YARGITAY 13. HUKUK DAİRESİ 

Tarih: 05.10.2017 Esas: 2017/8060 Karar: 2017/9191

Para Havalesi – Ödeme Sebebi – İspat Külfeti

Özet :

Havale bir ödeme vasıtası olup, var olan bir borcun ödendiğini gösterir. Bu karinenin aksini havaleyi gönderen ispat etmelidir. Bu duruma göre havaleyle gönderilen paranın borç olarak gönderildiğini havaleyi gönderen ispatlamalıdır.

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

YARGITAY  KARARI

Davacı, 27/12/2007 tarihinden 09/07/2010 tarihine kadar davalıya banka yoluyla havaleler gönderdiğini, havale yoluyla gönderilen paralardan bir kısmının iade edildiğini, kalan kısmın faizi ile birlikte ödeneceğinin kabul edilmesine rağmen ödenmediğini, bu nedenle…. İcra Müdürlüğünün 2011/12034 esas sayılı dosyasıyla 29.650,00TL asıl alacak ve 5.200,00TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 34.850,00TL alacağın tahsili amacıyla icra takibine giriştiğini, icra takibine yapılan itiraz üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile davalının %40 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı, davalıya borcunun bulunmadığını beyan ederek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, Davanın Kabulü ile davalının …. İcra Müdürlüğünün 2011/12034 esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, takibin devamına karar verilen 29.650,00-TL asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2-Davacı, davalı banka havalesi ile gönderdiği paraların tahsili için yaptığı icra takibine itirazın iptali istemiyle eldeki davayı açmış, delil olarak da davalıya gönderdiği havalelere dayanmıştır. Davalı, davacıya borcu olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Hemen belirtmek gerekir ki, havale bir ödeme vasıtası olup, var olan bir borcun ödendiğini gösterir. Bu karinenin aksini havaleyi gönderen şahsın ispat etmesi gerekir. Öte yandan banka dekontlarında paranın borç olarak gönderildiğine dair bir açıklamanın bulunmadığı da sabittir. Açıklanan bu yönler birlikte değerlendirildiğinde, davacının iddiasını ispat ettiğinin kabulü imkansızdır. Davacı, iddiasını yasal delillerle kanıtlamalıdır. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın miktar ve niteliği gözetildiğinde açık bir muvafakat olmadıkça tanık dinlenemez, dinlenen tanık ifadelerine değer verilemez. Mahkemece, ispat yükünün davacıda olduğu gözetilerek davacının bu konudaki tüm delilleri toplanarak bir değerlendirme yapılmalı ve sonucuna uygun bir karar tesis edilmelidir. Yanlış değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.

3-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacının tüm temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, 3. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde davalıya iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.