YARGITAY 8. HUKUK DAİRESİ
Tarih: 07.03.2005 Esas: 2005 / 1196 Karar: 2005 / 1722
Tapusuz Taşınmazın Satışında Zilyetlik Devredilmedikçe Mülkiyet Alıcıya Geçmez.
Özet:
Dava, kadastrodan önceki satın almaya dayalı tapu iptali ve tescil talebine ilişkindir. Davacının dayandığı satış senedinin düzenlendiği tarihte taşınmaz tapusuzdur. Tapusuz taşınmaz satışlarında zilyetlik devri ile mülkiyet alıcıya geçer. Somut olayda, zilyetliğin devredildiği ispat edilememiştir. Bu durum karşısında davanın reddine karar verilmesi yerindedir.
A. ile A.E. ve M. aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Fethiye 2. Asliye Hukuk Hakimliği’nden verilen 22.10.2004 gün ve 435/889 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı vekili, öncesi 113 ada 93 parsel olan ve daha sonra birleştirme ve ayırma sonucu 302, 303, 304, 305, 306 ve 307 parsel sayılarını almış olan taşınmazın 3000 m2’lik bölümünün, kadastrodan önceki satın almaya dayanarak tapu kaydının iptali ile vekil edeni adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar vekili, vekil edenlerinin taşınmazı tapuda satın aldıklarını bildirerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Kadastro tutanağına göre, 113 ada 93 sayılı parsel imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı nedeniyle 27.09.1990 tarihinde davalıların satıcısı M. adına tespit edilmiş, tutanağın kesinleşmesi üzerine 09.06.1993 tarihinde tapuya tescil edilmiştir. Davacının dayandığı 25.09.1990 tarihli satış senedinin düzenlendiği tarihte taşınmaz tapusuz olduğundan TMK’nun 763. maddesi hükmü uyarınca zilyetliğinin devri ile mülkiyeti alıcısına geçer. Ne var ki, dava konusu taşınmaz bölümünün M. tarafından davalıya satılıp bedelinin alındığı satış senedinde belirtildiği halde, zilyetliğin devri hususunda herhangi bir açıklama yapılmadığı gibi keşifte dinlenen tanıklar, M’nin taşınmazı davacıya devir ve teslim etmeyip zilyetlik ve tasarrufunu sürdürdüğünü ifade ettiklerine ve davacının taşınmaz üzerinde hiçbir zaman zilyet olmadığı belirlendiğine ve zilyetliğin devrini öngörmeyen 25.09.1990 tarihli satış senedinin davacıya mülkiyet hakkı bahşetmeyeceğine göre, mahkemece yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olmasında herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir.
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının açıklanan nedenlerle reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 10,10.- YTL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 1,10 .-YTL’nın temyiz edenden alınmasına 07.03.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.