niteliğinde olup; taraflarca süreye ve davanın aşamasına bakılmaksızın her zaman ileri sürülebileceği gibi taraflar ileri sürmemiş olsalar bile mahkemece re’sen nazara alınmalıdır. Nitekim dairemizin 25.05.2015 tarihli, 2014/7154 Esas ve 2015/2790 Karar sayılı ilâmında da bu kurallara işaret edilmiştir.

Davanın dayanağını teşkil eden 12.05.2015 tarihli sözleşme “……. Site Yönetimi” adıyla davacı ile davalı şirket arasında akdedilmiştir. Sözleşme konusu imalât da ortak alanlara ilişkindir. Site yönetimi adına dava açılabilmesi için yönetim ile yüklenici arasında akdî ilişkinin bulunması gerekli ve yeterlidir.

Somut olayda, davalı yüklenici şirketin muhatabı, sözleşmede iş sahibi olarak bulunan davacı site yönetimi olduğundan; davacının aktif dava ehliyetinin varlığı kabul edilip davanın esasının incelenmesi gerekirken, davacı site yönetiminin dava açma sıfatının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir. Kararın açıklanan nedenlerle bozulması gerekir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı site yönetimi vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davacı site yönetimi yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 13.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.