YARGITAY 13. HUKUK DAİRESİ

Tarih: 26.12.2017 Esas: 2017/7534 Karar: 2017/13059

Tebligat Kanunu’nun 35. Maddesine Göre Tebligat Yapılabilmesi İçin Daha Önce Aynı Adrese Usule Uygun Tebligat Yapılmış Olmalı, Muhatabın MERNİS Adresi Bulunmamalı ve Bu Adrese Gönderilen Tebligat Bila Tebliğ Dönmüş Olmalıdır.

Özet:

Dava, tazminat talebine ilişkindir. Tebligat Kanunu’nun 35. maddesi uyarınca tebligat yapılabilmesi için daha önce aynı adrese usulüne uygun tebligat yapılmış olmalı, muhatabın MERNİS adresi bulunmamalı ve bu adrese gönderilen tebligat bila tebliğ dönmüş olmalıdır. Dosya içeriğinden, yargılama sırasında 35. maddeye göre yapılan tebligatların usulüne uygun yapılmadığı anlaşılmaktadır. Usulsüz tebligatlara dayanılarak taraf teşkili sağlandığı kabul edilemez. Bu durumda, dava dilekçesi, tensip zaptı ve duruşma gününün davalıya usulüne uygun şekilde tebliğ edilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esası hakkında karar verilmesi gerekir.

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı-… avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, 5189 ada 7 parsel sayılı taşınmaz üzerine inşaa edilen binada davalı … adına kayıtlı 6 ve 7 numaralı, davalı … adına kayıtlı 9 numaralı bağımsız bölümleri, anılan bu davalıların kefili ve garantörü olarak hareket eden diğer davalı …’dan satın aldığını ve aralarında 2 adet protokol imzaladıklarını, protokol ile bağımsız bölümlerin 30.07.2008 tarihinde tesliminin, bu tarihte teslim olgusunun gerçekleşmemesi halinde ise aylık 2.000,00 TL kira bedelinin ödeneceğinin kararlaştırıldığını, fiili teslimin 01.06.2009 tarihinde gerçekleştiğini, ancak bağımsız bölümlerin tamamlanmadığını ileri sürerek; eksik iş bedeli olarak toplam 29.570,00 TL nin, kira tazminatı olarak da 20.000,00 TL nin tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Davalılar … davanın reddini dilemiş; diğer davalı …, davadan haberdar edilmemiş, davaya cevap vermemiştir.

Mahkemece, davalılar … ve … hakkındaki davanın reddine; diğer davalı … hakkındaki davanın ise kısmen kabulü ile 29.570,00 TL eksik işler bedeli ve 18.000 TL kira tazminatı bedelinin tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı … tarafından temyiz edilmiştir.

Her ne kadar, hükmün, davacı tarafından temyizi üzerine, Daire’nin 15.05.2013 tarih 2013/51-12626 sayılı ilamı ile karar onanmış ise de, yapılan incelemede, gerekçeli karar ve Daire’nin onama ilamı dahil olmak üzere, yargılama sırasında yapılan tüm tebliğ işlemlerinin, gerek 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10. ve 21. madde hükümleri ile Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik’in 16. ve 30. madde hükümlerine aykırılık taşıdığı, zira; Tebligat Kanunu madde 35’e göre tebligat yapılabilmesi için daha önce aynı adreste muhataba usulüne uygun tebligat yapılması ve muhatabın adrese dayalı kayıt sisteminde adresinin bulunmaması ve bu adrese gönderilen tebligatın bila tebliğ dönmüş olması zorunludur.

Eldeki davada, yargılama sırasında madde 35’e göre yapılan tebligatların yukarıda belirtilen açıklamalara uygun olmaksızın yapıldığı, keza, gerekçeli kararın ve dairenin onama ilamlarının tebliğinin de usulsüz olduğu anlaşılmaktadır. Davalı …’ın 24.10.2016 havale tarihli dilekçesinde ve geri çevirme işlemi ile temin edilen diğer dilekçelerinde ileri sürdüğü itirazlar; temyiz itirazı olarak kabul edilmiş, hükmün, davalı … bakımından kesinleşmediği sonucuna varılmıştır.

Bu kapsamda yapılan temyiz incelemesi sonucunda;

Davalıya yapılan tebligatlar, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler gereğince usulsüz olup söz konusu tebligatlara dayanılarak taraf teşkili sağlandığından söz edilemez. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 27. maddesi hükmüne göre hakim davanın taraflarını dinlemeden, onların İddia ve savunmalarını bildirmeleri için usulüne uygun olarak davet etmeden hüküm veremez.

Mahkemece dava dilekçesi, tensip zaptı ve duruşma gününün davalıya usulüne uygun şekilde tebliğ edilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esası hakkında karar verilmesi gerekirken, bu husus göz ardı edilerek karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle, hükmün davalı … yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/1. maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.12.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.